Tarihe ve tarihi isimlere önem vermek önce onları korumak ve anlamakla başlıyor. Dünyaca kabul görmüş arkeolog, müzeci, ressam ve Kadıköy'ün ilk belediye başkanı Osman Hamdi Bey'in Eskihisar'da müze olarak kullanılan konağı şimdilerde unutulmaya yüz tutmuş durumda. Osman Hamdi Bey, UNESCO’nun adına etkinlikler düzenlediği değerli bir bilim insanı ve sanatçı. Müzesinin önü, yeni evlenecek çiftlerin fotoğraf çektirdikleri dekora dönüşürken, müze bakımsız, unutulmuş ve epey zamandır ziyarete kapalı durumda.

**

Pek çoklarımız, tarihimizi tarihi dizilerden öğrenme merakında. İçinde bol bol senarist marifeti bulunan, genelinde bolca süsleme ve hamasete yer verilen bu yapımlar pek moda. Oysa yanı başımızda yer alan ve çok değerli olan Osman Hamdi Bey’in konağı için kılımızı kıpırdatmıyoruz. Müze için epey zamandır, “Restore edilmesi gerekiyor, bunun için de para gerekir” yorumları yapılsa da “Bugüne kadar müze neden bu kadar ihmal edildi, restorasyonu sıradan vatandaş mı yapacak?” sorusunun cevabı yok.

**

Yine aynı şekilde, birkaç sene önce sinema akşamlarının düzenlendiği, vatandaşın ailesiyle beraber güzel bir ortamda film seyrettiği Eskihisar Kalesi de bakımsız ve unutulmuş halde. İnternet üzerinden “Gebze” diye aradığınızda Gebze’nin en önemli değeri olarak karşınıza çıkan tarihi kale uzun zamandır hatırlanmayı bekliyor. Kalenin içi bakımsız, yer yer çöplerle dolu, ayrıca özellikle geceleri vatandaşlar için tehlikeli ve güvensiz durumda. Lafın kısası hem müzenin hem de kalenin hali içler acısı.

**

Herhalde tüm bu kayıtsızlığın, umursamazlığın tek cevabı “Restorasyon gerekiyor, bu da ekonomi ister” olmamalı. Müzeyi ve kaleyi daha özenle koruyamaz mıydık? Kale içerisine çöp yığınlarının, poşetlerin ve bira şişelerinin atılmasını engelleyecek bir güvenlik sistemi oluşturamaz mıydık? Son olarak, eğer çok masraflı değilse, evimin karşısındaki Necip Fazıl Kısakürek parkının levhası iki aydır kırık halde. Edebiyatımızın değerli bir ismi olan şairin anısına mahalleli olarak levhanın takılmasını umut ediyoruz.