Bu konferansı kaçıranlar üzüldü

Sıradışı bir sunum özelliği ile verdiği konferansla salonda ki davetlileri zaman zaman düşündüren, güldüren Selçuk, çocuk eğitimi, çocuğun ilerlemesi, yücelmesi, velinin ve öğretmenin bu ilerlemede ki katkıları konu başlıklarını işledi. 2003-2006 arasında Talim Terbiye Kurulu Başkanlığı yapan Prof. Dr. Selçuk’un rehberlik, davranış gözlemi, iletişim, gelişim, öğrenme ve mizaç konularında çok sayıda kitabı bulunuyor. Özel Maya Okulları’nın da kurucusu olan Prof. Dr. Selçuk, yaklaşık 20 yıl Gazi Üniversitesi’nde öğretim üyeliği yaptı. Halen kuruluşunda katkı sağladığı TED Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkan Yardımcılığı görevinde. Prof. Dr. Selçuk  gençlerin hayata hazırlanması konusunda önemli açıklamalar yaptı.

DİPLOMA HERŞEY DEĞİL

Selçuk verdiği konferansta, “Diploma almayı ikinci plana atsınlar, diploma artık herkeste var. Önemli olan alınan dersler değil, ders dışında öğrencilik boyunca ne yaptığı. Şimdi size birkaç kelime söyleyeyim ne hissedeceksiniz; angarya, bedava çalışma, hizmetçilik, hamallık… Bu kelimelerin tamamı gençleri irrite ediyor. Oysa gençler üniversitede daha öğrenciyken, gönüllü etkinliklerde, sosyal sorumluluk faaliyetlerinde, çok başarılı şirketlerde yıllarca angarya da olsa, hamallık da olsa çalışmalı. Çünkü, bu tür deneyimler hayatta lazım. Diploma bürokratik bir gerekliliktir. Ebeveynler biraz derin düşünseler daha ilkokuldayken çocuklarının kendi sınıflarını, okullarını temizlemeleri için okula baskı kurup, zorlanmasını isterler. Uzun süreli travmatik olmaması kaydıyla çocuklarının problemlerle karşılaşmasını desteklerler. Çocuklarının her türlü problemini çözen, onların hayatını kolaylaştıran öğretmen ve ebeveynler sadece onların gelecekteki hayatlarını zorlaştırmış oluyor.”dedi.

GENÇLİK HAYATA DEĞİL SINAVA HAZIRLANIYOR

Selçuk açıklamalarına şöyle devam etti.” Gençliğin hayata hazırlanabilme diye bir seçeneği yok. Gençlik hayata değil, sınava hazırlanıyor. Hayatın istediği becerilerle sınavın istediği beceriler birbirinden o kadar uzak ki! Üniversiteyi üstün başarıyla bitiren gençler, genellikle iş hayatında hayal kırıklıkları yaşıyor ve yaşatıyorlar. İşyerleri ne yazık ki mezun profilinden memnun değil? Çalışma hayatında haftada bir sınav yapılsa bu gençler eminim çok başarılı olur. Ama firmalar proje yaptırıyor, çözüm senaryoları istiyorlar. Bu hiç adil değil ama çıplak gerçek böyle. Çocuklar evde ve okullarda prensler ve prensesler gibi yaşıyor. En küçük bir problemde resmi okul velileri 147’ye, özel okul velileri yöneticilere gidip koruma kalkanlarını açıyorlar. Ama işyerleri prenses ve prensleri istihdam etmiyor çok şükür! Gençlerin zihninde gerçek yaşamda karşılığı olan bir gelecek kavramı da yok. Çünkü ebeveynler çocukların karar verme merkezi olan frontal lobunu iptal edip, onların adına kararları kendileri oluşturuyorlar. Ebeveynler genellikle geçmiş korku ve kaygılarından oluşan belirsiz bir gelecek senaryosuna sahipler. Ebeveynler ve öğretmenler bulanık bir gelecek imajına sahipler. Bu nedenle bu yıl okula başlayacak çocukların 2040 yılında iş hayatına atılacağını unutup bugünün verisiyle geleceğin tasvirini yapıyorlar.”dedi.