Çokan: “Vesayetçi zorbaların egemenliği bitecek”

Kocaeli 24.01.2017 - 10:55, Güncelleme: 26.12.2020 - 11:32
 

Çokan: “Vesayetçi zorbaların egemenliği bitecek”

Hukuki Araştırmalar Derneği (HUDER) İl Temsilcisi Halit Çokan, bu anayasa değişikliğinin referandumda onaylanması durumunda vesayetçi zorbaların egemenliğinin biteceğini söyledi

Hukuki Araştırmalar Derneği (HUDER) İl Temsilcisi Halit Çokan, anayasa referandumu ile ilgili bir açıklama yaptı. Çokan, bu anayasa değişikliğinin referandumda onaylanması durumunda vesayetçi zorbaların egemenliğinin biteceğini söyledi. Çokan’ın açıklamaları şu şekilde: “Evet, milletimiz kendisine dayatılan bölünme ve işgal harekatına karşı onurlu Kurtuluş Mücadelesini, Maraş'ta, Urfa'da, Antep'te ve Adana'da başlatmış ve bilahare bu Kurtuluş Mücadelesini TBMM çatısı altında sürdürmüştür. Ancak Kurtuluş mücadelemiz bitmiş değildir. Çünkü dahili ve harici düşmanlar ülkemizi bölme, parçalama ve yok etme habis hülyasından vazgeçmiş değiller. Dolayısıyla hâlâ Kurtuluş Mücadelesi sürecini yaşıyoruz.   MAĞDUR EDİLDİ Bugüne dek demokrasicilik oyunu ile egemenlik milletindir dediler, ama egemenliği asla millete vermediler. Yaptıkları göz bağcılıkla milleti uyutmayı başaramadıkları zaman, millete tasallut ettiler ve ona zorbalık yaptılar. On yıllara sari bir şekilde milletin inancına, tarihine, kültürüne ve kadim değerlerine muhalefet ettiler. Bu muhalefetlerini çağdaşlık, aydınlık ve özgürlük masallarıyla maskelediler. Millete çağ dışılıkla inançlarını gericilikle aşağıladılar. Milletin inancını öğrenmesini tehdit saydılar. Milletin iradesini küçümsediler. Milletin tercih ettiği partileri kapattılar veya cezalandırdılar. Milletin seçtiklerini tukaka yaptılar, mahkûm ettiler, hapse attılar; yetmedi siyaset yapmalarını yasakladılar. Milletin kızlarını üniversitelerin önünden polis marifetiyle kovdular, başlarını zorla açmaya çalıştılar. İnancı gereği başını örten kadınları memuriyetten men ettiler. İnançlarının gereğini yerine getiren askeri ve sivil memurları kamu hayatından kovdular. Milletin mağdur edilmiş bu fertlerine özgürlük tanınınca, rahatsız oldular ‘yaşam tarzımıza müdahale ediliyor’ diye tezvirat yaptılar, vaveyla kopardılar. Oysa dün onlar yaşam tarzına müdahalenin dik alasını yapıyorlardı.   HALKIN EGEMENLİĞİ Siz hiç başını örtmediği için eğitim hakkından men edilen kızımızı gördünüz mü? Siz hiç alkol kullandığı için memuriyet hayatına son verilen bir kamu görevlisi duydunuz mu? Siz hiç inançsız olduğu için tukaka edilen, hor görülen yurttaş gördünüz mü? Yok! Hayır! Ve iyi ki yok! Ve iyi ki hayır. Ama bunlar yaşam tarzımıza müdahale ediliyor diye tezvirat yapmaktan utanmadılar. Neden mi bu yaygarayı koparıyorlar? Çünkü daha önce kamu hayatında hayat hakkı tanımadıkları insanlar artık kamuda görev alabilir oldular da onun için... Yoksa kimsenin başkalarının yaşam tarzına müdahale ettiği yok. Bunların yaptıkları zulümlere referans teşkil eden mevzuat hâlâ yürürlükte... Aynı sebepler aynı sonuçları doğurur. Yine her hangi bir türbülansta milletin ensesinde boza pişirenler millete baskılarını eskisinden daha şiddetli şekilde arttıracaklardır. Onun için bu konjonktürel ve fiili durumu anayasal bir zemine oturtmak şart. Bunun yolu da milletin mukadderatına milletin sahip çıkmasıdır. Egemenliğini dolaysız olarak kullanmasıdır. Hükümetini direkt kendisinin belirlemesidir. İşte bu fırsat anayasa değişikliklerine yönelik referandumla milletin önüne gelmiştir. Bu fırsatı değerlendirmek ve vesayetçi zorbaların egemenliğine son vermek senin elinde.”   
Hukuki Araştırmalar Derneği (HUDER) İl Temsilcisi Halit Çokan, bu anayasa değişikliğinin referandumda onaylanması durumunda vesayetçi zorbaların egemenliğinin biteceğini söyledi

Hukuki Araştırmalar Derneği (HUDER) İl Temsilcisi Halit Çokan, anayasa referandumu ile ilgili bir açıklama yaptı. Çokan, bu anayasa değişikliğinin referandumda onaylanması durumunda vesayetçi zorbaların egemenliğinin biteceğini söyledi. Çokan’ın açıklamaları şu şekilde: “Evet, milletimiz kendisine dayatılan bölünme ve işgal harekatına karşı onurlu Kurtuluş Mücadelesini, Maraş'ta, Urfa'da, Antep'te ve Adana'da başlatmış ve bilahare bu Kurtuluş Mücadelesini TBMM çatısı altında sürdürmüştür. Ancak Kurtuluş mücadelemiz bitmiş değildir. Çünkü dahili ve harici düşmanlar ülkemizi bölme, parçalama ve yok etme habis hülyasından vazgeçmiş değiller. Dolayısıyla hâlâ Kurtuluş Mücadelesi sürecini yaşıyoruz.

 

MAĞDUR EDİLDİ

Bugüne dek demokrasicilik oyunu ile egemenlik milletindir dediler, ama egemenliği asla millete vermediler. Yaptıkları göz bağcılıkla milleti uyutmayı başaramadıkları zaman, millete tasallut ettiler ve ona zorbalık yaptılar. On yıllara sari bir şekilde milletin inancına, tarihine, kültürüne ve kadim değerlerine muhalefet ettiler. Bu muhalefetlerini çağdaşlık, aydınlık ve özgürlük masallarıyla maskelediler. Millete çağ dışılıkla inançlarını gericilikle aşağıladılar. Milletin inancını öğrenmesini tehdit saydılar. Milletin iradesini küçümsediler. Milletin tercih ettiği partileri kapattılar veya cezalandırdılar. Milletin seçtiklerini tukaka yaptılar, mahkûm ettiler, hapse attılar; yetmedi siyaset yapmalarını yasakladılar. Milletin kızlarını üniversitelerin önünden polis marifetiyle kovdular, başlarını zorla açmaya çalıştılar. İnancı gereği başını örten kadınları memuriyetten men ettiler. İnançlarının gereğini yerine getiren askeri ve sivil memurları kamu hayatından kovdular. Milletin mağdur edilmiş bu fertlerine özgürlük tanınınca, rahatsız oldular ‘yaşam tarzımıza müdahale ediliyor’ diye tezvirat yaptılar, vaveyla kopardılar. Oysa dün onlar yaşam tarzına müdahalenin dik alasını yapıyorlardı.

 

HALKIN EGEMENLİĞİ

Siz hiç başını örtmediği için eğitim hakkından men edilen kızımızı gördünüz mü? Siz hiç alkol kullandığı için memuriyet hayatına son verilen bir kamu görevlisi duydunuz mu? Siz hiç inançsız olduğu için tukaka edilen, hor görülen yurttaş gördünüz mü? Yok! Hayır! Ve iyi ki yok! Ve iyi ki hayır. Ama bunlar yaşam tarzımıza müdahale ediliyor diye tezvirat yapmaktan utanmadılar. Neden mi bu yaygarayı koparıyorlar? Çünkü daha önce kamu hayatında hayat hakkı tanımadıkları insanlar artık kamuda görev alabilir oldular da onun için... Yoksa kimsenin başkalarının yaşam tarzına müdahale ettiği yok. Bunların yaptıkları zulümlere referans teşkil eden mevzuat hâlâ yürürlükte... Aynı sebepler aynı sonuçları doğurur. Yine her hangi bir türbülansta milletin ensesinde boza pişirenler millete baskılarını eskisinden daha şiddetli şekilde arttıracaklardır. Onun için bu konjonktürel ve fiili durumu anayasal bir zemine oturtmak şart. Bunun yolu da milletin mukadderatına milletin sahip çıkmasıdır. Egemenliğini dolaysız olarak kullanmasıdır. Hükümetini direkt kendisinin belirlemesidir. İşte bu fırsat anayasa değişikliklerine yönelik referandumla milletin önüne gelmiştir. Bu fırsatı değerlendirmek ve vesayetçi zorbaların egemenliğine son vermek senin elinde.” 

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve hedefgazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.