Atatürk’ün yolunda daima genciz

Kovid-19 salgını nedeniyle 23 Nisan’da olduğu gibi 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramında da meydanlarda değil evlerimizdeydik. Durumun böyle olması her ne kadar alanlardaki ihtişamı bize yaşatmasa da Mustafa Kemal Atatürk’e ve onun ışığındaki değerlere olan bağlılığımız belki de her zamankinden kat be kat fazlaydı. Önemli olan sokaklarda, meydanlarda olmak değil, kalplerde ve düşüncelerimizde Mustafa Kemal Atatürk’ün aydınlığını hissedebilmekti.

**

Saatler 19.19’u gösterdiğinde her birimiz elimizdeki bayraklarla İstiklal Marşımızı birlikte söyledik. Özellikle gençlerin coşkusu geleceğe dair her birimizin daha fazla ümitlenmesine neden oldu. Çocukların ve kadınların Atatürk sevgisi de görülmeye değerdi. Söz konusu Atatürk ve onun silah arkadaşları olduğu zaman hangi koşulda olursak olalım ülkece bir araya gelmeyi ve kenetlenmeyi başarıyoruz. Görünen o ki nesiller boyunca bu sevgi ve saygı aynı şekilde devam edecek.

**

23 Nisan’da evimizdeydik. 19 Mayıs’ta da tablo aynı şekildeydi. 30 Ağustos Zafer Bayramındaki görüntüyü şimdiden tahmin etmek zor. Koronavirüs salgınının üç ay sonraki gidişatını bilemiyoruz. 30 Ağustos için isteğimiz daha coşkulu kutlamak. Fakat hayatta her şeyin başında sağlık geliyor. Normalleşme dönemine merhaba dedik. Kontrollü oldukça tedbirler gevşeyecektir. Rehavete kapılmak ise tüm emekleri tüm çabaları boşa çıkaracaktır. O nedenle başa dönmek istemiyoruz.

**

Tüm ülke, Mustafa Kemal Atatürk’ün 101 yıl önce yaktığı bağımsızlık ateşinin yıl dönümünde balkonlardan haykırdı. Salgın nedeniyle kutlamalar kısıtlı ama yine de coşkuluydu. Yedisinden yetmişine kadar hepimiz bu coşkuya ortak olduk. Çünkü Mustafa Kemal Atatürk sayesinde her birimiz genciz.  Atatürk Samsun’a çıktığında içinde yanan ateşin adı “Kurtuluş”tu. Parolası “Ya istiklal ya ölüm” oldu. Ardından “Hâkimiyeti kayıtsız şartsız milletin” kıldı. Ne kadar sevip, saygı duysak az olur.