Nihat Yıldırım, Necdet Topçuoğlu’nun kitabından paylaştı!

Maalesef günümüze denk

Adam uzun yıllar devesiyle taşımacılık yapmış. Yaşlanan deve yolun sonuna gelmiş. Artık öleceğini anlayınca:

— Sahibimi çağırın da helallik vereyim, demiş.

Devenin sahibi:

— Ne hakkı varmış ki bende? demiş. Demiş ama yine de merak etmiş. Dayanamayıp devesinin yanına gitmiş.

— Ne hakkın var ki bende? demiş.

Deve:

— Öyle deme! Benim taşıma gücüm belliyken, sen bunun iki katı çuval yüklerdin bana. Bu hakkımı helal ediyorum sana.

— İkinci olarak; benim günlük 10 kg yiyeceğe ihtiyacım varken, sen hep 8 kg verir kalanı vermezdin. Bu hakkımı da helal ediyorum.

— Üç günlük yolu iki günde gitmem için sopayla döverdin beni. Bu hakkımı da helal ediyorum.

— Hatta bir yavrum olmuştu. Onu kesmiş, misafirlerinle bir güzel yemiştiniz. Bu hakkımı da helal ediyorum.

— Amma bir hakkım var ki, onu asla helal etmeyeceğim. Mahşerde bunu senden soracağım.

Sahibi merakla sormuş.

— Nedir o?

— Her seferinde ben yolu bildiğim halde, tüm yükü ben taşıdığım halde, yularımı eşeğe verirdin. Beni eşeğe mahkum ederdin ya, işte bu hakkımı helal etmeyeceğim!

Necdet Topçuoğlu