Futbol düzelsin diye ayrıldım

Spor 07.01.2015 - 19:06, Güncelleme: 26.12.2020 - 11:30
 

Futbol düzelsin diye ayrıldım

Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim, kötüye giden ülke futbolunu düzeltmek ve katkı sağlamak için Galatasaray'dan ayrıldığını söyledi.

Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim, katıldığı seminerde çarpıcı açıklamalarda bulundu. Terim, Galatasaray'dan ayrılıp, Milli Takım'ın başına geçtiği süreçle alakalı "Kötüye giden ülke futbolunu düzeltmek ve katkı sağlamak için kabul ettim. Aksi taktirde bu görevi kabul etmezdim.'' dedi. "ÜLKE FUTBOLU İYİYE GİTMİYOR" Uluslararası Antrenör Gelişim Semineri'nde konuşan Fatih Terim, ülke futbolunun iyiye gitmediğini söylerken, "Futbolun içerisindeki aktörler olarak hepimiz kendimize gelelim, gelmek zorundayız. Beni, hayatını futbola vermiş bir insan olarak görün. Beni, bir ülke insanı olarak dinleyin, hatta söyleyeceklerime ülkesinin kaynakları ve evlatları için yüreği yanan birisinin sözleri olarak kulak verin." dedi. MİLLİ TAKIM'A GEÇİŞ SÜRECİ NASIL OLDU? Galatasaray'ın başındayken TFF'den gelen teklifin nasıl olduğu konusuna da açıklık getiren Terim, "Galatasaray ile uzun süreli atılım projem olduğu için TFF'nin uzun süreli çalışma teklifini reddetmiştim ve 4 maçlık anlaşma yapmıştım. Galatasaray'da kalacağımı açıkladıktan birkaç gün sonra idmandayken görevime son verildi. 'Kovsalar da gitmem' demiştim halbuki" ifadelerini kullandı. "AKSİ TAKDİRDE GÖREVİ KABUL ETMEZDİM" Sözlerine devam eden Terim, ''Sonrasında Futbol Federasyonu bana şu anda bulunduğum görevi bana teklif etti. Ben bu görevi 2-3 maç kazanıp kaybetmek için almadım. Kötüye giden ülke futbolunu düzeltmek ve katkı sağlamak için kabul ettim. Aksi taktirde bu görevi kabul etmezdim.'' diye konuştu. "KRAL ÇIPLAK" Yabancı konusuna değinen Terim, ''Yabancı konusunda tam 1 yıl uğraştık. Tüm dünyadaki uygulamaları inceledik. Projemizin bir kısmını hayata geçirmeye başlıyoruz. Kral Çıplak demek için karşınızdayım. Spor, sağlık harcamalarını azaltmak için vardır. Spor oldukça büyük bir güçtür." dedi. "DURUM ÇOK VAHİM" Kulüplerin mali yapısıyla alakalı konuşan tecrübeli hoca, "Almanya'da 28 milyon insan spor yaparken bu syı biz de 3 milyon. Şapkadan tavşan çıkarmaya çalışıyoruz. Ülke olarak uzun vadeli planlar yapacağımıza kısa süreli çözümler üretiyoruz. Bütün dünyada gelişen kadın futboluna Türkiye seyirci kalamaz. Maalesef geleceğimizi kaybediyoruz. Kulüplerimiz şirket olsaydı, birkaçı hariç şu an hepsi iflas etmişti. Yanlış harcamaların hesabı sorulmuyor. Mesele kelimelerle anlatılmayacak kadar vahim. PTT 1.Lig'de mücadele eden hiçbir kulübümüzün uEFA Lisansı bulunmamaktadır. FIFA'daki uyuşmazlık raporumuzun sayısı 600'ü geçti. 1.Lig'den bir takım kupayı kazansa bile Avrupa'ya gidemez." dedi. "SADECE ARDA VAR" Avrupa ile Türk futbolunu kıyaslayan Terim, ''Bu anlamda rakiplerimizin oldukça gerisinde olduğumuzu görüyoruz. Bizim onları geçmemiz lazım. Bu da kulüplerdeki fiziksel antrenmanlardan geçiyor. Dünyadaki milli takımları inceleyince çok sayıda oyuncunun Avrupa'daki en iyi 5 ligden geldiğini görüyoruz. Rakiplerin oyuncularının bu liglerde olduğunu görüyoruz. . Biz bunlarla uluslararası platformda yarışmaya çalışıyoruz ama milli takımımızda bu liglerde oynayan sadece 1 kişi var. Arda Turan. Bizden yetişip oynayan ikinci bi oyuncu yok.'' dedi. "MESSI, TÜRKİYE'DE OLSA CÜCE DERDİK" Messi örneğini veren Terim, ''Bugün Messi Türkiye'de olsa fiziği nedeniyle onunla dalga geçerlerdi. Çocukluğunda fiziği nedeniyle cüce bile derlerdi. Annesi babası televizyon programlarına çıkardı, o yaşta onu kaybederdik.'' ifadelerini kullandı. İşte Terim'in Türk futbolu için yazdığı reçete... "VELİ VE SEMİH'E SÖYLENENLERE YAZIK!""İki tane güzel olay oldu. Biri Veli, biri Semih. Çocuklar hakeme yardımcı olmuşlar. Kararlarının düzenlenmesine vesile olmuşlar. Karşılaşma sonrası televizyon programlarında böyle güzel hareketler övüleceğine, geri düşseydiyler böyle şeyler yapar mıydılar deniliyor. Yazık! Kaybettiğimiz değerlere yazık!.. Niye hep emeğimizi komplo teorilerine, yalanlara dolanlara harcıyoruz. Harcamıyoruz, bir grubu da inanmaya çalışıyoruz. Dedikodulu mübalağalar yapıyoruz. Geçirdiğimiz zamana yazık. Zaman zaten geçiyor. Zaten rötar yapmışız. Zaten o çocuklara borcumuz var. Gençliğimize bunları vermek zorundayız. "ALT YAPIYI KALDIRABİLİRSİNİZ DESEK KALDIRIRLAR""Bugün kulüplerde alt yapı programı zorunluluğunu kaldırsak dedik. TFF'den böyle bir şey istese, bir çok kulüp bundan memnuniyet duymazsa adımı değiştiririm. Hemen alt yapı programlarını kaldırırlar. Bazı aymaz kulüp yöneticileri, alt yapıları kulübe yük olarak görüyor. Öbür tarafta ne olursa olsun, oradan tasarruf edip buraya aktarma yok. Aşağıdaki tasarruf önemseniyor, yukarıdaki harcama önem ifade etmiyor." "ONLAR 2001'DE BAŞLADI, BİZ YENİ""Futbol Federasyonu olarak Çcuk Koruma Programından bahsetmek istiyorum. Biz TFF olarak Çocuk Koruma Programını çok önemsiyoruz. Çünkü her ne yapılırsa yapılsın sonuçta iki merciye olan oluyor. Biri çocuklarımıza, biri de geleceğimize. Çocuk Koruma Programı'nda çocuklarımızın istismar edildiğini gördük. Bu konulara kulüpte çalışırken şahit olmuş ve küçük müdaheleler yapmış biri olarak, ne pahasına olursa olsun kazanmak için kurulmuş alt yapı eğitim düzeni nedeniyle çocuklar hem aileleri hem de antrenörleri tarafından çok çiddi travmalara maruz bırakılmaktadırlar. Çocuk Koruma Programı, çocukları korumalıdır. Çocukların güven içinde ve mutluluk içinde her türlü zarardan arındırılmış eğitimli ve kişiler tarafından kollamak zorundayız. Cinsel istismarın, fiziksel istismarın, duygusal istismarın yaşanmadığı, insanlık haysiyetinin korunduğu saygın futbol ortamları yaratmak hedefimizdir." "Rakiplerimiz 2001'de veri tabanı işine başlamış. Çocuk Koruma Programı'na 2001'de başlamış. Bunlar o zamanda kurmuşlar biz yeni kurduk. Onlar süreci tamamlamışlar, şu anda kullanıma hazır bir veri tabanına sahipler. Bu veri tabanı sayesinde ülkelerinin futbolunun gelişimine katkı sağlamışlar. Çünkü nerede ne olduğunu görüyorlar. Bu veri tabanından herkesin faydalanması sağlanıyor. Bizim de süratle excell tablolarından kurtulmamız lazım. Türkiye'nin gelişmiş bir veri tabanına sahip olmamız gerek. Bu konuda da projemiz hazır." "ZAMAN, ÇÖZÜM ZAMANI""Futbol seyircinin varlığıyla değerli ve keyifli hale gelen bir spor. Bu sayede kulüpler ciddi gelirler elde ediyor. Sporcular bu sayede keyif alabiliyor. Rakiplerimizin seyirci sayısına baktığımızda 2012-13'te Almanya, İngiltere, İspanya, İtalya, Hollanda, Fransa, İskoçya, Belçika, İsviçre, Ukrayna ve Türkiye geliyor. Hepsinin gerisindeyiz. Almanya yüzde 100'ken biz çok gerilerdeyiz. İsviçre ile aramızdaki nüfus farkını görüyor musunuz Allah aşkına! Bizden çok seyircileri var. Sorunlardan kaçmama zamanıdır. Dibe vurmadan ne yapacağımızın çözümünü bulma zamanıdır. Bunun çözümüne katkıda bulunacak herkesin fikrini açıkça ifade etmesini istiyorum. TFF'nin kuruluşu 1923. Ogünden bugüne herkes için konuşuyorum. O günden bugüne hepsini incelediğim için konuşuyorum. Artık tamamdır. O zamandır bu zaman. Herkesin samimi katkı sağlama zamanıdır. Çünkü kısa pansumanlar bizim karakteristik özelliğimiz. Maalesef bunlar işi çözmüyor. Onun için uzun süreli sözleşme yaptım. Kalırım kalmam bilmiyorum. Dibe vurduk gidiyoruz. Yapılan planı uygulama zamanı. Futbolun tüm paydaşları için diyorum, vurma, sövme, yargılama, asma zamanı değil. Tüm paydaşların çözümün ortağı olma zamanı." "HALK MAÇ ÖZETİ GÖRMEK İSTİYOR""Bir de ülkemizde yıllara göre seyirci durumuna bakalım. Seyircisiz futbolu ayakta tutmak mümkün değil. Seyirciyi tekrar tribünlere çekmek zorundayız. Her hangi bir sebeple seyirciyi azalttı, çoğalttı demeden bunu yapmak zorundayız. Bunun çok nedeni vardır. Her şeyi sayabilirsiniz. Bizim bunları çözüm futbolu tekrar seyirciye sevdirmemiz gerekiyor. Peki seyirci tribüne gelmiyor." "Futbolla yatıp kalkan halkımız spor programlarını ne kadar izliyor. Pazar akşamları sadece maç özetlerini veren spor programları reytingde ilk yüzde bulabiliyor. İlk yüzde 20 dizinin tekrar gösterimi var. İlk 20'de bir tane spor, tartışma ya da yorum programı yok. Halkımız maç özetini izliyor. Hala futbolun kendini seviyor. Tartışma programlarına futbol programı dememiz lazım. Tekrar eden dizilerden bile arkadayız." "Yazılı basınımızda gazetelere ilgi ne durumda. Ülkemizde spor gazetelerinin günlük trajı 340 bin civarında. Okuyucuların büyük bölümü gazetenin kendinden çok iddia ve at yarışına ilgi gösteriyor." "Bu yüzden hepiniz ile el birliği yapmak zorundayız. Sevsek de sevmesek de işbirliği yapmalıyız. Asılsız haberler yapılarak bir yerlere gidilemeyeceği ortada. Aynı gemideyiz. Bir taraf su alırsa diğer taraf yükselir. Orada olduğunuz için kendinizi şanslı hissetmeyin. Çünkü gemi batar. Batan gemiden mutluluk kazanç beklemeyin. Sonuç kaçınılmazdır. Eninde sonunda geminin batması kaçınılmaz olur. Futbolun gelişmesinde projeler ve uygulalamalar için sizin (medyanın) katkı sunmanız lazım. Futbolun yaşamasına destek vermeniz lazım. Sizle de olmuyor, sizsiz de olmuyor. Gelin emeğinizi ülke futbolu için kullanın. Türk futbolunun 92 yıldır biriken bir kısmı kronikleşmiş sorunlarını yok mu saymanız gerekiyor. Bildiğimiz gerçekleri bilmiyormuş gibi mi davranmamış gerekiyor. 'Her şey günlük gülistanlık mı' dememiz gerekiyor. Sorunları söylemek kolay." "TFF, KRİTERLERİ HARFİYEN UYGULAMALI""Ekonomik olarak borç batağındaki kulüplerimiz yüksek maliyetli oyuncular almaya devam ediyor. Tesis eksiğimiz var. Alt yapıdan oyuncu yetiştirme dertleri yok. Yetiştirmediğimiz için transferler yapıyoruz. Bu kısır döngüyü kırmalıyız. Bunu da ancak TFF'nin kulüpleri denetleyip, gerekli yaptırımları uygulamasıyla mümkün olur. TFF, kulüplere UEFA kriterlerine uyma zorunluluğu getirmelidir. Bu zorunluluk yok mu? diye sorabilirsiniz. Harfiyen uygulanmalı. TFF bununla da yetinmeyip ülke şartlarına uygun TFF kriterleri getirmelidir. UEFA kriterleri oldu mu herkes telaşta. TFF kriteri oldu mu 'hallederiz' deniliyor. Bu kriterlerin hayata geçirilmesi için ciddi çalışmalarımız var." "Bazı kulüplerimiz için TFF'nin vereceği kriterler uydu, uydu. Uymazsa, gereği uygulanmalıdır. Affın olduğu, kararların sürekli ötelendiği durumda adalet duygusu da ciddi bir şekilde yara almaktadır. Kulüpler için ciddi çalışmalarımız var. Bir önceki yıl gelir gider dengesi bozuk olan kulüp transfer yapmamalıdır. Ayrılmış teknik direktöre veya futbolcuya borcu olan kulüp transfer yapamamalıdır. UEFA ve TFF kriterlerini yerine getiremeyen kulüp eksi puanla başlayacak, iki sezon üstüste yaptığı takdirde küme düşme cezası verilmelidir. Bütün kurallar hiçbir baskıya boyun eğmeden yerine getirilmelidir. Gerekirse ben dahil, bu görevler bırakılmalıdır." "KRİTERİ TUTTURAN ÜST LİGE, TUTTURAMAYAN ALT LİGE""Rakiplerimizin kulüp sayılarını da gördük. Ülkemizin 127 profesyonel kulübü kaldırması mümkün değil. Kimse alınmasın, darılmasın. Süratle TFF kalite değerlendirmesi yapmalı. Öncelikle 3. Lig'de kriterleri tutturabilen kulüpler, 2. Lig'e alınmalıdır...
Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim, kötüye giden ülke futbolunu düzeltmek ve katkı sağlamak için Galatasaray'dan ayrıldığını söyledi.

Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim, katıldığı seminerde çarpıcı açıklamalarda bulundu. Terim, Galatasaray'dan ayrılıp, Milli Takım'ın başına geçtiği süreçle alakalı "Kötüye giden ülke futbolunu düzeltmek ve katkı sağlamak için kabul ettim. Aksi taktirde bu görevi kabul etmezdim.'' dedi.

"ÜLKE FUTBOLU İYİYE GİTMİYOR"

Uluslararası Antrenör Gelişim Semineri'nde konuşan Fatih Terim, ülke futbolunun iyiye gitmediğini söylerken, "Futbolun içerisindeki aktörler olarak hepimiz kendimize gelelim, gelmek zorundayız. Beni, hayatını futbola vermiş bir insan olarak görün. Beni, bir ülke insanı olarak dinleyin, hatta söyleyeceklerime ülkesinin kaynakları ve evlatları için yüreği yanan birisinin sözleri olarak kulak verin." dedi.

MİLLİ TAKIM'A GEÇİŞ SÜRECİ NASIL OLDU?

Galatasaray'ın başındayken TFF'den gelen teklifin nasıl olduğu konusuna da açıklık getiren Terim, "Galatasaray ile uzun süreli atılım projem olduğu için TFF'nin uzun süreli çalışma teklifini reddetmiştim ve 4 maçlık anlaşma yapmıştım. Galatasaray'da kalacağımı açıkladıktan birkaç gün sonra idmandayken görevime son verildi. 'Kovsalar da gitmem' demiştim halbuki" ifadelerini kullandı.

"AKSİ TAKDİRDE GÖREVİ KABUL ETMEZDİM"

Sözlerine devam eden Terim, ''Sonrasında Futbol Federasyonu bana şu anda bulunduğum görevi bana teklif etti. Ben bu görevi 2-3 maç kazanıp kaybetmek için almadım. Kötüye giden ülke futbolunu düzeltmek ve katkı sağlamak için kabul ettim. Aksi taktirde bu görevi kabul etmezdim.'' diye konuştu.

"KRAL ÇIPLAK"

Yabancı konusuna değinen Terim, ''Yabancı konusunda tam 1 yıl uğraştık. Tüm dünyadaki uygulamaları inceledik. Projemizin bir kısmını hayata geçirmeye başlıyoruz. Kral Çıplak demek için karşınızdayım. Spor, sağlık harcamalarını azaltmak için vardır. Spor oldukça büyük bir güçtür." dedi.

"DURUM ÇOK VAHİM"

Kulüplerin mali yapısıyla alakalı konuşan tecrübeli hoca, "Almanya'da 28 milyon insan spor yaparken bu syı biz de 3 milyon. Şapkadan tavşan çıkarmaya çalışıyoruz. Ülke olarak uzun vadeli planlar yapacağımıza kısa süreli çözümler üretiyoruz. Bütün dünyada gelişen kadın futboluna Türkiye seyirci kalamaz. Maalesef geleceğimizi kaybediyoruz. Kulüplerimiz şirket olsaydı, birkaçı hariç şu an hepsi iflas etmişti. Yanlış harcamaların hesabı sorulmuyor. Mesele kelimelerle anlatılmayacak kadar vahim. PTT 1.Lig'de mücadele eden hiçbir kulübümüzün uEFA Lisansı bulunmamaktadır. FIFA'daki uyuşmazlık raporumuzun sayısı 600'ü geçti. 1.Lig'den bir takım kupayı kazansa bile Avrupa'ya gidemez." dedi.

"SADECE ARDA VAR"

Avrupa ile Türk futbolunu kıyaslayan Terim, ''Bu anlamda rakiplerimizin oldukça gerisinde olduğumuzu görüyoruz. Bizim onları geçmemiz lazım. Bu da kulüplerdeki fiziksel antrenmanlardan geçiyor. Dünyadaki milli takımları inceleyince çok sayıda oyuncunun Avrupa'daki en iyi 5 ligden geldiğini görüyoruz. Rakiplerin oyuncularının bu liglerde olduğunu görüyoruz. . Biz bunlarla uluslararası platformda yarışmaya çalışıyoruz ama milli takımımızda bu liglerde oynayan sadece 1 kişi var. Arda Turan. Bizden yetişip oynayan ikinci bi oyuncu yok.'' dedi.

"MESSI, TÜRKİYE'DE OLSA CÜCE DERDİK"

Messi örneğini veren Terim, ''Bugün Messi Türkiye'de olsa fiziği nedeniyle onunla dalga geçerlerdi. Çocukluğunda fiziği nedeniyle cüce bile derlerdi. Annesi babası televizyon programlarına çıkardı, o yaşta onu kaybederdik.'' ifadelerini kullandı.

İşte Terim'in Türk futbolu için yazdığı reçete...

"VELİ VE SEMİH'E SÖYLENENLERE YAZIK!"

"İki tane güzel olay oldu. Biri Veli, biri Semih. Çocuklar hakeme yardımcı olmuşlar. Kararlarının düzenlenmesine vesile olmuşlar. Karşılaşma sonrası televizyon programlarında böyle güzel hareketler övüleceğine, geri düşseydiyler böyle şeyler yapar mıydılar deniliyor. Yazık! Kaybettiğimiz değerlere yazık!.. Niye hep emeğimizi komplo teorilerine, yalanlara dolanlara harcıyoruz. Harcamıyoruz, bir grubu da inanmaya çalışıyoruz. Dedikodulu mübalağalar yapıyoruz. Geçirdiğimiz zamana yazık. Zaman zaten geçiyor. Zaten rötar yapmışız. Zaten o çocuklara borcumuz var. Gençliğimize bunları vermek zorundayız.

"ALT YAPIYI KALDIRABİLİRSİNİZ DESEK KALDIRIRLAR"

"Bugün kulüplerde alt yapı programı zorunluluğunu kaldırsak dedik. TFF'den böyle bir şey istese, bir çok kulüp bundan memnuniyet duymazsa adımı değiştiririm. Hemen alt yapı programlarını kaldırırlar. Bazı aymaz kulüp yöneticileri, alt yapıları kulübe yük olarak görüyor. Öbür tarafta ne olursa olsun, oradan tasarruf edip buraya aktarma yok. Aşağıdaki tasarruf önemseniyor, yukarıdaki harcama önem ifade etmiyor."

"ONLAR 2001'DE BAŞLADI, BİZ YENİ"

"Futbol Federasyonu olarak Çcuk Koruma Programından bahsetmek istiyorum. Biz TFF olarak Çocuk Koruma Programını çok önemsiyoruz. Çünkü her ne yapılırsa yapılsın sonuçta iki merciye olan oluyor. Biri çocuklarımıza, biri de geleceğimize. Çocuk Koruma Programı'nda çocuklarımızın istismar edildiğini gördük. Bu konulara kulüpte çalışırken şahit olmuş ve küçük müdaheleler yapmış biri olarak, ne pahasına olursa olsun kazanmak için kurulmuş alt yapı eğitim düzeni nedeniyle çocuklar hem aileleri hem de antrenörleri tarafından çok çiddi travmalara maruz bırakılmaktadırlar. Çocuk Koruma Programı, çocukları korumalıdır. Çocukların güven içinde ve mutluluk içinde her türlü zarardan arındırılmış eğitimli ve kişiler tarafından kollamak zorundayız. Cinsel istismarın, fiziksel istismarın, duygusal istismarın yaşanmadığı, insanlık haysiyetinin korunduğu saygın futbol ortamları yaratmak hedefimizdir."

"Rakiplerimiz 2001'de veri tabanı işine başlamış. Çocuk Koruma Programı'na 2001'de başlamış. Bunlar o zamanda kurmuşlar biz yeni kurduk. Onlar süreci tamamlamışlar, şu anda kullanıma hazır bir veri tabanına sahipler. Bu veri tabanı sayesinde ülkelerinin futbolunun gelişimine katkı sağlamışlar. Çünkü nerede ne olduğunu görüyorlar. Bu veri tabanından herkesin faydalanması sağlanıyor. Bizim de süratle excell tablolarından kurtulmamız lazım. Türkiye'nin gelişmiş bir veri tabanına sahip olmamız gerek. Bu konuda da projemiz hazır."

"ZAMAN, ÇÖZÜM ZAMANI"

"Futbol seyircinin varlığıyla değerli ve keyifli hale gelen bir spor. Bu sayede kulüpler ciddi gelirler elde ediyor. Sporcular bu sayede keyif alabiliyor. Rakiplerimizin seyirci sayısına baktığımızda 2012-13'te Almanya, İngiltere, İspanya, İtalya, Hollanda, Fransa, İskoçya, Belçika, İsviçre, Ukrayna ve Türkiye geliyor. Hepsinin gerisindeyiz. Almanya yüzde 100'ken biz çok gerilerdeyiz. İsviçre ile aramızdaki nüfus farkını görüyor musunuz Allah aşkına! Bizden çok seyircileri var. Sorunlardan kaçmama zamanıdır. Dibe vurmadan ne yapacağımızın çözümünü bulma zamanıdır. Bunun çözümüne katkıda bulunacak herkesin fikrini açıkça ifade etmesini istiyorum. TFF'nin kuruluşu 1923. Ogünden bugüne herkes için konuşuyorum. O günden bugüne hepsini incelediğim için konuşuyorum. Artık tamamdır. O zamandır bu zaman. Herkesin samimi katkı sağlama zamanıdır. Çünkü kısa pansumanlar bizim karakteristik özelliğimiz. Maalesef bunlar işi çözmüyor. Onun için uzun süreli sözleşme yaptım. Kalırım kalmam bilmiyorum. Dibe vurduk gidiyoruz. Yapılan planı uygulama zamanı. Futbolun tüm paydaşları için diyorum, vurma, sövme, yargılama, asma zamanı değil. Tüm paydaşların çözümün ortağı olma zamanı."

"HALK MAÇ ÖZETİ GÖRMEK İSTİYOR"

"Bir de ülkemizde yıllara göre seyirci durumuna bakalım. Seyircisiz futbolu ayakta tutmak mümkün değil. Seyirciyi tekrar tribünlere çekmek zorundayız. Her hangi bir sebeple seyirciyi azalttı, çoğalttı demeden bunu yapmak zorundayız. Bunun çok nedeni vardır. Her şeyi sayabilirsiniz. Bizim bunları çözüm futbolu tekrar seyirciye sevdirmemiz gerekiyor. Peki seyirci tribüne gelmiyor."

"Futbolla yatıp kalkan halkımız spor programlarını ne kadar izliyor. Pazar akşamları sadece maç özetlerini veren spor programları reytingde ilk yüzde bulabiliyor. İlk yüzde 20 dizinin tekrar gösterimi var. İlk 20'de bir tane spor, tartışma ya da yorum programı yok. Halkımız maç özetini izliyor. Hala futbolun kendini seviyor. Tartışma programlarına futbol programı dememiz lazım. Tekrar eden dizilerden bile arkadayız."

"Yazılı basınımızda gazetelere ilgi ne durumda. Ülkemizde spor gazetelerinin günlük trajı 340 bin civarında. Okuyucuların büyük bölümü gazetenin kendinden çok iddia ve at yarışına ilgi gösteriyor." 

"Bu yüzden hepiniz ile el birliği yapmak zorundayız. Sevsek de sevmesek de işbirliği yapmalıyız. Asılsız haberler yapılarak bir yerlere gidilemeyeceği ortada. Aynı gemideyiz. Bir taraf su alırsa diğer taraf yükselir. Orada olduğunuz için kendinizi şanslı hissetmeyin. Çünkü gemi batar. Batan gemiden mutluluk kazanç beklemeyin. Sonuç kaçınılmazdır. Eninde sonunda geminin batması kaçınılmaz olur. Futbolun gelişmesinde projeler ve uygulalamalar için sizin (medyanın) katkı sunmanız lazım. Futbolun yaşamasına destek vermeniz lazım. Sizle de olmuyor, sizsiz de olmuyor. Gelin emeğinizi ülke futbolu için kullanın. Türk futbolunun 92 yıldır biriken bir kısmı kronikleşmiş sorunlarını yok mu saymanız gerekiyor. Bildiğimiz gerçekleri bilmiyormuş gibi mi davranmamış gerekiyor. 'Her şey günlük gülistanlık mı' dememiz gerekiyor. Sorunları söylemek kolay."

"TFF, KRİTERLERİ HARFİYEN UYGULAMALI"

"Ekonomik olarak borç batağındaki kulüplerimiz yüksek maliyetli oyuncular almaya devam ediyor. Tesis eksiğimiz var. Alt yapıdan oyuncu yetiştirme dertleri yok. Yetiştirmediğimiz için transferler yapıyoruz. Bu kısır döngüyü kırmalıyız. Bunu da ancak TFF'nin kulüpleri denetleyip, gerekli yaptırımları uygulamasıyla mümkün olur. TFF, kulüplere UEFA kriterlerine uyma zorunluluğu getirmelidir. Bu zorunluluk yok mu? diye sorabilirsiniz. Harfiyen uygulanmalı. TFF bununla da yetinmeyip ülke şartlarına uygun TFF kriterleri getirmelidir. UEFA kriterleri oldu mu herkes telaşta. TFF kriteri oldu mu 'hallederiz' deniliyor. Bu kriterlerin hayata geçirilmesi için ciddi çalışmalarımız var."

"Bazı kulüplerimiz için TFF'nin vereceği kriterler uydu, uydu. Uymazsa, gereği uygulanmalıdır. Affın olduğu, kararların sürekli ötelendiği durumda adalet duygusu da ciddi bir şekilde yara almaktadır. Kulüpler için ciddi çalışmalarımız var. Bir önceki yıl gelir gider dengesi bozuk olan kulüp transfer yapmamalıdır. Ayrılmış teknik direktöre veya futbolcuya borcu olan kulüp transfer yapamamalıdır. UEFA ve TFF kriterlerini yerine getiremeyen kulüp eksi puanla başlayacak, iki sezon üstüste yaptığı takdirde küme düşme cezası verilmelidir. Bütün kurallar hiçbir baskıya boyun eğmeden yerine getirilmelidir. Gerekirse ben dahil, bu görevler bırakılmalıdır." 

"KRİTERİ TUTTURAN ÜST LİGE, TUTTURAMAYAN ALT LİGE"

"Rakiplerimizin kulüp sayılarını da gördük. Ülkemizin 127 profesyonel kulübü kaldırması mümkün değil. Kimse alınmasın, darılmasın. Süratle TFF kalite değerlendirmesi yapmalı. Öncelikle 3. Lig'de kriterleri tutturabilen kulüpler, 2. Lig'e alınmalıdır...

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve hedefgazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.