Sinan Karaçay
Köşe Yazarı
Sinan Karaçay
 

AFETİ FIRSATA ÇEVİRİP CENNETE İYİCE YAKLAŞACAĞIZ İNŞALLAH

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Bu yıl içerisinde, 2024’ün üçüncü ve dördüncü çeyreğinde zorunlu afet sigortasını getirmeyi düşünüyoruz. Deprem sigortasının kapsamı çok dar. Sadece binaları kapsıyor, afet sigortası ise bütün diğer riskleri de kapsamış olacak” dedi.   Akıllı ile Uyanık arasındaki fark nedir derseniz bana; Sorunları çözerken bizzat sorunun kaynağına ulaşmayı amaçlayıp sorunu ortaya çıkaran dinamikleri ortadan kaldırarak çözüm odaklı olan insanlara AKILLI bunun tam aksine size yukarıdaki cümleyi kuran sorunun kaynağı olmakla yakından uzaktan ilgisi olmayan ancak kendi mecrasında çok önemli olan başka bir konuyu bahane ederek işi kotaran kişilere de UYANIK denir derim sizlere.   Sayın Bakan belli ki ekonomideki kötü gidişi nasıl durdurabilir, yeni bir kaynak nasıl bulabiliriz sorusunun cevabını çokça düşündükten sonra bulmuş.  Hadi bakalım pamuk eller ceplere. Aslında bilimsel bir gerçek olan ve çok yaklaştığı bilim insanlarınca artık daha yüksek sesle dillendirilen büyük depremin 1999 yılında gerçekleşen safhası bahane edilerek fatura o zaman da millete kesilerek önce tek seferlik denilerek Deprem Vergisi icat edilmiş sonra o verginin adı el çabukluğu marifet misali bir illüzyon ile Özel İletişim Vergisi olarak değiştirilerek milletin sırtına ömür boyu taşıyacağı bir yük olarak yüklenmişti. Hatta hatırlarsanız 6 Şubat’ta on bir ilimizde yaşanan büyük felaket sonrasında oradaki mağdur olmuş insanlar için yine milletten yardım toplayan hükümete Deprem Vergileri ne oldu diye soranları da bir güzel Vatan Haini de ilan etmiştik. Şimdi gelen ne peki; Efendim Sayın Ekonomi Bakanımız uygulamada olan DASK yani toplumda bilinen adı ile binalar için deprem sigortasından gelen kaynağı yeterli bulmamış olacak ki bu seferde nefes alan ya da nefes alanın sahibi olduğu nefes almayan tüm maddi varlıkların içine dahil edileceği bir vergi türü icat edeceğinin müjdesini milletimize dün itibarı ile verdi. Dünyada bir Afetin yaşanma ihtimaline dahi hükümetler tedbirler üretirken bizim hükümetimizde yaşanması muhtemel bu Afet üzerinden perişan hale getirdikleri ekonomiyi düzeltmek için Afet üzerinden çözüm üretme başarısını gösteren tek devlet olma yolunda ilerlemekteler. Afeti fırsata çeviren şeytanın bile aklına gelmeyen bu yolları icat edenleri yürekten kutlamak gerekir. Kimin aklına gelirdi yaklaşan Afeti ekonomiyi kurtarmak için bir fırsat kapısı haline getirmek elbette bizim. Belli başlı müteahhitlere verilen ballı ihaleleri sonlandırmak yerine, devletin malı deniz yemeyen domuz misali devletin kaynaklarını har vurup harman savuran savurganlığa dur demek yerine, bir kişinin peşinden giden onlarca araçlık şatafat konvoylarını azaltmak yerine, Sarayda yapılan harcamalara bir kısıtlama getirmek yerine, ülkenin dört bir tarafına itibardan tasarruf edilmez şiarı ile inşa edilen yazlık, kışlık, ilkbaharlık, son baharlık köşkler yaptırmaya son vermek yerine NEFES ALAN HERKESİ KAPSAYACAK BİR AFET SİGORTASI uydurup kelle başı vergisi almak çok daha akılcı ve mantıklı olmuş tebrik ederim. Hem bu şekilde daha çok fakirleşip bu yolla da fakirleştikçe daha çok Allaha yaklaşıp fakirliğin ve yoksulluğun verdiği ulvi hava ile cennetin de kapılarını açarak değil bu hızla kırarak içeri gireceğiz inşallah…. Bir fil yetmez Padişahım onun yanına bir fil daha istiyoruz!   Sinan KARAÇAY     Gazeteci Yazar  
Ekleme Tarihi: 08 Mart 2024 - Cuma

AFETİ FIRSATA ÇEVİRİP CENNETE İYİCE YAKLAŞACAĞIZ İNŞALLAH

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Bu yıl içerisinde, 2024’ün üçüncü ve dördüncü çeyreğinde zorunlu afet sigortasını getirmeyi düşünüyoruz. Deprem sigortasının kapsamı çok dar. Sadece binaları kapsıyor, afet sigortası ise bütün diğer riskleri de kapsamış olacak” dedi.

 

Akıllı ile Uyanık arasındaki fark nedir derseniz bana; Sorunları çözerken bizzat sorunun kaynağına ulaşmayı amaçlayıp sorunu ortaya çıkaran dinamikleri ortadan kaldırarak çözüm odaklı olan insanlara AKILLI bunun tam aksine size yukarıdaki cümleyi kuran sorunun kaynağı olmakla yakından uzaktan ilgisi olmayan ancak kendi mecrasında çok önemli olan başka bir konuyu bahane ederek işi kotaran kişilere de UYANIK denir derim sizlere.

 

Sayın Bakan belli ki ekonomideki kötü gidişi nasıl durdurabilir, yeni bir kaynak nasıl bulabiliriz sorusunun cevabını çokça düşündükten sonra bulmuş.

 Hadi bakalım pamuk eller ceplere.

Aslında bilimsel bir gerçek olan ve çok yaklaştığı bilim insanlarınca artık daha yüksek sesle dillendirilen büyük depremin 1999 yılında gerçekleşen safhası bahane edilerek fatura o zaman da millete kesilerek önce tek seferlik denilerek Deprem Vergisi icat edilmiş sonra o verginin adı el çabukluğu marifet misali bir illüzyon ile Özel İletişim Vergisi olarak değiştirilerek milletin sırtına ömür boyu taşıyacağı bir yük olarak yüklenmişti.

Hatta hatırlarsanız 6 Şubat’ta on bir ilimizde yaşanan büyük felaket sonrasında oradaki mağdur olmuş insanlar için yine milletten yardım toplayan hükümete Deprem Vergileri ne oldu diye soranları da bir güzel Vatan Haini de ilan etmiştik.

Şimdi gelen ne peki; Efendim Sayın Ekonomi Bakanımız uygulamada olan DASK yani toplumda bilinen adı ile binalar için deprem sigortasından gelen kaynağı yeterli bulmamış olacak ki bu seferde nefes alan ya da nefes alanın sahibi olduğu nefes almayan tüm maddi varlıkların içine dahil edileceği bir vergi türü icat edeceğinin müjdesini milletimize dün itibarı ile verdi.

Dünyada bir Afetin yaşanma ihtimaline dahi hükümetler tedbirler üretirken bizim hükümetimizde yaşanması muhtemel bu Afet üzerinden perişan hale getirdikleri ekonomiyi düzeltmek için Afet üzerinden çözüm üretme başarısını gösteren tek devlet olma yolunda ilerlemekteler.

Afeti fırsata çeviren şeytanın bile aklına gelmeyen bu yolları icat edenleri yürekten kutlamak gerekir. Kimin aklına gelirdi yaklaşan Afeti ekonomiyi kurtarmak için bir fırsat kapısı haline getirmek elbette bizim.

Belli başlı müteahhitlere verilen ballı ihaleleri sonlandırmak yerine, devletin malı deniz yemeyen domuz misali devletin kaynaklarını har vurup harman savuran savurganlığa dur demek yerine, bir kişinin peşinden giden onlarca araçlık şatafat konvoylarını azaltmak yerine, Sarayda yapılan harcamalara bir kısıtlama getirmek yerine, ülkenin dört bir tarafına itibardan tasarruf edilmez şiarı ile inşa edilen yazlık, kışlık, ilkbaharlık, son baharlık köşkler yaptırmaya son vermek yerine NEFES ALAN HERKESİ KAPSAYACAK BİR AFET SİGORTASI uydurup kelle başı vergisi almak çok daha akılcı ve mantıklı olmuş tebrik ederim.

Hem bu şekilde daha çok fakirleşip bu yolla da fakirleştikçe daha çok Allaha yaklaşıp fakirliğin ve yoksulluğun verdiği ulvi hava ile cennetin de kapılarını açarak değil bu hızla kırarak içeri gireceğiz inşallah….

Bir fil yetmez Padişahım onun yanına bir fil daha istiyoruz!

 

Sinan KARAÇAY    

Gazeteci Yazar

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (1)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve hedefgazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yahya Doğan
(09.03.2024 11:38 - #72617)
Çok doğru ve cesurca saptamalar
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve hedefgazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.