Eğitim yolsuzlukları....

29.09.2017 - 12:30, Güncelleme: 26.12.2020 - 11:32
 

Eğitim yolsuzlukları....

Kimi beş parasız kimi köşeyi dönmüş Kimi Öğretmenler İşe Gitmek İçin Minibüs Parası Bulamazken Kimi Eğitim Yöneticileri Köşeyi Döner. Eğitimde Yol Açanlardan Değil; Yolunu Bulanlardan Hesap Sorulmalıdır. Kendime  hep şu soruyu soruyorum: “Okul müdürlerinin maaşları öğretmenlerden çok yüksek ve cezbedici olmamasına rağmen insanlar neden okul müdürü olmak istemektedirler?” Şüphesiz, bu ülkede, çok iyi, idealist, dürüst okul müdürleri vardır.  Eğitimin yönetimi ve eğitimin pek çok alanında mastır, doktora yapmış kişiler ısrarla okul müdürü olmak istiyor ve bu görevlere geliyorsa, o zaman eğitim sistemimizin şimdiye kadar çoktan güllük gülistanlık olması gerekirdi.  Eğitim alanında kiminle sohbet etsem herkes eğitimi çok iyi bildiğini söylüyor, işlerin kötüye gittiğinden bahsediyor, Elbette insanların hedefleri, idealleri olabilir. Ama niteliğe, kritere bakmaksızın, herkes üç dört level atlayarak, aradaki makamlardan tecrübe kazanmaksızın ya ilçe müdürü, il müdürü, daire başkanı, genel müdür olmak istiyordu. Kimileri de doğrudan müsteşar yardımcısı veya müsteşar olmak istiyordu. Ama işin ilginç yanı, buralara gelmek için gerekli donanımı ve tecrübeyi kazanmak yerine her yol mubah görülüyor, herkes birbirinin yüzüne gülüyor, önünü ilikliyor; ama kapalı kapılar ardında da makam uğruna az önce yüzüne güldükleri kişileri alaşağı edebilmek içinyapmadığı soytarılık kalmıyor.  Güç zehirlenmesi ile beraber herkes kendisinin mükemmel olduğunu, kendisi olmasa Türkiye’ni eğitiminin çökeceğini sanıyordu. İnsanlarda donanım olmamasına rağmen ve ısrarla insanların eğitim makamlarını talep etmesinin, idealizmin yanı sıra pek çok nedeni vardı, ama herkesin bildiği, ama kimsenin kimseye söylemediği bir nedeni vardı. EĞİTİM YOLSUZLUKLARI… Üstelik insanlar bunu o kadar normalleştirmişti ki; ana slogan; abi biz ticaretimize bakarız, biz devletten bir şey çalmıyoruz ki, biz firmanın parasından komisyonumuzu alıyoruz….  İnsanlar hiçbir geliri olmadan niye okul müdürü olmak isteler ya da niye ilçe milli eğitim müdürü olmak isterler?  Dürüst yöneticileri tenzih ederek söylüyorum, buralar ciddi rant devşirme ve yolsuzluk yapabilme yerleridir. Bu öyle bir pazardır ki; sonu kanlı bitebilmektedir. Bunun en somut örneğini, geçtiğimiz günlerde, bir okulumuzun bahçesinde servisçilerin birbirlerini öldürmelerinde gördük. İl, ilçe ve okul taşıma ihaleleri, okul kıyafetleri, okul kantinleri, okul tamirleri ve okul binalarının yapılması, okullarda deneme sınavları yapılması, öğrencilerin belli özel öğretim kurumlarına yönlendirilmesi, okullara kömür ve temizlik malzemesi alınması, okullara öğrenci kaydedilmesi, okullara müdür ve müdür yardımcısı atanması, mülakatla öğretmen alınması vb. pek çok eğitim yolsuzluğu yapılabilecek alan vardır. Peki, Eğitim Yolsuzluğu Nasıl Yapılır? Bu işlerde 5-25 arası bir komisyon alınmakla beraber, ana racon ve her yerde geçerli olan 10 komisyondur. Örneğin okullarda böyle bir şey ihaleyle yapılacaksa, her kim ihaleyi alırsa alsın, eğer okul müdürü kötü niyetliyse öyle ya da böyle 10 komisyon verilmek zorundadır. Ve böylece bu kadar şevkle yönetici olmak istemenin nedeninin eğitim ve hizmet aşkı olmadığını, para ve yolsuzluk aşkı olduğunu görürsünüz…Örneğin; 50 bin liralık doğrudan alım mı yaptınız, akşamında ilgili firma 5 bin liranızı elden getirir ve verir. 5 bin lira deyip geçmeyin, bir okulda, ilçede ve ilde böyle binlerce alım yapılır. 5 Bin Liralarla Başlar, Çıkarınız Olmayan Kişiye 5 Kuruşluk Değer Vermezsiniz Böyle masum 5 bin liralarla, ufak hediyelerle başlayan süreçte bir süre sonra, farkına vararak ya da varmayarak pek çok kişi bu çarkların içine girer ve çıkarınız olmayan kişiye 5 kuruşluk değer vermezsiniz. Ama unutmayın; siz artık eğitimci olmaktan çıkmış, bir patrona, bir hırsıza dönüşmüş, para için her şeyi yapabilecek insan dışı birine dönüşmüşsünüzdür. Bu para pazarlıkları akşamları lüks kebapçı ve tavacılarda yapılır;tırnak içinde kadından hediyeye her yol mubahtır artık eğitim ihaleleri için. Ayrıca bu işin ideolojisi, siyasi düşüncesi de olmaz. Bu pazarlıklarda pek çok farklı fikirden insanı aynı masa etrafında görebilirsiniz. Siz artık eğitimin kralı, vazgeçilmezisinizdir kendinizce, yoğun bir güç zehirlenmesi yaşarsınız, herkesin emrinizde olduğunu düşünürsünüz acınacak bir şekilde. İnsanlığınızı geride bırakırken asar kesersiniz, bir gün hukuk karşısında hesap vereceğinizi unutarak. Ücretli Öğretmenlik Bile Bir Güç Devşirme Alanı Olarak Kullanılabilmektedir… Eğer insanları liyakate dayalı olarak, başarılarıyla eğitim alanında bir yerlere taşımazsanız, yok şunun eşiydi, yok bakanın hemşerisiydi, yok şu sendikadan bu partiden diye bir yerlere getirirseniz, niteliğin yerine aile bağları, eş dost ilişkilerini ön plana çıkarırsanız hukuku işletmezseniz, hırsızlığı ve yolsuzluğu toplumda normal gibi karşılarsanız, ileri demokrasi kültürünü yerleştirmezseniz, yolsuzlukların üzerine gitmezseniz, yolsuzluk kaçınılmaz olur. Yolsuzluk Yapanın Yanına Kar Kalmamalıdır…Devletin malı deniz yemeyen domuz, ye kürküm ye, su akarken küpünü dolduracaksın gibi anlayışlar yerle bir edilerek, yolsuzluk, yapanın yanına kar kalmamalıdır…Eğitim kokarsa her şey kokar.   

Kimi beş parasız kimi köşeyi dönmüş

Kimi Öğretmenler İşe Gitmek İçin Minibüs Parası Bulamazken Kimi Eğitim Yöneticileri Köşeyi Döner. Eğitimde Yol Açanlardan Değil; Yolunu Bulanlardan Hesap Sorulmalıdır.

Kendime  hep şu soruyu soruyorum: “Okul müdürlerinin maaşları öğretmenlerden çok yüksek ve cezbedici olmamasına rağmen insanlar neden okul müdürü olmak istemektedirler?” Şüphesiz, bu ülkede, çok iyi, idealist, dürüst okul müdürleri vardır.  Eğitimin yönetimi ve eğitimin pek çok alanında mastır, doktora yapmış kişiler ısrarla okul müdürü olmak istiyor ve bu görevlere geliyorsa, o zaman eğitim sistemimizin şimdiye kadar çoktan güllük gülistanlık olması gerekirdi.  Eğitim alanında kiminle sohbet etsem herkes eğitimi çok iyi bildiğini söylüyor, işlerin kötüye gittiğinden bahsediyor, Elbette insanların hedefleri, idealleri olabilir. Ama niteliğe, kritere bakmaksızın, herkes üç dört level atlayarak, aradaki makamlardan tecrübe kazanmaksızın ya ilçe müdürü, il müdürü, daire başkanı, genel müdür olmak istiyordu. Kimileri de doğrudan müsteşar yardımcısı veya müsteşar olmak istiyordu. Ama işin ilginç yanı, buralara gelmek için gerekli donanımı ve tecrübeyi kazanmak yerine her yol mubah görülüyor, herkes birbirinin yüzüne gülüyor, önünü ilikliyor; ama kapalı kapılar ardında da makam uğruna az önce yüzüne güldükleri kişileri alaşağı edebilmek içinyapmadığı soytarılık kalmıyor.  Güç zehirlenmesi ile beraber herkes kendisinin mükemmel olduğunu, kendisi olmasa Türkiye’ni eğitiminin çökeceğini sanıyordu.

İnsanlarda donanım olmamasına rağmen ve ısrarla insanların eğitim makamlarını talep etmesinin, idealizmin yanı sıra pek çok nedeni vardı, ama herkesin bildiği, ama kimsenin kimseye söylemediği bir nedeni vardı. EĞİTİM YOLSUZLUKLARI… Üstelik insanlar bunu o kadar normalleştirmişti ki; ana slogan; abi biz ticaretimize bakarız, biz devletten bir şey çalmıyoruz ki, biz firmanın parasından komisyonumuzu alıyoruz…. 

İnsanlar hiçbir geliri olmadan niye okul müdürü olmak isteler ya da niye ilçe milli eğitim müdürü olmak isterler?  Dürüst yöneticileri tenzih ederek söylüyorum, buralar ciddi rant devşirme ve yolsuzluk yapabilme yerleridir. Bu öyle bir pazardır ki; sonu kanlı bitebilmektedir. Bunun en somut örneğini, geçtiğimiz günlerde, bir okulumuzun bahçesinde servisçilerin birbirlerini öldürmelerinde gördük. İl, ilçe ve okul taşıma ihaleleri, okul kıyafetleri, okul kantinleri, okul tamirleri ve okul binalarının yapılması, okullarda deneme sınavları yapılması, öğrencilerin belli özel öğretim kurumlarına yönlendirilmesi, okullara kömür ve temizlik malzemesi alınması, okullara öğrenci kaydedilmesi, okullara müdür ve müdür yardımcısı atanması, mülakatla öğretmen alınması vb. pek çok eğitim yolsuzluğu yapılabilecek alan vardır.

Peki, Eğitim Yolsuzluğu Nasıl Yapılır? Bu işlerde 5-25 arası bir komisyon alınmakla beraber, ana racon ve her yerde geçerli olan 10 komisyondur. Örneğin okullarda böyle bir şey ihaleyle yapılacaksa, her kim ihaleyi alırsa alsın, eğer okul müdürü kötü niyetliyse öyle ya da böyle 10 komisyon verilmek zorundadır. Ve böylece bu kadar şevkle yönetici olmak istemenin nedeninin eğitim ve hizmet aşkı olmadığını, para ve yolsuzluk aşkı olduğunu görürsünüz…Örneğin; 50 bin liralık doğrudan alım mı yaptınız, akşamında ilgili firma 5 bin liranızı elden getirir ve verir. 5 bin lira deyip geçmeyin, bir okulda, ilçede ve ilde böyle binlerce alım yapılır.

5 Bin Liralarla Başlar, Çıkarınız Olmayan Kişiye 5 Kuruşluk Değer Vermezsiniz Böyle masum 5 bin liralarla, ufak hediyelerle başlayan süreçte bir süre sonra, farkına vararak ya da varmayarak pek çok kişi bu çarkların içine girer ve çıkarınız olmayan kişiye 5 kuruşluk değer vermezsiniz. Ama unutmayın; siz artık eğitimci olmaktan çıkmış, bir patrona, bir hırsıza dönüşmüş, para için her şeyi yapabilecek insan dışı birine dönüşmüşsünüzdür. Bu para pazarlıkları akşamları lüks kebapçı ve tavacılarda yapılır;tırnak içinde kadından hediyeye her yol mubahtır artık eğitim ihaleleri için. Ayrıca bu işin ideolojisi, siyasi düşüncesi de olmaz. Bu pazarlıklarda pek çok farklı fikirden insanı aynı masa etrafında görebilirsiniz. Siz artık eğitimin kralı, vazgeçilmezisinizdir kendinizce, yoğun bir güç zehirlenmesi yaşarsınız, herkesin emrinizde olduğunu düşünürsünüz acınacak bir şekilde. İnsanlığınızı geride bırakırken asar kesersiniz, bir gün hukuk karşısında hesap vereceğinizi unutarak. Ücretli Öğretmenlik Bile Bir Güç Devşirme Alanı Olarak Kullanılabilmektedir…

Eğer insanları liyakate dayalı olarak, başarılarıyla eğitim alanında bir yerlere taşımazsanız, yok şunun eşiydi, yok bakanın hemşerisiydi, yok şu sendikadan bu partiden diye bir yerlere getirirseniz, niteliğin yerine aile bağları, eş dost ilişkilerini ön plana çıkarırsanız hukuku işletmezseniz, hırsızlığı ve yolsuzluğu toplumda normal gibi karşılarsanız, ileri demokrasi kültürünü yerleştirmezseniz, yolsuzlukların üzerine gitmezseniz, yolsuzluk kaçınılmaz olur. Yolsuzluk Yapanın Yanına Kar Kalmamalıdır…Devletin malı deniz yemeyen domuz, ye kürküm ye, su akarken küpünü dolduracaksın gibi anlayışlar yerle bir edilerek, yolsuzluk, yapanın yanına kar kalmamalıdır…Eğitim kokarsa her şey kokar. 

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve hedefgazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.