OBEZİTE VE İNFERTİLİTE

Gelişmiş ülkelerde obezite prevelansı giderek artmakta ve kadınlar daha ileri yaşlarda çocuk sahibi olmaktadır. Obezite , doğurganlık ve kadının genel sağlığı açısından bir risk etmenidir.

Vücuttaki yağ miktarı ve yağ dağılımı ovulasyon açısından çok önemlidir. Kadınlarda sıklıkla karşılaştığımız bir durum olan polikistik over sendromu obez kadınlarda daha fazla görülür. Polikistik over sendromlu, BKİ’si yüksek olgularda menstrual bozukluk ve hirsutizm eğilimi, zayıf bireylerden daha fazla görülmektedir. Polikistik over sendrom görülen obez kadınların zayıf ve normal ağırlıkta olan bireylere göre daha fazla enerji almasına karşın, postprandiyal termogenezin azalması dolayısıyla bazal metabolik hızın düşmesi, insülin direncine neden olmakta ve bu durum obeziteye eğilim oluşturabilmektedir. Enerji kısıtlanmasını takiben ortaya çıkan ağırlık kaybı, ovülasyonun düzelmesi ve insülin konsantrasyonlarının azalmasına neden olmaktadır.

Kadınlarda obezitenin erken dönemde ortaya çıkması menstürasyon düzensizliklerine, kronik oligo-anovulasyona ve erişkin yaşta infertiliteye yol açmaktadır. Vücut ağırlığında azalma ile hem doğurganlık hem de sağlıklı bir gebeliğe ulaşma şansının arttığı gösterilmiştir. Erkek obezitesinin ise uyku apnesine, anormal seksüel fonksiyona, hormon değişimlerine, artmış skrotal torba ısısına ve bozulmuş semen parametrelerine yol açabildiği çalışmalarda gösterilmiştir. İnfertilite konusunda yapılan çalışmalarda her iki cinsiyette de BKİ’nin artışı infertilite görülme oranını arttırabilmektedir.

İnfertilite konusunda yapılan kadın, erkek ve hayvan çalışmalarının sonucunda, BKİ arttıkça erkeklerde; sperm kalitesi, sperm motilitesi, testesteron seviyesi gibi parametrelerdeki düşüşler infertiliteye zemin hazırlamaktadır. Aynı şekilde kadınlarda seks hormonları düzeyleri düşerken, insülin, plazma androjenleri, leptin ve LH gibi parametrelerin yükselmesi de anovulasyona neden olmaktadır.