Dolar, rekor üzerine rekor kırmaya devam ediyor

22.11.2016 - 10:03, Güncelleme: 26.12.2020 - 11:31
 

Dolar, rekor üzerine rekor kırmaya devam ediyor

Ülkemizin hızına yetişmesi imkansız gündemi, ABD başkanlık seçimleri, FED başkanı Yellen'in açıklamaları derken dolar, rekor üzerine rekor kırmaya devam ediyor. Bu durum elbette pek çok finansal göstergeyi de hem etkiliyor, hem de değiştiriyor.

Peki dolar hızla yükselince ne olur? Hangi ürünler zamlanır? Bu durumun vatandaşa etkisi ne olacak? Dolardaki değişim hayatlarımızı nasıl etkiler? İşte doların topyekûn hayatımıza etkisi…   HER ŞEYDEN ÖNCE ENFLASYON DENİLEN BİR ŞEY VAR   En basit haliyle dolar artıyorsa, Türk lirası dolar karşısında değer kaybediyor demektir. Türk lirasındaki değer kaybı tüm ham madde fiyatlarına yansır. Ham maddedeki fiyat artışı da elbette üreticinin fiyatlarına yansır. Üretici kar edebilmek için mecburen fiyatlarını artırdığında her şey bir bakmışsınız "ateş pahası" olur.   MİLLİ GELİR VE KİŞİ BAŞINA DÜŞEN GELİR AZALIR   Kişi başına düşen milli gelir, bir ülkede yaşayan insanların ortalama refah düzeyini ifade eden kavramdır. Milli gelir; kişi başına düşen milli gelir kavramlarına / haberlerinde dikkat ederseniz eğer, ülkeler bazında da kıyaslaması kolay olsun ve ortak bir paydada anlaşılabilsin diye dolar bazında belirlenir. Zaten dolar, tüm dünyanın birbiriyle olan ticaretinin ortak para birimidir. Dolar artıyorsa, milli gelirinizin dolar cinsinden değeri düşüyor demektir. Başka bir deyişle aynı paraya daha az dolar alabiliyorsunuz; yani alım gücünüz düşüyor demektir.   ASGARİ ÜCRETİN ALIM GÜCÜ İYİCE DÜŞER, BORÇLAR ARTAR   Bir çoğumuz maaşlarımızı TL cinsinden alıyoruz. Ve fakat TL'nin değeri düşüyor? Yani doların her artışında, aslında aynı maaşı almamıza rağmen; aynı maaşla daha az şeye paramız yetmeye başlıyor. Üstelik; bizim maaşlar değer kaybederken almamız gereken ürünler pahalılaşıyor.   STOKÇULUK TAVAN YAPAR   Ürünleri sezon başında kur yükselişinden önce alan firmalar, dolar ve euro'daki rekor artışlardan sonra stok yapmaya ve piyasaya mal vermemeye başlar. Çünkü her geçen gün değeri yükselen malını kısa süre sonra zamlanmış fiyattan satabileceğini bilir. Hürriyet'in haberine göre, özellikle Trakya bölgesindeki depolarda yer kalmamış durumda. 30'dan fazla sektör dövizdeki yükselişi 2017 başında satış rakamlarına yansıtmayı planlıyor. Yani devam eden inşaatımızın demirinden, içtiğimiz sigaraya kadar çok geniş bir çerçevede, ithal edilen her ürünü bulmakta sıkıntıya düşeriz.   AKARYAKIT VE DOĞALGAZA ZAM   İkisi de zaten memleketin zam şampiyonu gediklilerinden; örneğin motorine daha yeni zam yapıldı. Çünkü hem akaryakıt hem de doğalgaz, dolarla ithal ettiğimiz ve eli mahkum aldığımız belki de en önemli iki tüketim ürünü. Akaryakıt zammı elbette ulaşım giderlerini arttır, kısa vadede olmasa bile toplu taşıma ücretlerinin zamlanması olarak da vatandaşa yansır.   GIDA ÜRÜNLERİNE ZAM   Yerli bile olsa, tarım için traktör, traktöre ise mazot gerekir. Mazota zam geldiğinde üretici de ürettiği gıdaya zam yapmak durumunda kalır. TÜM   ELEKTRONİK CİHAZLARA ZAM   Kullandığımız ve hayatlarımızın vazgeçilmez birer parçası haline gelmiş elektronik cihazların neredeyse tümü ithal olduğundan, kur artışı, üstelik de uzun olmayan bir vadede, fiyatlara muhakkak yansıyacaktır. OTOMOBİL FİYATLARININ DAHA DA ARTACAK Otomotiv sektöründe de satılan araçların yüzde 50'den fazlası ithal. Kaldı ki ÖTV'de değişiklik uygulaması haberi henüz çok taze. Elbette yine dolardaki artış sebebiyle ithal olarak aldığımız tüm ürünler için benzer artışları bekleyebiliriz.   KONUT FİYATLARINA ZAM   Yeni yapılan konutların fiyatları yükselebilir. Sektör temsilcilerine göre konutta yüzde 15-20 oranında zam olabileceği ifade ediliyor. TEKSTİL ÜRÜNLERİ DE ZAM BEKLEYEBİLECEĞİMİZ BİR DİĞER ALAN Zaten dikkat etmişsinizdir. Birkaç sene öncesine kadar örneğin "Pazardan 5 liraya aldım" dediğimiz şeyin neredeyse aynısı için şimdilerde (özellikle büyük şehirlerde) "Pazardan 20 liraya aldım" diyoruz ve bu bize "uygun" geliyor. Dediğimiz gibi, ham madde fiyatlarındaki artışa paralel olarak, tekstil ürünleri de haliyle zamlanır.   HİZMET SEKTÖRÜ TÜM  BUNLARDAN NASİBİNİ ALIR   Alım gücü düştükçe, vatandaş en temel ihtiyaçlarından ancak belli bir oranda kısabildiği için, sosyalleşmeye ayırdığı giderlerinden kısmaya daha çok meyleder. Dışarıda yemeyi, seyahat planlarını, kültür - sanat, gezme vb faaliyetlerini aşağı çeker. ŞİRKETLER KAPANACAK TOBB rakamlarına göre, Ekim ayında bir önceki yılın aynı ayına göre kapanan şirketlerin oranı % 52 artmış. Üretim için yerli ya da ithal ürün kullanan şirketler; bu satın almaları borçlanarak yapar. Özellikle de döviz bazında borçlu firmaların, TL'deki değer kaybı nedeniyle artan borçları, firma sahiplerinin belini bükerek kapanış oranlarını artıracağı gibi, maaşları ödemekte yaşanan sıkıntılar biçiminde de çalışanlara yansır. Şirketler böyle dönemlerde özellikle reklam, tanıtım, fuar, sponsorluk gibi giderlerine ayar çeker. Yurt içi ve yurt dışı tanıtım alan ve olanağı daralır. Bu hem şirketlerin satış hacmine etki eder; hem de iş yaşamında pek çok sektör buna bağlı olarak olumsuz etkilenir.   İYİ AMA DOLARIN ARTMASI İHRACAT GELİRİMİZİ DE ARTIRACAĞINDAN OLUMLU SAYILAMAZ MI?   Evet, sayılabilirdi ama sayamıyoruz. Neden sayamadığımızı basitçe görelim: Ülke olarak ihracatımız, genelde fiyatları çok yüksek olmayan "ara ürün" denilen ürünlerden oluşuyor. Ve ihraç ettiğimiz bu ara ürünleri sonradan işlenmiş (bitmiş) halleriyle daha pahalıya satın alıyoruz. Yukarıdaki maddelerde de görüldüğü gibi, hem gerçekten çok kritik ürünlerde dışa bağımlı olduğumuzdan, hem de zaten hali hazırda ithalat ve ihracat oranımızın arası epey açık olduğundan, ihracatta elimiz, doların yükselişinin yarayabileceği kadar kuvvetli olamıyor ne yazık ki.   PEKİ YİNE FAİZ ARTIRSAK? BÖYLECE DOLARI DÜŞÜREMEZ MİYİZ?   Merkez Bankası faiz indirdiğinde, basitçe şunu der: "Bu parayı bankaya koymayın. Gidin harcayın, yatırım yapın". Faiz yükselttiğinde ise tam tersi: "Piyasadan parayı çekip bankaya yatırın ve bankacılık sistemine geri döndürün". Piyasadan TL çekildiğinde, arz - talep meselesi malum, arzı az olduğundan, paranın değeri artar, kur düşer evet. AMA. Bu kez de yatırımlar durur çünkü kimse yüksek faizle borç almaya pek yanaşmaz. Yatırım yapılmazsa iş gücüne katılan insan sayısı azalır. Faizler yüksekken borç / kredi almak istemediğimizden, bitmiş evler, rezidanslar, AVM dükkanları, vs. boş kalır -ki malum; inşaat şu an neredeyse ülkeyi komple çekip çeviren sektör. Son olarak da, dolar gerçekten çok hızlı biçimde yükseldi ve bu hamleyle kuru düşürsek bile ancak az bir miktar düşüş sağlanabilir. Yani özetleyecek olursak, dolardaki artış "bize ne" ile karşılanan vurdumduymazlığın bir hayli ötesine geçmiş vaziyette. Eğer ihracat şampiyonu bir firmaya yahut dolar cinsinden nefis bir maaşa sahip değilseniz, açıkçası bundan sonrası, "bize ne" olmaktan ziyade, "ayıkla pirincin taşını"dır.  
Ülkemizin hızına yetişmesi imkansız gündemi, ABD başkanlık seçimleri, FED başkanı Yellen'in açıklamaları derken dolar, rekor üzerine rekor kırmaya devam ediyor. Bu durum elbette pek çok finansal göstergeyi de hem etkiliyor, hem de değiştiriyor.
Peki dolar hızla yükselince ne olur? Hangi ürünler zamlanır? Bu durumun vatandaşa etkisi ne olacak? Dolardaki değişim hayatlarımızı nasıl etkiler? İşte doların topyekûn hayatımıza etkisi…
 
HER ŞEYDEN ÖNCE ENFLASYON DENİLEN BİR ŞEY VAR
 
En basit haliyle dolar artıyorsa, Türk lirası dolar karşısında değer kaybediyor demektir. Türk lirasındaki değer kaybı tüm ham madde fiyatlarına yansır. Ham maddedeki fiyat artışı da elbette üreticinin fiyatlarına yansır. Üretici kar edebilmek için mecburen fiyatlarını artırdığında her şey bir bakmışsınız "ateş pahası" olur.
 
MİLLİ GELİR VE KİŞİ BAŞINA DÜŞEN GELİR AZALIR
 
Kişi başına düşen milli gelir, bir ülkede yaşayan insanların ortalama refah düzeyini ifade eden kavramdır. Milli gelir; kişi başına düşen milli gelir kavramlarına / haberlerinde dikkat ederseniz eğer, ülkeler bazında da kıyaslaması kolay olsun ve ortak bir paydada anlaşılabilsin diye dolar bazında belirlenir. Zaten dolar, tüm dünyanın birbiriyle olan ticaretinin ortak para birimidir. Dolar artıyorsa, milli gelirinizin dolar cinsinden değeri düşüyor demektir. Başka bir deyişle aynı paraya daha az dolar alabiliyorsunuz; yani alım gücünüz düşüyor demektir.
 
ASGARİ ÜCRETİN ALIM GÜCÜ İYİCE DÜŞER, BORÇLAR ARTAR
 
Bir çoğumuz maaşlarımızı TL cinsinden alıyoruz. Ve fakat TL'nin değeri düşüyor? Yani doların her artışında, aslında aynı maaşı almamıza rağmen; aynı maaşla daha az şeye paramız yetmeye başlıyor. Üstelik; bizim maaşlar değer kaybederken almamız gereken ürünler pahalılaşıyor.
 
STOKÇULUK TAVAN YAPAR
 
Ürünleri sezon başında kur yükselişinden önce alan firmalar, dolar ve euro'daki rekor artışlardan sonra stok yapmaya ve piyasaya mal vermemeye başlar. Çünkü her geçen gün değeri yükselen malını kısa süre sonra zamlanmış fiyattan satabileceğini bilir. Hürriyet'in haberine göre, özellikle Trakya bölgesindeki depolarda yer kalmamış durumda. 30'dan fazla sektör dövizdeki yükselişi 2017 başında satış rakamlarına yansıtmayı planlıyor. Yani devam eden inşaatımızın demirinden, içtiğimiz sigaraya kadar çok geniş bir çerçevede, ithal edilen her ürünü bulmakta sıkıntıya düşeriz.
 
AKARYAKIT VE DOĞALGAZA ZAM
 
İkisi de zaten memleketin zam şampiyonu gediklilerinden; örneğin motorine daha yeni zam yapıldı. Çünkü hem akaryakıt hem de doğalgaz, dolarla ithal ettiğimiz ve eli mahkum aldığımız belki de en önemli iki tüketim ürünü. Akaryakıt zammı elbette ulaşım giderlerini arttır, kısa vadede olmasa bile toplu taşıma ücretlerinin zamlanması olarak da vatandaşa yansır.
 
GIDA ÜRÜNLERİNE ZAM
 
Yerli bile olsa, tarım için traktör, traktöre ise mazot gerekir. Mazota zam geldiğinde üretici de ürettiği gıdaya zam yapmak durumunda kalır. TÜM
 
ELEKTRONİK CİHAZLARA ZAM
 
Kullandığımız ve hayatlarımızın vazgeçilmez birer parçası haline gelmiş elektronik cihazların neredeyse tümü ithal olduğundan, kur artışı, üstelik de uzun olmayan bir vadede, fiyatlara muhakkak yansıyacaktır. OTOMOBİL FİYATLARININ DAHA DA ARTACAK Otomotiv sektöründe de satılan araçların yüzde 50'den fazlası ithal. Kaldı ki ÖTV'de değişiklik uygulaması haberi henüz çok taze. Elbette yine dolardaki artış sebebiyle ithal olarak aldığımız tüm ürünler için benzer artışları bekleyebiliriz.
 
KONUT FİYATLARINA ZAM
 
Yeni yapılan konutların fiyatları yükselebilir. Sektör temsilcilerine göre konutta yüzde 15-20 oranında zam olabileceği ifade ediliyor. TEKSTİL ÜRÜNLERİ DE ZAM BEKLEYEBİLECEĞİMİZ BİR DİĞER ALAN Zaten dikkat etmişsinizdir. Birkaç sene öncesine kadar örneğin "Pazardan 5 liraya aldım" dediğimiz şeyin neredeyse aynısı için şimdilerde (özellikle büyük şehirlerde) "Pazardan 20 liraya aldım" diyoruz ve bu bize "uygun" geliyor. Dediğimiz gibi, ham madde fiyatlarındaki artışa paralel olarak, tekstil ürünleri de haliyle zamlanır.
 
HİZMET SEKTÖRÜ TÜM  BUNLARDAN NASİBİNİ ALIR
 
Alım gücü düştükçe, vatandaş en temel ihtiyaçlarından ancak belli bir oranda kısabildiği için, sosyalleşmeye ayırdığı giderlerinden kısmaya daha çok meyleder. Dışarıda yemeyi, seyahat planlarını, kültür - sanat, gezme vb faaliyetlerini aşağı çeker. ŞİRKETLER KAPANACAK TOBB rakamlarına göre, Ekim ayında bir önceki yılın aynı ayına göre kapanan şirketlerin oranı % 52 artmış. Üretim için yerli ya da ithal ürün kullanan şirketler; bu satın almaları borçlanarak yapar. Özellikle de döviz bazında borçlu firmaların, TL'deki değer kaybı nedeniyle artan borçları, firma sahiplerinin belini bükerek kapanış oranlarını artıracağı gibi, maaşları ödemekte yaşanan sıkıntılar biçiminde de çalışanlara yansır. Şirketler böyle dönemlerde özellikle reklam, tanıtım, fuar, sponsorluk gibi giderlerine ayar çeker. Yurt içi ve yurt dışı tanıtım alan ve olanağı daralır. Bu hem şirketlerin satış hacmine etki eder; hem de iş yaşamında pek çok sektör buna bağlı olarak olumsuz etkilenir.
 
İYİ AMA DOLARIN ARTMASI İHRACAT GELİRİMİZİ DE ARTIRACAĞINDAN OLUMLU SAYILAMAZ MI?
 
Evet, sayılabilirdi ama sayamıyoruz. Neden sayamadığımızı basitçe görelim: Ülke olarak ihracatımız, genelde fiyatları çok yüksek olmayan "ara ürün" denilen ürünlerden oluşuyor. Ve ihraç ettiğimiz bu ara ürünleri sonradan işlenmiş (bitmiş) halleriyle daha pahalıya satın alıyoruz. Yukarıdaki maddelerde de görüldüğü gibi, hem gerçekten çok kritik ürünlerde dışa bağımlı olduğumuzdan, hem de zaten hali hazırda ithalat ve ihracat oranımızın arası epey açık olduğundan, ihracatta elimiz, doların yükselişinin yarayabileceği kadar kuvvetli olamıyor ne yazık ki.
 
PEKİ YİNE FAİZ ARTIRSAK? BÖYLECE DOLARI DÜŞÜREMEZ MİYİZ?
 
Merkez Bankası faiz indirdiğinde, basitçe şunu der: "Bu parayı bankaya koymayın. Gidin harcayın, yatırım yapın". Faiz yükselttiğinde ise tam tersi: "Piyasadan parayı çekip bankaya yatırın ve bankacılık sistemine geri döndürün". Piyasadan TL çekildiğinde, arz - talep meselesi malum, arzı az olduğundan, paranın değeri artar, kur düşer evet. AMA. Bu kez de yatırımlar durur çünkü kimse yüksek faizle borç almaya pek yanaşmaz. Yatırım yapılmazsa iş gücüne katılan insan sayısı azalır. Faizler yüksekken borç / kredi almak istemediğimizden, bitmiş evler, rezidanslar, AVM dükkanları, vs. boş kalır -ki malum; inşaat şu an neredeyse ülkeyi komple çekip çeviren sektör. Son olarak da, dolar gerçekten çok hızlı biçimde yükseldi ve bu hamleyle kuru düşürsek bile ancak az bir miktar düşüş sağlanabilir. Yani özetleyecek olursak, dolardaki artış "bize ne" ile karşılanan vurdumduymazlığın bir hayli ötesine geçmiş vaziyette. Eğer ihracat şampiyonu bir firmaya yahut dolar cinsinden nefis bir maaşa sahip değilseniz, açıkçası bundan sonrası, "bize ne" olmaktan ziyade, "ayıkla pirincin taşını"dır.

 
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve hedefgazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.