AKILLI GEBZE'YE GÖZ KIRPIYORUZ

Gebze 25.03.2018 - 12:29, Güncelleme: 26.12.2020 - 11:32
 

AKILLI GEBZE'YE GÖZ KIRPIYORUZ

Gebze’nin bir insandan farkı yok… İnsan gibi canlı bir organizma.  Bir şekilde doğmuş büyüyor, gelişiyor. Devletlerin yaşadığı,  uygarlıkların yeşerdiği bir kent Gebze. Ancak gelişirken yok edilen unsurları unutmamak gerekiyor… Hükümetler, belediye yönetimleri nasıl bir projeyi hayata sokarsa soksun, en önemli gelişim unsurlarını Gebze’ye uygulasın, bölgenin eski insanları hep şu cümleleri kurmaktan geri kalmıyor… “Eskiden Gebze çok güzeldi, Eskihisar’da 2 saatte 4 kilo istavrit yakalardık, şimdi sabahın köründen akşama kadar yarım kilo bile balık çıkmıyor.” “Eskiden Darıca’da yüzdüğümüz yerler artık yok.  Kiraz toplaya toplaya sahile gidip yüzerdik.” “Çayırova’da eskiden iplikçi deresinin oralarda avlanırdık” Darıca sahillerinde artık 3.etap çalışmalarla modern bir kıyı görüntüsüne sahip olsakta, Gebze macera parklarına, Eskihisar’ın en kaliteli tesislerine sahip olsa da, Çayırova’da  rekreasyonların en güzel örneği uygulansa da bölgenin insanı hep” Eskiden her şey çok güzeldi” demekten vazgeçmeyecek gibi…. Şehirler gelişirken biz basın bireyleri olarakta sorumluluk almalı mıyız? Tam çözümlediğim bir konu değil. Bizler belki "bu binadan nasıl zengin olabilirim" noktasına gelen halkı doğru bilgilendirme ile "daha mutlu yaşayacağı güvenli yapılara" kavuşturmak için medya sorumluluğumuzu yerine getirebiliriz. Gelecekte nasıl şehirlerde yaşayacağız? Mega şehirlerin sayısı artacak mı yoksa, daha küçük, birbirine bağlı şehir merkezleri mi ağırlık kazanacak? Bu sorular, özellikle de kentsel dönüşüm sürecinden geçmekte olan ülkemiz açısından çok önemli. Avrupa Birliği’nin akıllı şehir tanımı ise, “geleneksel hizmetlerin ve ağların, sayısal ve telekomünikasyon teknolojilerini kullanarak, yaşayanların ve işyerlerinin fayda sağlayacağı şekilde daha verimli hale getirildiği yerler” şeklinde. Aslında, “akıllı şehir” kavramı bilgi şehri, diijital şehir, düşünebilen şehir, ağ şehir, çevreci şehir, yetenekli şehir, sürdürülebilir şehir gibi tüm benzer özellikleri içeriyor. Özel sektörün, kamu sektörünün, STK’ların ve akademinin işbirliği içinde çalışması akıllı şehirlerin bel kemiğini oluşturan en önemli özelliklerden biri. Kurumlar arası işbirliği yapamayan şehirlerin akıllı şehir uygulamalarının başarılı olması pek mümkün değil. Gebze gibi nüfus yoğunluğu yüksek şehirlerin dijital platform düzeyinde akıllı şehirlere geçişi mecburidir. Hangi önemli projeyi uygularsanız uygulayın şehrin içinde yaşayan insanların sosyal ve ekonomik refahını sağlayamazsanız şehirde mutsuz olur. Yazımın başında değim gibi şehir canlı bir organizmadır ve duyguları da vardır. Ağlar, mutlu olur, üzülür. Gebze’nin bir şehidi olduğunda o gün sadece kentteki insanların değil, Gebze’nin de yasa büründüğüne sanırım katılırsınız. Bölgemize büyük bir AVM yapıldı. İnsanların cebinde o AVM’deki mağazalardan alışveriş yapabilme, sinema izleme, restaurantlarında aileleri ile birlikte yemek yeme ekonomisi için de projeler hayata geçmezse var olan AVM’nin bir değeri olmaz. Ancak kuru kalabalık bir platformdan ibaret olur.  Kenti kalkındırmak için insanı kalkındırmak şart. Bunu tam 800 yıl önce Şeyh Edebali’de dile getirmiş. “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” diyerek. Şimdi bir soru ile yazımı tamamlamak isterim. 800 yıllık süreç içinde Gebze’nin de içinde olduğu Anadolu topraklarında hatta İstanbul’un Avrupa yakası veTrakya bölümünde dijital altyapısını kuran bir şehir biliyor musunuz? Saygılarımla…

Gebze’nin bir insandan farkı yok… İnsan gibi canlı bir organizma.  Bir şekilde doğmuş büyüyor, gelişiyor. Devletlerin yaşadığı,  uygarlıkların yeşerdiği bir kent Gebze.

Ancak gelişirken yok edilen unsurları unutmamak gerekiyor…

Hükümetler, belediye yönetimleri nasıl bir projeyi hayata sokarsa soksun, en önemli gelişim unsurlarını Gebze’ye uygulasın, bölgenin eski insanları hep şu cümleleri kurmaktan geri kalmıyor…

“Eskiden Gebze çok güzeldi, Eskihisar’da 2 saatte 4 kilo istavrit yakalardık, şimdi sabahın köründen akşama kadar yarım kilo bile balık çıkmıyor.” “Eskiden Darıca’da yüzdüğümüz yerler artık yok.  Kiraz toplaya toplaya sahile gidip yüzerdik.” “Çayırova’da eskiden iplikçi deresinin oralarda avlanırdık”

Darıca sahillerinde artık 3.etap çalışmalarla modern bir kıyı görüntüsüne sahip olsakta, Gebze macera parklarına, Eskihisar’ın en kaliteli tesislerine sahip olsa da, Çayırova’da  rekreasyonların en güzel örneği uygulansa da bölgenin insanı hep” Eskiden her şey çok güzeldi” demekten vazgeçmeyecek gibi….

Şehirler gelişirken biz basın bireyleri olarakta sorumluluk almalı mıyız? Tam çözümlediğim bir konu değil. Bizler belki "bu binadan nasıl zengin olabilirim" noktasına gelen halkı doğru bilgilendirme ile "daha mutlu yaşayacağı güvenli yapılara" kavuşturmak için medya sorumluluğumuzu yerine getirebiliriz. Gelecekte nasıl şehirlerde yaşayacağız? Mega şehirlerin sayısı artacak mı yoksa, daha küçük, birbirine bağlı şehir merkezleri mi ağırlık kazanacak?

Bu sorular, özellikle de kentsel dönüşüm sürecinden geçmekte olan ülkemiz açısından çok önemli. Avrupa Birliği’nin akıllı şehir tanımı ise, “geleneksel hizmetlerin ve ağların, sayısal ve telekomünikasyon teknolojilerini kullanarak, yaşayanların ve işyerlerinin fayda sağlayacağı şekilde daha verimli hale getirildiği yerler” şeklinde. Aslında, “akıllı şehir” kavramı bilgi şehri, diijital şehir, düşünebilen şehir, ağ şehir, çevreci şehir, yetenekli şehir, sürdürülebilir şehir gibi tüm benzer özellikleri içeriyor. Özel sektörün, kamu sektörünün, STK’ların ve akademinin işbirliği içinde çalışması akıllı şehirlerin bel kemiğini oluşturan en önemli özelliklerden biri. Kurumlar arası işbirliği yapamayan şehirlerin akıllı şehir uygulamalarının başarılı olması pek mümkün değil.

Gebze gibi nüfus yoğunluğu yüksek şehirlerin dijital platform düzeyinde akıllı şehirlere geçişi mecburidir. Hangi önemli projeyi uygularsanız uygulayın şehrin içinde yaşayan insanların sosyal ve ekonomik refahını sağlayamazsanız şehirde mutsuz olur. Yazımın başında değim gibi şehir canlı bir organizmadır ve duyguları da vardır. Ağlar, mutlu olur, üzülür. Gebze’nin bir şehidi olduğunda o gün sadece kentteki insanların değil, Gebze’nin de yasa büründüğüne sanırım katılırsınız. Bölgemize büyük bir AVM yapıldı. İnsanların cebinde o AVM’deki mağazalardan alışveriş yapabilme, sinema izleme, restaurantlarında aileleri ile birlikte yemek yeme ekonomisi için de projeler hayata geçmezse var olan AVM’nin bir değeri olmaz. Ancak kuru kalabalık bir platformdan ibaret olur.  Kenti kalkındırmak için insanı kalkındırmak şart. Bunu tam 800 yıl önce Şeyh Edebali’de dile getirmiş. “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” diyerek. Şimdi bir soru ile yazımı tamamlamak isterim. 800 yıllık süreç içinde Gebze’nin de içinde olduğu Anadolu topraklarında hatta İstanbul’un Avrupa yakası veTrakya bölümünde dijital altyapısını kuran bir şehir biliyor musunuz?

Saygılarımla…

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve hedefgazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.