GTÜ Rektörü Görgün, ‘’Fatih ve İnovasyon’’ sunumu yaptı

Gebze 25.03.2017 - 13:28, Güncelleme: 26.12.2020 - 11:32
 

GTÜ Rektörü Görgün, ‘’Fatih ve İnovasyon’’ sunumu yaptı

“Uluslararası Çoban Mustafa Paşa ve Kocaeli Tarihi-Kültürü Sempozyumu- IV’’nun ilk özel oturumunda GTÜ Rektörü Prof. Dr. Görgün, ‘’Fatih ve İnovasyon’’ sunumu yaptı

      Kocaeli Büyükşehir belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı’nın düzenlediği “Uluslararası Çoban Mustafa Paşa ve Kocaeli Tarihi-Kültürü Sempozyumu- IV’’nun 2. Gününde ilk özel oturum Gebze Teknik Üniversitesi(GTÜ) Rektörü Prof. Dr. Haluk Görgün tarafından gerçekleştirildi. Özel oturumda ‘’Fatih ve İnovasyon’’ konulu bir bildirimde bulunan Prof. Dr. Görgün, ‘’fatih Sultan Mehmet; 2 imparatorluk, 14 devlet, 200’den fazla şehri fetheden büyük bir komutan, kendi kaftanlarının çizimini yapan bir tasarımcı, günümüze ışık tutan bir dehadır’’ dedi.   FATİH VE İNOVASYON  “Uluslararası Çoban Mustafa Paşa ve Kocaeli Tarihi-Kültürü Sempozyumu- IV’’nda bu yıl 5 farklı salonda gün boyu devam eden oturumların yanı sıra özel oturumlara da yer veriliyor. Sempozyumun 2. gününde ilk özel oturumu gerçekleştiren GTÜ Rektörü Prof. Dr. Görgün, ‘’Fatih ve İnovasyon’’ konulu bir sunum gerçekleştirdi. Oturumun başlangıcında söz alan sempozyum kurulu başkanı Prof. Dr. Haluk Selvi, bu yıl iki özel oturum yapılacağı bilgisini aktardı. Üniversite öğrencilerinin yoğun ilgi gösterdiği özel oturumda konuşan Prof. Dr. Görgün, ‘Bu konferans serisini çok kıymetli buluyorum. Başta Başkanımız Karaosmanoğlu, ekibi ve destek veren akademisyen arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Tarihe yol gösterecek çalışmaların temelleri oluşturuluyor’’ ifadesini kullandı.   BÜYÜK İSKENDER’İ ÖRNEK ALIYORDU İlk kez bir tarih sempozyumunda sunum yaptığına değinen Prof. Dr. Görgün, ‘’Fatih Sultan Mehmet, farklı dillere hakim, okumayı seven, geniş bir kütüphanesi olan, Büyük İskender’i kendisine örnek alan bir hükümdardı. Coğrafyaya da özel bir ilgisi vardı. Venedik ve Floransa ile irtibat halindeydi. Uluslararası diplomasiyi çok iyi biliyordu. Güzel sanatlara özel bir ilgisi vardı. İstanbul’un fethi; tesadüf veya bir macera asla değildi. Kökleşen bir ülkünün ve bir cihan projesi kurulması projesinin sonucuydu. Bu Peygamber Efendimizin bir hadisine de dayanıyordu. İstanbul stratejik bir öneme sahipti. Burada da Eskihisar ve Darıca Kalesi arasında çok önemli tarihi gelişmeler yaşanmıştı’’ bilgisini verdi.   2 İMPARATORLUK, 14 DEVLET, 200’DEN FAZLA ŞEHRİ FETHETTİ Salonu dolduranların büyük ilgiyle takip ettiği sunumda sözlerine devam eden Prof. Dr. Görgün, ‘’İstanbul’un fethinin hazırlıkları sırasında fethe karşı olanlar da vardı. Fatih Sultan Mehmet çok zekice hamleler yaparak, bu kişileri kendi tarafına çekmişti. Askeri kaynaklar, maddi kaynaklar ve mühimmat; fetih için çok önemliydi. Havan toplarının icat edilmesi ve tasarlanması konusunda kendisinin katkıları olmuştur. 3-4 ay gibi kısa sürede Rumeli Hisarını yaptırmıştır. 54 gün süren fetihte dünyada ilk kez kullanılan Şahi topları ve kendi tasarladığı yürüyen kuleler kullanılmıştır. 21-22 Nisan gecelerinde 70 gemiyi karadan yürüterek askeri dehasını bir kez daha göstermiştir. Fethin ardından kayzer ünvanını da almıştır. Fetih sonrası İstanbul’un nüfusu önemli oranda artmıştır. Osmanlıyı imparatorluk yapan devlet adamı, 2 imparatorluk, 14 devlet, 200’den fazla şehri fetheden büyük bir komutan, kendi kaftanlarının çizimini yapan bir tasarımcı, günümüze ışık tutan bir dehadır’’ açıklamasını yaptı.   GÜL KOKLAYAN FATİH PORTRESİ Prof. Dr. Görgün, ilgi çeken sunumuna şöyle devam etti; ‘’680 kiloluk taş ve güllerin atıldığı Şahi toplarının tasarımını kendisi yapmıştır. Bu askeri alanda çok önemli bir gelişmedir. Bunlardan önemli bölümünü de Çanakkale Boğazı’na göndermiştir. Bu topların yüzlerce yıl sonra bile çalışır halde olduğu söylenmektedir. Fetih sırasında gemilerin Kasımpaşa sırtlarından Haliç’e indirilmesi en önemli inovasyon çalışmalarından birisidir. Sahni Seman adı verilen ilk üniversiteyi kurdurmuş, bunu için Ali Kuşçu’yu davet etmiştir. Fatih Külliyesi ise geometrik yaklaşımlarla oluşturulmuştur. Doğu ve batı sentezini kullanarak bu alanda da bir inovasyon uygulamıştır ve ilk kez saray görevlilerinin eğitim almaları için yurt dışına göndermiştir. Gül koklayan fatih portresini de kendisi çizdiriyor. Fatihe kasar profilden portre çizdiren olmamıştır. Mimarideki inovatif yaklaşımlarından en güzel örnek 1478 yılında yapılan Topkapı Sarayı’dır. Üç povilyonun her birini o dönemin güçlü topluluklarının bakış açısıyla yaptırmıştır. Bunlar İran, Osmanlı ve Yunan kültürünü temsil etmektedir. 380 yıl Osmanlı imparatorluğunun ana sarayı, padişah ve ailelerinin yaşadığı saray, 70 bin metrekarelik Topkapı Sarayı’dır.’’   RUMELİ HİSARINDA HZ. MUHAMMED YAZIYOR Çanakkale Savaşı’nda da en önemli müdafaa noktalarından birisi olan Kilitbahir Kalesi’nin de Fatih tarafında yaptırıldığını aktaran Prof. Dr. Görgün, ‘’Kilitbahir Kalesi ise dünyada ilk kez üçgen şeklinde yapılmış kaledir. Fatih’in yaptırdığı hiçbir eser birbirinin tekrarı veya taklidi değildir, mutlaka yenilikçi bir yaklaşım vardır. 1462 yılında yapılan Kilitbahir Kalesi’nin Çanakkale Savaşı’ndan büyük önemi olmuştur. Maddi ve manevi ilimlere hakim olan Padişah, batıdaki gibi kendi portresinin olduğu bronz bir madalyon yaptırmıştır.  O dönemin önemli eserlerinden Ayasofya’da ilk Cuma namazını kılıp, camiye çevirmesinin yanı sıra çok önemli bir ilim ve bilim merkezi haline getirmiştir. Eyüp Sultan Cami’nin manevi bir yaklaşımla yapılması, bir rüya sonucunda bir eserin yapılması da ilkler arasında yer almaktadır. Rumeli Hisarı’nın da 3-4 ay gibi kısa sürede bitirilmesi büyük bir inovasyon çalışmasıdır. Burada üç kulenin başına o dönemin önemli paşalarını yerleştiriyor ve hızlıca bitirilmesini sağlıyor. Karşıdan ve yukarıdan bakıldığında Rumeli Hisarı’nda Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in adı yazıyor. Fatih Sultan Mehmet’in 12 önemli paşası İstanbul’da çeşitli semtlere isimlerini vermiştir. Kanunname-i Ali Osman ile yönetimsel inovasyon yönünü de ortaya koymuştur. GTÜ olarak Fatih Sultan Mehmet’in vefat ettiği noktadan onun girişimci ruhunu yeniden canlandırabilmek adına başlattığımız çalışmalara sizlerin de katkısını bekliyorum’’ sözleriyle oturumunu tamamladı. Konuşmasının sonunda sempozyum kurulu başkanı Prof. Dr. Selvi ile Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanı Raşit Fidan, katılımından dolayı GTÜ Rektörü Prof. Dr. Görgün’e teşekkürlerini iletti.
“Uluslararası Çoban Mustafa Paşa ve Kocaeli Tarihi-Kültürü Sempozyumu- IV’’nun ilk özel oturumunda GTÜ Rektörü Prof. Dr. Görgün, ‘’Fatih ve İnovasyon’’ sunumu yaptı

 

 

 

Kocaeli Büyükşehir belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı’nın düzenlediği “Uluslararası Çoban Mustafa Paşa ve Kocaeli Tarihi-Kültürü Sempozyumu- IV’’nun 2. Gününde ilk özel oturum Gebze Teknik Üniversitesi(GTÜ) Rektörü Prof. Dr. Haluk Görgün tarafından gerçekleştirildi. Özel oturumda ‘’Fatih ve İnovasyon’’ konulu bir bildirimde bulunan Prof. Dr. Görgün, ‘’fatih Sultan Mehmet; 2 imparatorluk, 14 devlet, 200’den fazla şehri fetheden büyük bir komutan, kendi kaftanlarının çizimini yapan bir tasarımcı, günümüze ışık tutan bir dehadır’’ dedi.

 

FATİH VE İNOVASYON

 “Uluslararası Çoban Mustafa Paşa ve Kocaeli Tarihi-Kültürü Sempozyumu- IV’’nda bu yıl 5 farklı salonda gün boyu devam eden oturumların yanı sıra özel oturumlara da yer veriliyor. Sempozyumun 2. gününde ilk özel oturumu gerçekleştiren GTÜ Rektörü Prof. Dr. Görgün, ‘’Fatih ve İnovasyon’’ konulu bir sunum gerçekleştirdi. Oturumun başlangıcında söz alan sempozyum kurulu başkanı Prof. Dr. Haluk Selvi, bu yıl iki özel oturum yapılacağı bilgisini aktardı.

Üniversite öğrencilerinin yoğun ilgi gösterdiği özel oturumda konuşan Prof. Dr. Görgün, ‘Bu konferans serisini çok kıymetli buluyorum. Başta Başkanımız Karaosmanoğlu, ekibi ve destek veren akademisyen arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Tarihe yol gösterecek çalışmaların temelleri oluşturuluyor’’ ifadesini kullandı.

 

BÜYÜK İSKENDER’İ ÖRNEK ALIYORDU

İlk kez bir tarih sempozyumunda sunum yaptığına değinen Prof. Dr. Görgün, ‘’Fatih Sultan Mehmet, farklı dillere hakim, okumayı seven, geniş bir kütüphanesi olan, Büyük İskender’i kendisine örnek alan bir hükümdardı. Coğrafyaya da özel bir ilgisi vardı. Venedik ve Floransa ile irtibat halindeydi. Uluslararası diplomasiyi çok iyi biliyordu. Güzel sanatlara özel bir ilgisi vardı. İstanbul’un fethi; tesadüf veya bir macera asla değildi. Kökleşen bir ülkünün ve bir cihan projesi kurulması projesinin sonucuydu. Bu Peygamber Efendimizin bir hadisine de dayanıyordu. İstanbul stratejik bir öneme sahipti. Burada da Eskihisar ve Darıca Kalesi arasında çok önemli tarihi gelişmeler yaşanmıştı’’ bilgisini verdi.

 

2 İMPARATORLUK, 14 DEVLET, 200’DEN FAZLA ŞEHRİ FETHETTİ

Salonu dolduranların büyük ilgiyle takip ettiği sunumda sözlerine devam eden Prof. Dr. Görgün, ‘’İstanbul’un fethinin hazırlıkları sırasında fethe karşı olanlar da vardı. Fatih Sultan Mehmet çok zekice hamleler yaparak, bu kişileri kendi tarafına çekmişti. Askeri kaynaklar, maddi kaynaklar ve mühimmat; fetih için çok önemliydi. Havan toplarının icat edilmesi ve tasarlanması konusunda kendisinin katkıları olmuştur. 3-4 ay gibi kısa sürede Rumeli Hisarını yaptırmıştır. 54 gün süren fetihte dünyada ilk kez kullanılan Şahi topları ve kendi tasarladığı yürüyen kuleler kullanılmıştır. 21-22 Nisan gecelerinde 70 gemiyi karadan yürüterek askeri dehasını bir kez daha göstermiştir. Fethin ardından kayzer ünvanını da almıştır. Fetih sonrası İstanbul’un nüfusu önemli oranda artmıştır. Osmanlıyı imparatorluk yapan devlet adamı, 2 imparatorluk, 14 devlet, 200’den fazla şehri fetheden büyük bir komutan, kendi kaftanlarının çizimini yapan bir tasarımcı, günümüze ışık tutan bir dehadır’’ açıklamasını yaptı.

 

GÜL KOKLAYAN FATİH PORTRESİ

Prof. Dr. Görgün, ilgi çeken sunumuna şöyle devam etti; ‘’680 kiloluk taş ve güllerin atıldığı Şahi toplarının tasarımını kendisi yapmıştır. Bu askeri alanda çok önemli bir gelişmedir. Bunlardan önemli bölümünü de Çanakkale Boğazı’na göndermiştir. Bu topların yüzlerce yıl sonra bile çalışır halde olduğu söylenmektedir. Fetih sırasında gemilerin Kasımpaşa sırtlarından Haliç’e indirilmesi en önemli inovasyon çalışmalarından birisidir. Sahni Seman adı verilen ilk üniversiteyi kurdurmuş, bunu için Ali Kuşçu’yu davet etmiştir. Fatih Külliyesi ise geometrik yaklaşımlarla oluşturulmuştur. Doğu ve batı sentezini kullanarak bu alanda da bir inovasyon uygulamıştır ve ilk kez saray görevlilerinin eğitim almaları için yurt dışına göndermiştir. Gül koklayan fatih portresini de kendisi çizdiriyor. Fatihe kasar profilden portre çizdiren olmamıştır. Mimarideki inovatif yaklaşımlarından en güzel örnek 1478 yılında yapılan Topkapı Sarayı’dır. Üç povilyonun her birini o dönemin güçlü topluluklarının bakış açısıyla yaptırmıştır. Bunlar İran, Osmanlı ve Yunan kültürünü temsil etmektedir. 380 yıl Osmanlı imparatorluğunun ana sarayı, padişah ve ailelerinin yaşadığı saray, 70 bin metrekarelik Topkapı Sarayı’dır.’’

 

RUMELİ HİSARINDA HZ. MUHAMMED YAZIYOR

Çanakkale Savaşı’nda da en önemli müdafaa noktalarından birisi olan Kilitbahir Kalesi’nin de Fatih tarafında yaptırıldığını aktaran Prof. Dr. Görgün, ‘’Kilitbahir Kalesi ise dünyada ilk kez üçgen şeklinde yapılmış kaledir. Fatih’in yaptırdığı hiçbir eser birbirinin tekrarı veya taklidi değildir, mutlaka yenilikçi bir yaklaşım vardır. 1462 yılında yapılan Kilitbahir Kalesi’nin Çanakkale Savaşı’ndan büyük önemi olmuştur. Maddi ve manevi ilimlere hakim olan Padişah, batıdaki gibi kendi portresinin olduğu bronz bir madalyon yaptırmıştır.  O dönemin önemli eserlerinden Ayasofya’da ilk Cuma namazını kılıp, camiye çevirmesinin yanı sıra çok önemli bir ilim ve bilim merkezi haline getirmiştir. Eyüp Sultan Cami’nin manevi bir yaklaşımla yapılması, bir rüya sonucunda bir eserin yapılması da ilkler arasında yer almaktadır. Rumeli Hisarı’nın da 3-4 ay gibi kısa sürede bitirilmesi büyük bir inovasyon çalışmasıdır. Burada üç kulenin başına o dönemin önemli paşalarını yerleştiriyor ve hızlıca bitirilmesini sağlıyor. Karşıdan ve yukarıdan bakıldığında Rumeli Hisarı’nda Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in adı yazıyor. Fatih Sultan Mehmet’in 12 önemli paşası İstanbul’da çeşitli semtlere isimlerini vermiştir. Kanunname-i Ali Osman ile yönetimsel inovasyon yönünü de ortaya koymuştur. GTÜ olarak Fatih Sultan Mehmet’in vefat ettiği noktadan onun girişimci ruhunu yeniden canlandırabilmek adına başlattığımız çalışmalara sizlerin de katkısını bekliyorum’’ sözleriyle oturumunu tamamladı. Konuşmasının sonunda sempozyum kurulu başkanı Prof. Dr. Selvi ile Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanı Raşit Fidan, katılımından dolayı GTÜ Rektörü Prof. Dr. Görgün’e teşekkürlerini iletti.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve hedefgazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.