TARİHÇİ MUHAMMED ASLAN: “ÇANAKKALE ZAFERİ SONUÇLARI İTİBARİYLE I. DÜNYA SAVAŞI’NIN SEYRİNİ DEĞİŞTİRMİŞTİR”

21.03.2022 - 15:18, Güncelleme: 21.03.2022 - 15:18
 

TARİHÇİ MUHAMMED ASLAN: “ÇANAKKALE ZAFERİ SONUÇLARI İTİBARİYLE I. DÜNYA SAVAŞI’NIN SEYRİNİ DEĞİŞTİRMİŞTİR”

TARİHÇİ MUHAMMED ASLAN: “ÇANAKKALE ZAFERİ SONUÇLARI İTİBARİYLE I. DÜNYA SAVAŞI’NIN SEYRİNİ DEĞİŞTİRMİŞTİR”

Araştırmacı-Tarihçi Muhammed Aslan, 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü’nde büyük zaferin 107. yıl dönümünde Özelsin Koleji öğrencileriyle birlikte bir söyleşi gerçekleştirdi. Söyleşiden satır başları: İnsanlık tarihi boyunca birçok savaş yaşanmış ve savaşların yıkıcı etkileri olmuştur. Savaşlar, toplumlar arası nefreti körükleyen çözümü, iletişim ve diyalog yerine şiddet ve tahakkümde arayanlar için bir kitle imha aracıdır. Hiç şüphesiz insanlığın gördüğü en büyük savaşlardan birisi 1914-1918 yılları arasında meydana gelen I. Dünya Savaşı'dır. Osmanlı Devleti, savaşın ilk günlerinde tarafsızlığını korudu. Daha sonra İtilaf Devletleri tarafında savaşa girmek için girişimlerde bulunduysa da başarısız oldu. Yaşanan bu gelişmeler üzerine İttifak bloğuna yönelen Osmanlı Devleti, ilk ittifak teklifini 22 Temmuz 1914 tarihinde Harbiye Nazırı Enver Paşa aracılığıyla İstanbul’daki Alman Büyükelçisi Wangenheim’a yaptı. Aynı tarihlerde Sadrazam Sait Halim Paşa da Avusturya Büyükelçisi ile ittifak yapmak amacıyla bir görüşme gerçekleştirdi. Büyük bir gizlilik içinde sürdürülen görüşmelerden sonra Türk-Alman Askeri İttifakı 2 Ağustos 1914’te imzalandı. Bu ittifak ile Osmanlı Devleti, Almanya ve Avusturya yanında savaşa giriyordu. Fiilen savaşa girmesi için bir plan yapıldı. İstanbul’da bekleyen iki Alman gemisi Goeben ve Breslau (Yavuz ve Midilli), 29 Ekim 1914 tarihinde Rusya’nın; Odessa, Sivastopol, Novrosiski limanlarını bombardımana tuttu ve Rus gemilerini batırdı. Bu gelişme üzerine Rusya Osmanlı’ya karşı savaş açtı ve Osmanlı Devleti fiilen I. Dünya Savaşı’na girdi. İnsanlığın gördüğü ilk küresel nitelikli savaş olan I. Dünya Savaşı'nda Çanakkale Cephesi'nin ayrı bir yeri vardır. Osmanlı Devleti'nin İttifak Devletleri tarafında savaşa girmesinin hemen ardından vahşi batı emperyalizminin iki güçlü devleti Fransa ve İngiltere, dönemin İngiliz Bahriye Nazırı Winston Churchill'in teklifi ile Çanakkale'yi işgal etmek için 3 Kasım 1914 tarihinde gemilerle Çanakkale'ye yönelik ilk bombardımanı gerçekleştirdiler. Bu saldırıdan iki gün sonra 5 Kasım 1914 tarihinde Fransa ve İngiltere Osmanlı'ya karşı savaş açtılar. Osmanlı Devleti de 11 Kasım tarihinde bu emperyalist devletlere savaş ilan etti. Bu kutup devletler, birçok farklı cephede savaş vermelerine rağmen Çanakkale Cephesi'ne ayrı bir önem verdiler. Özellikle İtilaf Devletleri diğer cephelerden farklı olarak Çanakkale'de yapılacak savaşlara dinsel bir anlam yüklemiştir. Bunu hazırlatılan propaganda kartlarından anlamak mümkündür. Çanakkale Cephesi'ndeki savaşlar, İtilaf Devletleri tarafından "Haç" ile "Hilal" in mücadelesi olarak görülmüştür. 19 Şubat 1915 tarihinde deniz üzerinden ikinci saldırı harekâtını gerçekleştiren İngiliz ve Fransız Donanmaları, sayıları yüze yaklaşan askeri zırhlı gemi, mayın arama gemileri, kravazör, torpido botu, denizaltısı ile topyekûn bir saldırı başlattılar. Bu saldırılar yaklaşık bir ay boyunca devam etti. Saldırılardan istedikleri sonucu alamadıkları için İngiliz Amiral Carden, sağlık sorunlarını gerekçe göstererek görevinden istifa etti. 19 Şubat 1915 tarihinde deniz üzerinden ikinci saldırı harekâtını gerçekleştiren İngiliz ve Fransız gemilerinden oluşan Birleşik Donanma, sayıları yüze yaklaşan askeri zırhlı gemi, mayın arama gemileri, kravazör, torpido botu, denizaltısı ile topyekûn saldırıya geçtiler. İtilaf güçleri, iki hafta gibi kısa bir süre içerisinde Çanakkale Boğazı’nı geçerek İstanbul’u işgal etmeyi planlıyorlardı. Bu saldırılar yaklaşık bir ay boyunca devam etti. Saldırılardan istedikleri sonucu alamadıkları için İngiliz Amiral Carden, sağlık sorunlarını gerekçe göstererek görevinden istifa etti. Bu istifa üzerine donanmanın başına Amiral John De Roberck getirildi. Osmanlı ordusunun donanma gücü yok denecek kadar azdı. Ayrıca İtilaf Devletleri her açıdan İttifak Bloğu’na göre güçlü konumdaydılar. Buna rağmen Çanakkale Cephesi’nde İngiliz ve Fransızlar, beklenmedikleri bir direnişle karşılaştılar. Gemilerle tabyaları döven düşman kuvvetleri boğazı geçemediler. Çanakkale Deniz Savaşları’nın kaderini değiştiren olay 17 Mart 1915 tarihinin akşamında yaşandı. Yüzbaşı Tophaneli İsmail Hakkı Bey ve Müstahkem Mevkii Mayın Kumandanı Yüzbaşı Hafız Nazmi (Akpınar) Bey komutasındaki Nusret Mayın Gemisi, Karanlık Liman Bölgesi’ne 26 adet deniz mayını döşedi. 18 Mart 1915 tarihinde sabah saatlerinde Çanakkale Boğazı’na giren ve tabyaları topa tutan İngiliz ve Fransız gemilerinden oluşan Birleşik Donanma, Çanakkale Boğazı’nın iki yakasındaki mevzilerden açılan yoğun ateş ve Karanlık Liman’a döşenen mayınların etkisiyle büyük zayiat verdiler. Bu sırada Balıkesir/Havranlı Er Seyit Ali (Çubuk), 215 kiloluk top mermisini bataryaya yerleştirerek düşman donanmasının en önemli gemilerinden Océan Zırhlısı’nı vurdu. 18 Mart 1915 tarihinde yaşananlar savaşın kaderini değiştirdi. Sadece o gün düşman donanmasının % 35’i yok edildi. Bouvet, Océan, Irrésistible Zırhlı Savaş Gemileri’yle birlikte iki muhrip ve yedi mayın arama gemisi battı. Gaulois ve Inflexible da dâhil olmak üzere yedi zırhlı görev yapamayacak duruma geldi. 18 Mart 1915 tarihi deniz kuşatmasının son bulduğu tarih oldu ve başarılı müdafaayı gösteren Çanakkale Müstahkem Mevki Kumandanı İsmail Cevad (Çobanlı) Paşa, “18 Mart Kahramanı” unvanıyla anılmaya başladı. Çanakkale Deniz Savaşları, donanma gücü oldukça zayıf olan Osmanlı’nın kesin başarısıyla sonuçlanmış, Ian Hamilton komutasındaki İngiltere ve Fransa öncülüğündeki İtilaf güçleri, 25 Nisan 1915 tarihi itibariyle amfibik askeri harekâta başlamıştır. Savaş sırasında İtilaf güçlerinin askerlerinin büyük bölümü İngiliz ve Fransız sömürgelerinden oluşmaktaydı. Anzak askerleri yani Avustralya ve Yeni Zelanda Kolordusu (Australian and New Zealand Army Corps), Hindistan’dan gelen birlikler vardı. 25 Nisan 1915 tarihi kara savaşlarının başladığı tarih olup savaş; Anafartalar, Arıburnu, Conkbayırı, Kireçtepe, Seddülbahir, Suvla Koyu mevkilerinde yoğunlaşmıştır.  Kara savaşlarında daha başarılı savunmaların yapılmasına yönelik olarak Anafartalar Cephesi oluşturulmuş, Arıburnu Cephesi; kuzey ve güney grup komutanlığı olarak ikiye ayrılmıştır. Anafartalar Cephesi’nin başına Mehmet Esat (Bülkat) Paşa’nın teklifiyle daha sonradan “Anafartalar Kahramanı” olarak tarihe geçecek olan Albay Mustafa Kemal (Atatürk) getirilmiştir. Arıburunu Kuzey Grubu Komutanı Mehmet Esat (Bülkat) Paşa olurken kardeşi Mehmet Vehip (Kaçı) Paşa’da, Arıburnu Güney Grubu komutanı olmuştur. Gelibolu Yarımadası’nın farklı noktalarında mayıs ayından ağustos ayına kadar birçok savaş yapılmış, Osmanlı birlikleri önemli başarılar elde ederek İtilaf güçlerini büyük yenilgiler yaşatmıştır. Tüm teknolojik ve askeri güçlerine rağmen Çanakkale Cephesi’nde Osmanlı’yı yenemeyeceğini anlayan İtilaf güçleri, 1915 yılının Aralık ayında cepheden ayrılmaya başlamış, 9 Ocak 1916 tarihinde Çanakkale Cephesi’nde savaş fiilen son bulmuştur. Osmanlı Devleti, Çanakkale Cephesi’nde elde ettiği bu önemli başarılı ile I. Dünya Savaşı’nın seyrini değiştirmiştir. Çarlık Rusyası gerekli yardımları alamadığı için Bolşevik Devrimi ile yıkılmış, Bolşevikler İhtilalin hemen ardından I. Dünya Savaşı’ndan çekilmiş ve İtilaf Devletleri büyük ortaklarından birisini kaybetmiştir. Çanakkale Zaferi ile savaşın süresi uzamış ve Osmanlı Devleti, Sarıkamış Harekâtı sırasında yaşanan talihsizliklerin etkisinden kurtulmayı başarmıştır.   Çanakkale'nin geçilmeyeceğini gösteren ve burada destanlar yazan kahraman Türk Ordusu'nun başında bulunan Harbiye Nazırı ve Başkumandan Vekili Enver Paşa başta olmak üzere Çanakkale Mustahkem Mevki Komutanı İsmail Cevat (Çobanlı) Paşa’yı, 3. Kolordu ve Arıburnu Kuzey Grubu Komutanı Mehmet Esat (Bülkat) Paşa’yı, Arıburnu Güney Grubu Komutanı Mehmet Vehip (Kaçı) Paşa’yı, 19. Tümen ve daha sonra Anafartalar Grup Komutanı Albay Mustafa Kemal’i, Akdeniz Boğazı Müstahkem Mevki Komutanlığı Kurmay Başkanı ve 13. Tümen Komutanı Albay Selahattin Adil Bey’i, 57. Alay Komutanı (Şehit) Yarbay Hüseyin Avni Bey’i, Nusret Mayın Gemisi Komutanı Yüzbaşı Tophaneli İsmail Hakkı Bey’i ve Müstahkem Mevki Mayın Grup Komutanı Yüzbaşı Hafız Nazmi (Akpınar) Bey’i ve bu savaşlarda inancı ve vatan sevdası uğruna gazi olan, şehit düşen tüm Mehmetçikleri, isimsiz kahramanları,  Galatasaray, Vefa, İstanbul, Kayseri, Konya, Sivas, Kastamonu Abdurrahmanpaşa İdadileri ve Sultanilerinden gönüllü olarak Çanakkale’ye gelen ve bir daha geriye dönemeyen lise öğrencilerini rahmetle, minnetle anıyoruz. Ruhları şad olsun!    
TARİHÇİ MUHAMMED ASLAN: “ÇANAKKALE ZAFERİ SONUÇLARI İTİBARİYLE I. DÜNYA SAVAŞI’NIN SEYRİNİ DEĞİŞTİRMİŞTİR”

Araştırmacı-Tarihçi Muhammed Aslan, 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü’nde büyük zaferin 107. yıl dönümünde Özelsin Koleji öğrencileriyle birlikte bir söyleşi gerçekleştirdi. Söyleşiden satır başları:

İnsanlık tarihi boyunca birçok savaş yaşanmış ve savaşların yıkıcı etkileri olmuştur. Savaşlar, toplumlar arası nefreti körükleyen çözümü, iletişim ve diyalog yerine şiddet ve tahakkümde arayanlar için bir kitle imha aracıdır. Hiç şüphesiz insanlığın gördüğü en büyük savaşlardan birisi 1914-1918 yılları arasında meydana gelen I. Dünya Savaşı'dır. Osmanlı Devleti, savaşın ilk günlerinde tarafsızlığını korudu. Daha sonra İtilaf Devletleri tarafında savaşa girmek için girişimlerde bulunduysa da başarısız oldu. Yaşanan bu gelişmeler üzerine İttifak bloğuna yönelen Osmanlı Devleti, ilk ittifak teklifini 22 Temmuz 1914 tarihinde Harbiye Nazırı Enver Paşa aracılığıyla İstanbul’daki Alman Büyükelçisi Wangenheim’a yaptı. Aynı tarihlerde Sadrazam Sait Halim Paşa da Avusturya Büyükelçisi ile ittifak yapmak amacıyla bir görüşme gerçekleştirdi. Büyük bir gizlilik içinde sürdürülen görüşmelerden sonra Türk-Alman Askeri İttifakı 2 Ağustos 1914’te imzalandı. Bu ittifak ile Osmanlı Devleti, Almanya ve Avusturya yanında savaşa giriyordu. Fiilen savaşa girmesi için bir plan yapıldı. İstanbul’da bekleyen iki Alman gemisi Goeben ve Breslau (Yavuz ve Midilli), 29 Ekim 1914 tarihinde Rusya’nın; Odessa, Sivastopol, Novrosiski limanlarını bombardımana tuttu ve Rus gemilerini batırdı. Bu gelişme üzerine Rusya Osmanlı’ya karşı savaş açtı ve Osmanlı Devleti fiilen I. Dünya Savaşı’na girdi.

İnsanlığın gördüğü ilk küresel nitelikli savaş olan I. Dünya Savaşı'nda Çanakkale Cephesi'nin ayrı bir yeri vardır. Osmanlı Devleti'nin İttifak Devletleri tarafında savaşa girmesinin hemen ardından vahşi batı emperyalizminin iki güçlü devleti Fransa ve İngiltere, dönemin İngiliz Bahriye Nazırı Winston Churchill'in teklifi ile Çanakkale'yi işgal etmek için 3 Kasım 1914 tarihinde gemilerle Çanakkale'ye yönelik ilk bombardımanı gerçekleştirdiler.

Bu saldırıdan iki gün sonra 5 Kasım 1914 tarihinde Fransa ve İngiltere Osmanlı'ya karşı savaş açtılar. Osmanlı Devleti de 11 Kasım tarihinde bu emperyalist devletlere savaş ilan etti. Bu kutup devletler, birçok farklı cephede savaş vermelerine rağmen Çanakkale Cephesi'ne ayrı bir önem verdiler. Özellikle İtilaf Devletleri diğer cephelerden farklı olarak Çanakkale'de yapılacak savaşlara dinsel bir anlam yüklemiştir. Bunu hazırlatılan propaganda kartlarından anlamak mümkündür. Çanakkale Cephesi'ndeki savaşlar, İtilaf Devletleri tarafından "Haç" ile "Hilal" in mücadelesi olarak görülmüştür. 19 Şubat 1915 tarihinde deniz üzerinden ikinci saldırı harekâtını gerçekleştiren İngiliz ve Fransız Donanmaları, sayıları yüze yaklaşan askeri zırhlı gemi, mayın arama gemileri, kravazör, torpido botu, denizaltısı ile topyekûn bir saldırı başlattılar. Bu saldırılar yaklaşık bir ay boyunca devam etti. Saldırılardan istedikleri sonucu alamadıkları için İngiliz Amiral Carden, sağlık sorunlarını gerekçe göstererek görevinden istifa etti.

19 Şubat 1915 tarihinde deniz üzerinden ikinci saldırı harekâtını gerçekleştiren İngiliz ve Fransız gemilerinden oluşan Birleşik Donanma, sayıları yüze yaklaşan askeri zırhlı gemi, mayın arama gemileri, kravazör, torpido botu, denizaltısı ile topyekûn saldırıya geçtiler. İtilaf güçleri, iki hafta gibi kısa bir süre içerisinde Çanakkale Boğazı’nı geçerek İstanbul’u işgal etmeyi planlıyorlardı. Bu saldırılar yaklaşık bir ay boyunca devam etti. Saldırılardan istedikleri sonucu alamadıkları için İngiliz Amiral Carden, sağlık sorunlarını gerekçe göstererek görevinden istifa etti. Bu istifa üzerine donanmanın başına Amiral John De Roberck getirildi. Osmanlı ordusunun donanma gücü yok denecek kadar azdı. Ayrıca İtilaf Devletleri her açıdan İttifak Bloğu’na göre güçlü konumdaydılar. Buna rağmen Çanakkale Cephesi’nde İngiliz ve Fransızlar, beklenmedikleri bir direnişle karşılaştılar. Gemilerle tabyaları döven düşman kuvvetleri boğazı geçemediler. Çanakkale Deniz Savaşları’nın kaderini değiştiren olay 17 Mart 1915 tarihinin akşamında yaşandı. Yüzbaşı Tophaneli İsmail Hakkı Bey ve Müstahkem Mevkii Mayın Kumandanı Yüzbaşı Hafız Nazmi (Akpınar) Bey komutasındaki Nusret Mayın Gemisi, Karanlık Liman Bölgesi’ne 26 adet deniz mayını döşedi. 18 Mart 1915 tarihinde sabah saatlerinde Çanakkale Boğazı’na giren ve tabyaları topa tutan İngiliz ve Fransız gemilerinden oluşan Birleşik Donanma, Çanakkale Boğazı’nın iki yakasındaki mevzilerden açılan yoğun ateş ve Karanlık Liman’a döşenen mayınların etkisiyle büyük zayiat verdiler. Bu sırada Balıkesir/Havranlı Er Seyit Ali (Çubuk), 215 kiloluk top mermisini bataryaya yerleştirerek düşman donanmasının en önemli gemilerinden Océan Zırhlısı’nı vurdu. 18 Mart 1915 tarihinde yaşananlar savaşın kaderini değiştirdi. Sadece o gün düşman donanmasının % 35’i yok edildi. Bouvet, Océan, Irrésistible Zırhlı Savaş Gemileri’yle birlikte iki muhrip ve yedi mayın arama gemisi battı. Gaulois ve Inflexible da dâhil olmak üzere yedi zırhlı görev yapamayacak duruma geldi. 18 Mart 1915 tarihi deniz kuşatmasının son bulduğu tarih oldu ve başarılı müdafaayı gösteren Çanakkale Müstahkem Mevki Kumandanı İsmail Cevad (Çobanlı) Paşa, “18 Mart Kahramanı” unvanıyla anılmaya başladı.

Çanakkale Deniz Savaşları, donanma gücü oldukça zayıf olan Osmanlı’nın kesin başarısıyla sonuçlanmış, Ian Hamilton komutasındaki İngiltere ve Fransa öncülüğündeki İtilaf güçleri, 25 Nisan 1915 tarihi itibariyle amfibik askeri harekâta başlamıştır. Savaş sırasında İtilaf güçlerinin askerlerinin büyük bölümü İngiliz ve Fransız sömürgelerinden oluşmaktaydı. Anzak askerleri yani Avustralya ve Yeni Zelanda Kolordusu (Australian and New Zealand Army Corps), Hindistan’dan gelen birlikler vardı. 25 Nisan 1915 tarihi kara savaşlarının başladığı tarih olup savaş; Anafartalar, Arıburnu, Conkbayırı, Kireçtepe, Seddülbahir, Suvla Koyu mevkilerinde yoğunlaşmıştır.  Kara savaşlarında daha başarılı savunmaların yapılmasına yönelik olarak Anafartalar Cephesi oluşturulmuş, Arıburnu Cephesi; kuzey ve güney grup komutanlığı olarak ikiye ayrılmıştır. Anafartalar Cephesi’nin başına Mehmet Esat (Bülkat) Paşa’nın teklifiyle daha sonradan “Anafartalar Kahramanı” olarak tarihe geçecek olan Albay Mustafa Kemal (Atatürk) getirilmiştir. Arıburunu Kuzey Grubu Komutanı Mehmet Esat (Bülkat) Paşa olurken kardeşi Mehmet Vehip (Kaçı) Paşa’da, Arıburnu Güney Grubu komutanı olmuştur. Gelibolu Yarımadası’nın farklı noktalarında mayıs ayından ağustos ayına kadar birçok savaş yapılmış, Osmanlı birlikleri önemli başarılar elde ederek İtilaf güçlerini büyük yenilgiler yaşatmıştır. Tüm teknolojik ve askeri güçlerine rağmen Çanakkale Cephesi’nde Osmanlı’yı yenemeyeceğini anlayan İtilaf güçleri, 1915 yılının Aralık ayında cepheden ayrılmaya başlamış, 9 Ocak 1916 tarihinde Çanakkale Cephesi’nde savaş fiilen son bulmuştur. Osmanlı Devleti, Çanakkale Cephesi’nde elde ettiği bu önemli başarılı ile I. Dünya Savaşı’nın seyrini değiştirmiştir. Çarlık Rusyası gerekli yardımları alamadığı için Bolşevik Devrimi ile yıkılmış, Bolşevikler İhtilalin hemen ardından I. Dünya Savaşı’ndan çekilmiş ve İtilaf Devletleri büyük ortaklarından birisini kaybetmiştir. Çanakkale Zaferi ile savaşın süresi uzamış ve Osmanlı Devleti, Sarıkamış Harekâtı sırasında yaşanan talihsizliklerin etkisinden kurtulmayı başarmıştır.  

Çanakkale'nin geçilmeyeceğini gösteren ve burada destanlar yazan kahraman Türk Ordusu'nun başında bulunan Harbiye Nazırı ve Başkumandan Vekili Enver Paşa başta olmak üzere Çanakkale Mustahkem Mevki Komutanı İsmail Cevat (Çobanlı) Paşa’yı, 3. Kolordu ve Arıburnu Kuzey Grubu Komutanı Mehmet Esat (Bülkat) Paşa’yı, Arıburnu Güney Grubu Komutanı Mehmet Vehip (Kaçı) Paşa’yı, 19. Tümen ve daha sonra Anafartalar Grup Komutanı Albay Mustafa Kemal’i, Akdeniz Boğazı Müstahkem Mevki Komutanlığı Kurmay Başkanı ve 13. Tümen Komutanı Albay Selahattin Adil Bey’i, 57. Alay Komutanı (Şehit) Yarbay Hüseyin Avni Bey’i, Nusret Mayın Gemisi Komutanı Yüzbaşı Tophaneli İsmail Hakkı Bey’i ve Müstahkem Mevki Mayın Grup Komutanı Yüzbaşı Hafız Nazmi (Akpınar) Bey’i ve bu savaşlarda inancı ve vatan sevdası uğruna gazi olan, şehit düşen tüm Mehmetçikleri, isimsiz kahramanları,  Galatasaray, Vefa, İstanbul, Kayseri, Konya, Sivas, Kastamonu Abdurrahmanpaşa İdadileri ve Sultanilerinden gönüllü olarak Çanakkale’ye gelen ve bir daha geriye dönemeyen lise öğrencilerini rahmetle, minnetle anıyoruz. Ruhları şad olsun!

 

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve hedefgazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.