Bize hep evrenin sonsuz genişlikte olduğu söylendi öyle değil mi? Peki ya sonsuzluğunun bir kanıtı bulundu mu hayır. Yıldız kümeleri, galaksiler, gökadalar, kara delikler, solucanlar, tozlar, gazlar ve daha bilinmeyen adlandırılamayan bir çok şey kısacası pandoranın kutusu uzay.
Albert Einstein’a göre uzay: Elastike bir yapıya sahiptir ve cisimler bu elastike yapıyı büktüklerinden ötürü yer çekimi vardır. Einstein’ın popüler görelilik kuramı ‘da bunu açıklıyor. Uzayda zaman kavramı yoktur zamanı insanlar dünyadaki algılarıyla oluşturduğu bir kavramdır.
Ayrıca mutlak bir enerji söz konusu ve bu enerjinin kaynağı ise yıldız doğumlarından geliyor ve doğan yıldız döngüsünü tamamlayıp ölüyor tekrar ve tekrar bu döngü devam ediyor. Çocukken denk geldiğim bir araştırmaya göre artık yıldız ölümleri doğumlarından fazla ve bu da evrenin tükendiğine işaretmiş birkaç milyon yıl sonra potansiyel olarak Samanyolu'nun Andromeda ile enerjilerini paylaşmak için birleşmesi muhtemel bir beklentiymiş uzayı koltuğunda yorgun bir ihtiyara benzetmişti...
Aslında bu yazıda aklıma gelen şey evrenin ve insanın benzerliği oldu aralarında ki tek fark ise insanın kesin olmayan kanı ve inançlara göre kendini kısıtlaması...