Saadet Partisi, İsrail’in Filistin üzerinde yaptığı terör uygulamasını kınayarak, bu saldırıların son bulmasını istedi. İlçe Başkanı Türel; “Her Ramazan olduğu gibi bu mübarek Ramazan ayında da Siyonist terör örgütü İsrail, Mescid-i Aksa’ya yine haince ve teröristçe saldırıda bulunmuştur” dedi.

Gebze Kent Meydanında Cuma namazı sonrası yapılan basın açıklamasına; Saadet Partisi Gebze İlçe Başkanı Mustafa Türel’in yanı sıra, Gebze Ticaret Odası Başkanı Nail Çiler, Ümit Medya yönetim kurulu başkanı Nihat Yıldırım, Saadet Partisi eski il başkanı Nurettin çelik ve çok sayıda partili ve vatandaş katıldı. Basın açıklaması yapan SP Gebze İlçe Başkanı Mustafa Türel; “Yüz yıldan fazladır, işgal altında olan bu mübarek belde, Müslümanlar için büyük bir yürek yangını olmaya devam etmektedir. Ve her Ramazan olduğu gibi bu mübarek Ramazan ayında da Siyonist terör örgütü İsrail, biz Müslümanların Kudüs hassasiyeti ve kutsalı olan Mescid-i Aksa’ya yine haince ve teröristçe saldırılar düzenleye başladı. Özellikle Erdoğan’ın daveti sonrasında Türkiye’ye gelen Siyonist İsrail’in sözde cumhurbaşkanı Herzog’un, kanlı ayaklarıyla ülkemize ayak basmasının ardından Mescidi Aksa’da böylesine alçak bir zulmün başlaması dikkatlerden kaçmıyor.” Dedi.

“KUDÜS, ANKARA VE İSTANBUL DEMEKTİR”

Türel; “Kudüs coğrafyamızın ayrılmaz bir parçasıdır. Çünkü Kudüs demek Mekke demektir, Medine demektir. Kudüs demek Şam, Bağdat, Kahire demektir. Kudüs demek, Diyarbakır, Ankara, İstanbul demektir. Biz biliyoruz ve inanıyoruz ki Kudüs’e sahip çıkmak, Bağdat’a, Şam’a, Tahran’a, Beyrut’a, Kahire’ye ve Mekke’ye sahip çıkmaktır. Biz biliyoruz ki Kudüs’e sahip çıkmak, inanan ve inanmayan tüm mazlumlarının dertleriyle dertlenmektir. Bu dertlenmeyi yerine getiremeyenler, bu ümmetin ve milletin lideri olamazlar. İsrail’in zulmünü görmezden gelerek ‘Diplomasi başka Filistin davası’ başka diyerek katillerin zalimliğine ses çıkarmayanlar, bu millete ve ümmete lider olamazlar. Müslüman milletimizin, yüzyıllardır İslam Alemine öncülük ve önderlik yapmışken, İsrail karşısında böylesi bir utançla karşı karşıya kalınması, şerefli tarihimize kara bir leke olarak sürülecek ve atılması gereken adımlar, ne kadar gecikse vebali bir o kadar büyüyecektir.” Dedi.