“SUNİ DEĞİL GERÇEK GÜNDEME ODAKLANIN”

Kocaeli 11.08.2017 - 14:29, Güncelleme: 26.12.2020 - 11:32
 

“SUNİ DEĞİL GERÇEK GÜNDEME ODAKLANIN”

Saadet Partisi Kocaeli İl Başkanı Nurettin Çelik, gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Açıklamasında Kocaeli’nden Üniversite’ye ve Kocaeli Üniversite’sine yerleşen öğrencileri tebrik ederek başlayan Çelik, Türkiye’nin suni tartışmalar ve polemik siyasetinden dolayı bir türlü gerçek gündemine dönemediğini kaydetti. Saadet Partisi Kocaeli İl Başkanı Nurettin Çelik, gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Açıklamasında Kocaeli’nden Üniversite’ye ve Kocaeli Üniversite’sine yerleşen öğrencileri tebrik ederek başlayan Çelik, “Türkiye’nin dört bir taraftan kuşatma altına alındığına vurgu yapan Çelik, “ABD’nin PYD’ye gönderdiği silah ve mühimmat miktarı 1000 tırı geçmiş. İçinde Türkiye’de bile olmayan silahlar var. Özel plakalar basılıyor, yeni bayraklar asılıyor. Bizim geleceğimizi silahla tehdit edenlerle dost olmadığımız gibi düşmanlarımıza silah desteği verenlerle de dost olamayız” dedi. GUANTANAMA İLE BENZERLİK KURMAK HATADIR Hapishanelerdeki doluluk oranlarının yüzde 106’lara vardığını hatırlatan Çelik, mahkûmların üç vardiya nöbetleşe uyuduğunu belirterek, bunların konuşulacağı yerde mahkûmların tek tip kıyafetlerinin tartışıldığını ifade etti.  Adalete güvenin yüzde 15’lere indiği bir zamanda ‘Guantanama işkence evi’ gibi tek tip kıyafetin gündeme gelmesini eleştiren Çelik, “Karar vermişler; tek tip kıyafet badem kurusu rengi olacakmış. Bu tek tip kıyafette Guantanamo benzetmesini de çok yanlış bulduğumuzu ifade etmek istiyorum.  Darbecilerin göğsüne yabancı yazılarla ‘kahraman’ yazılmasının tedbiri öncesinden alınması lazımdı. Kalkıp bu yaşananlar üzerine bir de Guantanama benzeri tek tip kıyafet getirilmek istenmesinin kesinlikle yanlış olduğunu belirtmek isteriz. Guantanama ABD’nin yüzkarasıdır. Onlar bile hukuka aykırı olduğu için Guantanama’yı kendi sınırları dışında Küba’da bulunduruyorlar. Ne yazık ki biz de kalkıp onların kabul etmediği, yanlış bulduğu ve kapatmaya çalıştığı Guantanama’yı ülkemize getirmeye çalışıyoruz. Kaldı ki bizde daha yargılamalar devam ediyor. Suçlu, suçsuz daha belli değil. Yargılananların bir kısmı suçsuz bulunup bırakılabilir. Kesinlikle Guantanama ile benzerlik kurmak hatadır.” diye konuştu.  IMF BİLE BORÇ VERMEYEBİLİR ARTIK! Türkiye’nin bir an evvel gerçek gündemine dönmesi gerektiğine dikkat çeken Çelik şöyle devam etti: “Gerçek gündemimiz çöken ekonomidir. İşsizlik gerçeğidir. Artık sürdürülemeyen iç ve dış borçtur.  Bu hafta vergi rekortmenleri listesi yayınlandı. Kurumlar vergisinde ilk 10 rekortmenin 8’i banka.  Rant ekonomisi budur. Osmanlı çökerken de en çok kazanan galata bankerleriydi.  İşte Türkiye’nin gerçek meselesi üreten değil tüketen ekonomi modelidir. Bitirilen tarım, yok edilen hayvancılıktır. Yapılan yanlış yatırımlar, yürütülen yanlış politikalardır.  Bütün bu yanlış politikalara rağmen herhangi bir önlem alınmak yerine daha da batıyoruz. Bu şekilde bu politikalarla devam edilirse ne yazık ki daha çok bataklığa gömüleceğiz. Türkiye’nin itibarı dışarıda da yerlerde maalesef. Türkiye artık IMF’nin bile borç vermeyeceği bir ülke haline geliyor ne yazık ki.  SADECE HOŞAF OLARAK GÖRMEYİN! Son günlerde gündemden düşmeyen ‘hoşaf’ meselesine de değinen Çelik şunları kaydetti: “Herkes hoşaftan bahsediyor. Tabi bir de alay ediliyor ne yazık ki. Bir hanım kızımız organik maddelerle katkı maddesi olmadan ürünün raf ömrünü uzatacak bir buluş gerçekleştirmiş.  Ama ne yazık ki birçoğumuz olayın içeriğine bakmadan dışarıdan eleştirmeye kalktı. Bunu tasvip etmemiz kesinlikle doğru bir şey değil. Bu genç kızımız bir çaba bir gayret ortaya koymuş katkı maddesi olmadan saklanabilen organik bir hoşaf elde etmiş. Sen de al başka bir şey yap. Türkiye’nin ve dünyanın GDO’lu ürünlerle ilgili sıkıntısını bilmeyen yok. Kızımızı bu gayretinden dolayı tebrik ediyoruz ve ödüllendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Yapılan eleştiri ve alayları da kesinlikle doğru bulmuyoruz. Ayrıca bu şehrin markası olma yolunda yürüyen İzmit Gazozunu üreten ve geliştiren yerli girişimcilerimizi tebrik ediyor ve destekliyoruz. POLİTİKANIN ÇÖKTÜĞÜNÜN GÖSTERGESİDİR “Yerli Malı Haftasını hatırlayan var mı şimdi?” diye soran Çelik, ilkokulda ülkede üretilen ve yetiştirilen ürünlerin bu haftada sergilendiğini hatırlattı. Şimdi ise Türkiye’nin tarım ve hayvancılıkta dışarıya bağımlı hale geldiğini belirten Çelik, “Dünya’da en fazla canlı hayvan ithal eden ikinci ülkeyiz. 2011-2015 döneminde damızlık, besilik ve kasaplık olmak üzere yaklaşık 1.4 milyon büyükbaş hayvan ithalatı yapılmış. Şimdi yeni bir kararname ile sıfır gümrükle, 500 bin canlı büyükbaş hayvan ithalatına izin veriliyor. Çok daha vahimi aynı kararname ile cumhuriyet tarihinde ilk kez 475 bin küçükbaş canlı hayvan yani koyun ve keçi ithalatına da imkân tanınıyor. Peki, bütün bunlar ne için yapılıyormuş?  Et ve gıda fiyatlarını düşürerek, enflasyonu tek haneli rakamlarda tutmak için! Kusura bakmayın siz bu kafayla enflasyonu değil çiftçiyi sıfırlarsınız. Üreticiyi sıfırlarsınız. Nitekim öyle oluyor. Anadolu hızla boşalıyor. Çözüm ithalatın önünü açmak, gümrüğü sıfırlamak değil üreticiyi güçlendirmektir. Öbür taraftan teşvik primleri ürüne verilir, araziye tarlaya verilmez. Eğer kalkıp teşvik primini tarlaya verirseniz İstanbul’daki Ahmet, Mehmet tarlasında ürün yetiştirmek için kendisini yormaz. Kalkıp ürüne vermek yerine araziye teşvik vermeye devam ederseniz bu ahmaklığın zirvesi olur! Hakikaten akla ziyan bir uygulama. Bu ne demek oluyor peki? Tarım ve hayvancılık politikasının çöktüğünün göstergesidir” dedi. 

Saadet Partisi Kocaeli İl Başkanı Nurettin Çelik, gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Açıklamasında Kocaeli’nden Üniversite’ye ve Kocaeli Üniversite’sine yerleşen öğrencileri tebrik ederek başlayan Çelik, Türkiye’nin suni tartışmalar ve polemik siyasetinden dolayı bir türlü gerçek gündemine dönemediğini kaydetti.

Saadet Partisi Kocaeli İl Başkanı Nurettin Çelik, gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Açıklamasında Kocaeli’nden Üniversite’ye ve Kocaeli Üniversite’sine yerleşen öğrencileri tebrik ederek başlayan Çelik, “Türkiye’nin dört bir taraftan kuşatma altına alındığına vurgu yapan Çelik, “ABD’nin PYD’ye gönderdiği silah ve mühimmat miktarı 1000 tırı geçmiş. İçinde Türkiye’de bile olmayan silahlar var. Özel plakalar basılıyor, yeni bayraklar asılıyor. Bizim geleceğimizi silahla tehdit edenlerle dost olmadığımız gibi düşmanlarımıza silah desteği verenlerle de dost olamayız” dedi.

GUANTANAMA İLE BENZERLİK KURMAK HATADIR

Hapishanelerdeki doluluk oranlarının yüzde 106’lara vardığını hatırlatan Çelik, mahkûmların üç vardiya nöbetleşe uyuduğunu belirterek, bunların konuşulacağı yerde mahkûmların tek tip kıyafetlerinin tartışıldığını ifade etti.  Adalete güvenin yüzde 15’lere indiği bir zamanda ‘Guantanama işkence evi’ gibi tek tip kıyafetin gündeme gelmesini eleştiren Çelik, “Karar vermişler; tek tip kıyafet badem kurusu rengi olacakmış. Bu tek tip kıyafette Guantanamo benzetmesini de çok yanlış bulduğumuzu ifade etmek istiyorum.  Darbecilerin göğsüne yabancı yazılarla ‘kahraman’ yazılmasının tedbiri öncesinden alınması lazımdı. Kalkıp bu yaşananlar üzerine bir de Guantanama benzeri tek tip kıyafet getirilmek istenmesinin kesinlikle yanlış olduğunu belirtmek isteriz. Guantanama ABD’nin yüzkarasıdır. Onlar bile hukuka aykırı olduğu için Guantanama’yı kendi sınırları dışında Küba’da bulunduruyorlar. Ne yazık ki biz de kalkıp onların kabul etmediği, yanlış bulduğu ve kapatmaya çalıştığı Guantanama’yı ülkemize getirmeye çalışıyoruz. Kaldı ki bizde daha yargılamalar devam ediyor. Suçlu, suçsuz daha belli değil. Yargılananların bir kısmı suçsuz bulunup bırakılabilir. Kesinlikle Guantanama ile benzerlik kurmak hatadır.” diye konuştu. 

IMF BİLE BORÇ VERMEYEBİLİR ARTIK!

Türkiye’nin bir an evvel gerçek gündemine dönmesi gerektiğine dikkat çeken Çelik şöyle devam etti: “Gerçek gündemimiz çöken ekonomidir. İşsizlik gerçeğidir. Artık sürdürülemeyen iç ve dış borçtur.  Bu hafta vergi rekortmenleri listesi yayınlandı. Kurumlar vergisinde ilk 10 rekortmenin 8’i banka.  Rant ekonomisi budur. Osmanlı çökerken de en çok kazanan galata bankerleriydi.  İşte Türkiye’nin gerçek meselesi üreten değil tüketen ekonomi modelidir. Bitirilen tarım, yok edilen hayvancılıktır. Yapılan yanlış yatırımlar, yürütülen yanlış politikalardır.  Bütün bu yanlış politikalara rağmen herhangi bir önlem alınmak yerine daha da batıyoruz. Bu şekilde bu politikalarla devam edilirse ne yazık ki daha çok bataklığa gömüleceğiz. Türkiye’nin itibarı dışarıda da yerlerde maalesef. Türkiye artık IMF’nin bile borç vermeyeceği bir ülke haline geliyor ne yazık ki. 

SADECE HOŞAF OLARAK GÖRMEYİN!

Son günlerde gündemden düşmeyen ‘hoşaf’ meselesine de değinen Çelik şunları kaydetti: “Herkes hoşaftan bahsediyor. Tabi bir de alay ediliyor ne yazık ki. Bir hanım kızımız organik maddelerle katkı maddesi olmadan ürünün raf ömrünü uzatacak bir buluş gerçekleştirmiş.  Ama ne yazık ki birçoğumuz olayın içeriğine bakmadan dışarıdan eleştirmeye kalktı. Bunu tasvip etmemiz kesinlikle doğru bir şey değil. Bu genç kızımız bir çaba bir gayret ortaya koymuş katkı maddesi olmadan saklanabilen organik bir hoşaf elde etmiş. Sen de al başka bir şey yap. Türkiye’nin ve dünyanın GDO’lu ürünlerle ilgili sıkıntısını bilmeyen yok. Kızımızı bu gayretinden dolayı tebrik ediyoruz ve ödüllendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Yapılan eleştiri ve alayları da kesinlikle doğru bulmuyoruz. Ayrıca bu şehrin markası olma yolunda yürüyen İzmit Gazozunu üreten ve geliştiren yerli girişimcilerimizi tebrik ediyor ve destekliyoruz.

POLİTİKANIN ÇÖKTÜĞÜNÜN GÖSTERGESİDİR

“Yerli Malı Haftasını hatırlayan var mı şimdi?” diye soran Çelik, ilkokulda ülkede üretilen ve yetiştirilen ürünlerin bu haftada sergilendiğini hatırlattı. Şimdi ise Türkiye’nin tarım ve hayvancılıkta dışarıya bağımlı hale geldiğini belirten Çelik, “Dünya’da en fazla canlı hayvan ithal eden ikinci ülkeyiz. 2011-2015 döneminde damızlık, besilik ve kasaplık olmak üzere yaklaşık 1.4 milyon büyükbaş hayvan ithalatı yapılmış. Şimdi yeni bir kararname ile sıfır gümrükle, 500 bin canlı büyükbaş hayvan ithalatına izin veriliyor. Çok daha vahimi aynı kararname ile cumhuriyet tarihinde ilk kez 475 bin küçükbaş canlı hayvan yani koyun ve keçi ithalatına da imkân tanınıyor. Peki, bütün bunlar ne için yapılıyormuş?  Et ve gıda fiyatlarını düşürerek, enflasyonu tek haneli rakamlarda tutmak için! Kusura bakmayın siz bu kafayla enflasyonu değil çiftçiyi sıfırlarsınız. Üreticiyi sıfırlarsınız. Nitekim öyle oluyor. Anadolu hızla boşalıyor. Çözüm ithalatın önünü açmak, gümrüğü sıfırlamak değil üreticiyi güçlendirmektir. Öbür taraftan teşvik primleri ürüne verilir, araziye tarlaya verilmez. Eğer kalkıp teşvik primini tarlaya verirseniz İstanbul’daki Ahmet, Mehmet tarlasında ürün yetiştirmek için kendisini yormaz. Kalkıp ürüne vermek yerine araziye teşvik vermeye devam ederseniz bu ahmaklığın zirvesi olur! Hakikaten akla ziyan bir uygulama. Bu ne demek oluyor peki? Tarım ve hayvancılık politikasının çöktüğünün göstergesidir” dedi. 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve hedefgazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.