‘Diyanet Birlik-Sen’in lokomotifi Kocaeli’dir’

Kocaeli 28.01.2024 - 18:12, Güncelleme: 28.01.2024 - 18:12
 

‘Diyanet Birlik-Sen’in lokomotifi Kocaeli’dir’

Diyanet Birlik-Sen Kocaeli Şubesi, Diyanet Birlik-Sen 2.Olağan Genel Kurulu’na damga vurdu. Genel Merkez yönetimine ilimizden tam 4 yönetici girdi. Gazetemizi ziyaret eden başarılı ekip, “Kocaeli olarak sendikamızın genel merkezinde tüm birimlerinde varız. Diyanet Birlik-Sen’in lokomotifi şuan Kocaeli” dediler

15 Ocak’ta Ankara’da gerçekleştirilen Diyanet Birlik-Sen 2.Olağan Genel Kurulu’na Diyanet Birlik-Sen Kocaeli Şubesi damga vurdu. Genel Merkez yönetiminde Kocaeli’nden 4 yönetici görev aldı. İzmit Eren Camii İmam Hatibi ve Diyanet Birlik-Sen Marmara Bölge Başkanı Mehmet Ali Karadaşlı, genel başkan yardımcılığına seçildi. Diyanet Birlik-Sen Kocaeli Şube Başkanı Numan Uysal Genel Merkez Denetleme Kurulu Üyeliğine, Kocaeli Şube Yönetim Kurulu Üyesi Ayşegül Pir Soylu, Genel Merkez Disiplin Kurulu Üyeliğine ve Gülcihan Sarımen ise Genel Merkez Kadın Kolları Başkan yardımcılığına seçildi. 4 İSİM GAZETEMİZİ ZİYARET ETTİ Diyanet Birlik-Sen Genel Merkez yönetim kademelerine seçilen Mehmet Ali Karadaşlı, Numan Uysal, Ayşegül Pir Soylu ve Gülcihan Sarımen, Kocaeli Şubesindeki görevlerini de sürdürecekler. Gazetemizi ziyaret eden 4 yönetici, Diyanet Birlik-Sen’in Kocaeli’ de ve ülke genelinde güçlenmesi, üyelerinin özlük haklarını korumak, din görevlilerinin sorunlarını minimize etmek için üzerlerine düşen sorumlulukları yerine getirecekleri sözünü verdi. UYSAL, ‘CAMİAMIZDA SENDİKA DEĞİŞTİRMEK DİN DEĞİŞTİRMEK İLE PARALELDİR’ Kimsenin kınamasına ve iftiralarına takılmadan, kırmadan, dökmeden, haksızlığa karşı tavır alarak, Diyanet çalışanlarının sesi olmak ve adam gibi sendikacılık yapmak için çalışıyoruz. Bizim camiamızda sendika değiştirmek din değiştirmek ile paraleldir. Camiamızda 22 tane sendika var. Hemen hemen birçoğu siyasal destekle ilerleyen bir kimliğe sahip. Şimdiye kadarki mücadelemizde özgürlüğümüze karşı müdahaleler oldu. Bizlerde bu noktada özgürlüğümüze karşı bu müdahaleyi kabul edemeyiz dedik ve o yüzden bir ayrılış yaşadık. ‘GÜCÜMÜZ ÖZGÜRLÜĞÜMÜZDÜR’ Bugün geldiğimiz noktada o kadar rahatız ki hatta 2.Olağan Genel Kurulumuzda mottomuz “Gücümüz özgürlüğümüzdür” dedik. Hiç bir siyasi yapı bizim hassasiyetlerimizi delemez. Tüm siyasi partilere bölücüler hariç aynı mesafedeyiz. Kocaeli olarak sendikamızın genel merkezinde tüm birimlerinde varız. Diyanet Birlik-Sen’in lokomotifi şuan Kocaeli. Hem çalışma anlamında hem gayret anlamında hem şehrin dinamikleriyle diyalog anlamında Kocaeli örnek gösterilen şehir oldu. Üye bazında sayı takıntımız hiç olmadı olmayacakta. Bizler özgür ağırlığa daha çok önem veriyoruz. Önemli olan arkadaşlarımızın sorunlarıyla bire bir ilgilenmek, çözüm bulmak. ‘TARİKATLARIN ETKİSİNİ ÜZERİNDEN ATAMAMIŞ DİN GÖREVLİLERİ VAR’ Tarikat ve cemaatlerin etkisini hala üzerinden atamamış bir sürü din görevlileri var. Ama Diyanet Birlik-Sen’in özü Kuva-yi Milliye hareketedir. Biz nöbet tutuyoruz. Atatürk, Cumhuriyet için ilk adım attığında muhatapları biz din görevlileriydi. Biz bu şuurla hareket eden bir sendikayız. Olur ki bir gün bir düdük çalarsa biz hazırız. 22 sendikanın içinde şu kareyle ziyaret yapabilecek ikinci bir sendika bulamazsınız. KARADAŞLI, ‘DİYANET ÇALIŞANLARININ PROBLEMLERİNİ BİLİYORUZ’ İzmit Eren Camii İmam Hatibi ve Diyanet Birlik-Sen Marmara Bölge Başkanı Mehmet Ali Karadaşlı, “Asıl mesele şu. Biz Kocaeli ölçeğinde neyi başardık da bugün Ankara’da tüm Türkiye’ye örnek olabilecek bir duruma geldik? Bize neden Kocaeli olarak bu işin lokomotifi olun denildi? Kocaeli küçük bir Türkiye. Tüm Türkiye’nin fotoğrafını aslında Kocaeli’den okuyabiliyorsunuz. Diyanet çalışanlarının problemlerini biliyoruz. Kurum içinde kurum dışında kamudan kaynaklı birçok problem var. Zaman zaman özlük hakları ile ilgili iyileştirmeler yapılırken göz ardı edildiğin görüyoruz. ‘BİR AN ÖNCE KURAN KURSU ÖĞRETMENİ STATÜSÜ ALMALILAR’ Unvanlarla ilgili sıkıntılarımız var. Mesela Ayşegül Hocamız Kur’an kursu öğreticisi olarak görev yapıyor. Bizim toplam personellerimizin yüzde 30-35’i hem ihtiyaç odaklı hem 4-6 yaş dediğimiz okul öncesi eğitimde  öğretmenlik formasyonuna sahip ilahiyat mezunlarıdır. Formasyon anlamında tüm gereklileri yerine getirmiş ama öğretici unvanı ile çalışıyorlar. Biz de diyoruz ki Kur’an kursu öğreticileri bir an önce Kur’an kursu öğretmeni statüsü almalı. ‘VEKİL İMAM HATİPLİLER ASGARİ ÜCRETİN ALTINDA MAAŞ ALIYOR’ Bizde vekil imam hatiplik kadrosu var. Yurtdışına veya askere gitmiş bir görevlinin yada rapor almış bir memurun yerine devlette görev alma şartlarının tamamını taşıyarak sadece belli süre görev yapan din görevlileridir. KPSS gibi gerekli yeterlilikler arasında bir sınav hazırlanılıyor ve ihtiyaç duyulan yere atama yapıyor. Normal din görevlisinin 657’ye tabi bir devlet memurunun bütün görev sorumluklarını yerine getiriyor.  Ama bu arkadaşlarımız asgari ücretin bile altında bir maaşla çalışıyor.  Bu arkadaşlarımız memur maaşının 3/1 maaş almakta ve bizler en azından 3/2 oranında maaş alması için uğraşıyoruz. Alttan gelen bir imam hatip adayı bu ekonomik şartları göz önüne alarak artık gelmiyor. ‘EKONOMİK MAKASIN AÇILMASIYLA SORUNLAR ÇOĞALDI’ Bizim din görevliliği mesleğini sevdirmemizin en önemli alanlardan birisi buydu. Yerelde her yıl düzenli olarak sınavlar açılır ve göreve bu şekil gelerek bismillah diyordu. Bu durum sonraki yıllarda mesleği seçmesinde çok büyük bir etkendi. Ekonomik makasın açılmasıyla birlikte bu alanla ilgili sürekli sınav yapıyoruz. Arkadaşımız göreve başlıyor kiradan dolayı ekonomik şartlardan dolayı ciddi problemler yaşıyor. Daha birçok problem var. Bu problemleri biliyoruz ve bunların çözümü için kamuoyunu daha fazla bilgilendirmek ve bununla ilgili çözüm bulmak istiyoruz” ifadesini kullandı. ‘4688 SAYILI SENDİKALAR KANUNU BİZLERİ ÖZGÜRLEŞTİRDİ’ 657 sayılı devlet memurları kanununda devlet memurunun söz hakkı yok. Bu Milli Eğitim’de de aynıdır, adliyede de aynıdır sağlıkta ve Diyanet’te de aynıdır. Bize bu farkındalığı nasıl topluma anlatabilirizin kapısını 4688 sayılı sendikalar kanunu açtı. Sendikalar kamunun hangi alanında olursa olsun bizlerin önünü açan yapılardır. 4688 sayılı kanun bize 657 ile ilgili o kadar güzel bir alan açıyor ki bize çok rahat bir şekilde hareket edebiliyoruz. Bu konuları konuşmak için kimseden izin almadık kendimizi kendi bakış açımızla anlatıyoruz” dedi. ‘BU YÜKÜ KADIN ÇALIŞANLARIMIZLA BİRLİKTE TAŞIYACAĞIZ’ Diyanet Birlik-Sen olarak, sahaya kadın erkek din görevlileri olarak çıktıklarını ve toplumda farkındalık yaratmak istediklerini belirten Karadaşlı, “Kurumumuzda yaklaşık yüzde 35 oranında kadın çalışanımız var. Sorumluklarımızı ve mesuliyet alanlarımızı birlikte paylaşacağız. Bu yükü birlikte taşıdığımız için camiamızda ve toplumda karşılığını almaya başladık. Kadınlar da kamu görevi yapıyor bizler de. Ama bizim sesimiz çok çıkarken onların yaşadığı sıkıntıları görmezden gelebiliyoruz. Yola çıkarken dedik ki biz beraber görev yapıyoruz. Aynı müştemilat içerisinde bu topluma din hizmeti verirken kurumdan ya da toplumdan kaynaklı ya da kamunun mevzuatından kaynaklı bütün problemlerin çözüm yollarını birlikte arayacağız. Sizin adınıza biz söz söylemeyeceğiz. Siz kendi adınıza ve bizim adımıza söylenmesi gereken sözleri siz ifade edeceksiniz ki daha çok karşılık bulasınız. SOYLU, ‘ARTIK SESİMİZ DAHA GÜR ÇIKIYOR’ Diyanet Birlik-Sen Genel Merkez Disiplin Kurulu Üyesi ve Kocaeli Şube Yönetim Kurulu Üyesi Ayşegül Pir Soylu ise, diyanette çalışan kadınların artık seslerini daha çok duyurduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı: “Diyanette bayan personel sayısı son yollarda artış göstermekle birlikte bayan personellerin kendine olan özgüven ve değer bilgisini artırma uyanışı da yerelde Numan Uysal ile başladı. Kocaeli’nin Diyanet Birlik-Sen Genel Merkezi’nde dikkat çekmesinin nedeni de bizim yerelde böyle birlik olmamızdır. Bizim bu kadromuzda ne olursa olsun bir parçalanma olmadı. Bugününün siyasetinde ya da bugünün sendikal anlayışında yaşanan uyuşmazlıklar bizi yerelde etkilemedi. ‘ÖN YARGILARI KIRIP İLERLEMEK İSTİYORUZ’ “Diyanette kadın ön planda olmaz” ön yargılarını kırıp ilerlemek istiyoruz. Kurumumuzda kadınlar çok fazla söz almaktan yana tavır göstermezler. Biraz daha geri planda kalmayı tercih ederler. Ama şimdi biz böyle başladıkça ve örnekler çoğalınca daha çok cesaret oluşuyor. Kadınlar daha çok özgüven sahibi olup konuşabiliyor. Biz sahada kadınlar kaf harfini nasıl çıkarıyor diye uğraşmıyoruz ki. Yani yok sen bunu doğru çıkaramadın, şunu doğru yapmadın gibi konularla uğraşmıyoruz. Biz gerçekten kadınların rehabilitesiyle daha çok uğraşıyoruz. ‘KIRATHANELERE GİRMEK İSTİYORUZ’ Eğitime çıktığımızda hemen kadından ve kız çocuğundan başlıyoruz. Cinsiyetçilik merkezinde düşündüğümüzde eğitim ve değişime en çok açık olan kadınlar. Kadına yönelik şiddet eğitimlerinde bulunanlar hep kadın. Ama aslında bunu anlatmamız gereken kişiler erkekler. Kıraathanelere, girmek istiyoruz, bunları anlatmak istiyoruz. ‘İSTEĞE GÖRE HER ALANDA MANEVİ DANIŞMAK VERİYORUZ’ Değerler ölçüsünde okullara derslere giriyoruz. Buna bir grup veryansın ediyor. ÇEDES Projesi çok fazla eleştiriliyor. Milli Eğitim Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığının yapmış olduğu bir protokol çerçevesinde Çevreme Duyarlı, Değerlerime Sahip Çıkıyorum Projesi (ÇEDES) var. Bunu veli ve öğrencinin talebi doğrultusunda yapıyoruz. Bu eğitimi veren kim? Yine bir kamu personeli olan, formasyonu olan, ilahiyat fakültesi mezunu olan aynı zamanda Kur’an kursu öğreticisi olan din görevlileridir. Yani devletin kontrol ettiği kişiler bu derslere giriyor. Toplumda tarikatlardan cemaatlerden kişiler derslere giriyor gibi yanlış anlaşılmalar var. Eğer ki biz bu protokolü yapmamış olsak merdiven altı diye tabir ettiğimiz, toplumun hassasiyetlerinin bilmeyen sadece ve sadece tırnak içerisinde ifade edeyim dincilik yapan yapılar üzerinden bu hizmetler verilirdi. Bu sefer de çok farklı sıkıntılar ortaya çıkardı. Hastanelerde isteğe bağlı manevi danışmanlık veriyoruz. Üniversitelerde KYK yurtlarında yine danışmanlık isteyen öğrencilere danışmanlık hizmetinde bulunabiliyoruz. ‘FELSEFE ATÖLYELERİMİZDE DE EĞİTİMLER VERİYORUZ’ Çok kaliteli hizmetler veriyoruz. Manevi danışmanlık denildiğinde hemen akla ”Hocam ben namazı nasıl kılacağım? “ ya da “Orucum şu durumdan dolayı sakata girer mi?” gibi konular geliyor olabilir. Biz sadece bunlar üzerinden danışmanlık yapmıyoruz.  Felsefe atölyelerimiz var. Çocuklar orada din felsefesi yaparken Karl Marx “Din, halkın afyonudur” derken neyi kast ettiğini tartışacak kadar eğitimler veriyoruz. Hocalarımız kendilerini çok iyi yetiştirdiği için basit kavramlar üzerinden ilerlemiyorlar. İşin içi dolu dizgin. Çünkü eğitim verdiğimiz yerlerde akademik kitleler de var” açıklamasında bulundu. SARIMEN, ‘BİZ TOPLUMUN HER KESİMİYLE BARIŞIĞIZ’ Genel Merkez Kadın Kolları Başkan Yardımcısı ve Kocaeli Şube Yönetim Kurulu Üyesi Gülcihan Sarımen, “Numan Hocam ve Mehmet Ali Hoca’nın biz kadınlara vermiş olduğu değerler sayesinde biz yerelde kadınlar olarak bu kadar güçlü olduk. Kadınları böyle ön plana atmaları, bizlerin haklarını savunmaları ve korumaları bizleri güçlendirdi. Biz insan olmayı öğretmen istiyoruz. Sen şu partidensin ya da şu mezheptensin bırakmamız lazım. Biz toplumun her kesimiyle barışığız. Herhangi bir şeyde bir sorunu olan problemi olan bizde kendini bulur. Bizim karemizin anlamı bu. Umarım insan olmayı her kesime öğretebilirz. Yerelde buna başladık inşallah bunu genele yayacağız” dedi. Soldan sağa; Sadun Çetin, Mehmet Ali Karadaşlı, Evin Bozkurt, Gülcihan Sarımen, Ayşegül Pir Soylu ve Numan Uysal
Diyanet Birlik-Sen Kocaeli Şubesi, Diyanet Birlik-Sen 2.Olağan Genel Kurulu’na damga vurdu. Genel Merkez yönetimine ilimizden tam 4 yönetici girdi. Gazetemizi ziyaret eden başarılı ekip, “Kocaeli olarak sendikamızın genel merkezinde tüm birimlerinde varız. Diyanet Birlik-Sen’in lokomotifi şuan Kocaeli” dediler

15 Ocak’ta Ankara’da gerçekleştirilen Diyanet Birlik-Sen 2.Olağan Genel Kurulu’na Diyanet Birlik-Sen Kocaeli Şubesi damga vurdu. Genel Merkez yönetiminde Kocaeli’nden 4 yönetici görev aldı. İzmit Eren Camii İmam Hatibi ve Diyanet Birlik-Sen Marmara Bölge Başkanı Mehmet Ali Karadaşlı, genel başkan yardımcılığına seçildi. Diyanet Birlik-Sen Kocaeli Şube Başkanı Numan Uysal Genel Merkez Denetleme Kurulu Üyeliğine, Kocaeli Şube Yönetim Kurulu Üyesi Ayşegül Pir Soylu, Genel Merkez Disiplin Kurulu Üyeliğine ve Gülcihan Sarımen ise Genel Merkez Kadın Kolları Başkan yardımcılığına seçildi.

4 İSİM GAZETEMİZİ ZİYARET ETTİ

Diyanet Birlik-Sen Genel Merkez yönetim kademelerine seçilen Mehmet Ali Karadaşlı, Numan Uysal, Ayşegül Pir Soylu ve Gülcihan Sarımen, Kocaeli Şubesindeki görevlerini de sürdürecekler. Gazetemizi ziyaret eden 4 yönetici, Diyanet Birlik-Sen’in Kocaeli’ de ve ülke genelinde güçlenmesi, üyelerinin özlük haklarını korumak, din görevlilerinin sorunlarını minimize etmek için üzerlerine düşen sorumlulukları yerine getirecekleri sözünü verdi.

UYSAL, ‘CAMİAMIZDA SENDİKA DEĞİŞTİRMEK DİN DEĞİŞTİRMEK İLE PARALELDİR’

Kimsenin kınamasına ve iftiralarına takılmadan, kırmadan, dökmeden, haksızlığa karşı tavır alarak, Diyanet çalışanlarının sesi olmak ve adam gibi sendikacılık yapmak için çalışıyoruz. Bizim camiamızda sendika değiştirmek din değiştirmek ile paraleldir. Camiamızda 22 tane sendika var. Hemen hemen birçoğu siyasal destekle ilerleyen bir kimliğe sahip. Şimdiye kadarki mücadelemizde özgürlüğümüze karşı müdahaleler oldu. Bizlerde bu noktada özgürlüğümüze karşı bu müdahaleyi kabul edemeyiz dedik ve o yüzden bir ayrılış yaşadık.

‘GÜCÜMÜZ ÖZGÜRLÜĞÜMÜZDÜR’

Bugün geldiğimiz noktada o kadar rahatız ki hatta 2.Olağan Genel Kurulumuzda mottomuz “Gücümüz özgürlüğümüzdür” dedik. Hiç bir siyasi yapı bizim hassasiyetlerimizi delemez. Tüm siyasi partilere bölücüler hariç aynı mesafedeyiz. Kocaeli olarak sendikamızın genel merkezinde tüm birimlerinde varız. Diyanet Birlik-Sen’in lokomotifi şuan Kocaeli. Hem çalışma anlamında hem gayret anlamında hem şehrin dinamikleriyle diyalog anlamında Kocaeli örnek gösterilen şehir oldu. Üye bazında sayı takıntımız hiç olmadı olmayacakta. Bizler özgür ağırlığa daha çok önem veriyoruz. Önemli olan arkadaşlarımızın sorunlarıyla bire bir ilgilenmek, çözüm bulmak.

‘TARİKATLARIN ETKİSİNİ ÜZERİNDEN ATAMAMIŞ DİN GÖREVLİLERİ VAR’

Tarikat ve cemaatlerin etkisini hala üzerinden atamamış bir sürü din görevlileri var. Ama Diyanet Birlik-Sen’in özü Kuva-yi Milliye hareketedir. Biz nöbet tutuyoruz. Atatürk, Cumhuriyet için ilk adım attığında muhatapları biz din görevlileriydi. Biz bu şuurla hareket eden bir sendikayız. Olur ki bir gün bir düdük çalarsa biz hazırız. 22 sendikanın içinde şu kareyle ziyaret yapabilecek ikinci bir sendika bulamazsınız.

KARADAŞLI, ‘DİYANET ÇALIŞANLARININ PROBLEMLERİNİ BİLİYORUZ’

İzmit Eren Camii İmam Hatibi ve Diyanet Birlik-Sen Marmara Bölge Başkanı Mehmet Ali Karadaşlı, “Asıl mesele şu. Biz Kocaeli ölçeğinde neyi başardık da bugün Ankara’da tüm Türkiye’ye örnek olabilecek bir duruma geldik? Bize neden Kocaeli olarak bu işin lokomotifi olun denildi? Kocaeli küçük bir Türkiye. Tüm Türkiye’nin fotoğrafını aslında Kocaeli’den okuyabiliyorsunuz. Diyanet çalışanlarının problemlerini biliyoruz. Kurum içinde kurum dışında kamudan kaynaklı birçok problem var. Zaman zaman özlük hakları ile ilgili iyileştirmeler yapılırken göz ardı edildiğin görüyoruz.

‘BİR AN ÖNCE KURAN KURSU ÖĞRETMENİ STATÜSÜ ALMALILAR’

Unvanlarla ilgili sıkıntılarımız var. Mesela Ayşegül Hocamız Kur’an kursu öğreticisi olarak görev yapıyor. Bizim toplam personellerimizin yüzde 30-35’i hem ihtiyaç odaklı hem 4-6 yaş dediğimiz okul öncesi eğitimde  öğretmenlik formasyonuna sahip ilahiyat mezunlarıdır. Formasyon anlamında tüm gereklileri yerine getirmiş ama öğretici unvanı ile çalışıyorlar. Biz de diyoruz ki Kur’an kursu öğreticileri bir an önce Kur’an kursu öğretmeni statüsü almalı.

‘VEKİL İMAM HATİPLİLER ASGARİ ÜCRETİN ALTINDA MAAŞ ALIYOR’

Bizde vekil imam hatiplik kadrosu var. Yurtdışına veya askere gitmiş bir görevlinin yada rapor almış bir memurun yerine devlette görev alma şartlarının tamamını taşıyarak sadece belli süre görev yapan din görevlileridir. KPSS gibi gerekli yeterlilikler arasında bir sınav hazırlanılıyor ve ihtiyaç duyulan yere atama yapıyor. Normal din görevlisinin 657’ye tabi bir devlet memurunun bütün görev sorumluklarını yerine getiriyor.  Ama bu arkadaşlarımız asgari ücretin bile altında bir maaşla çalışıyor.  Bu arkadaşlarımız memur maaşının 3/1 maaş almakta ve bizler en azından 3/2 oranında maaş alması için uğraşıyoruz. Alttan gelen bir imam hatip adayı bu ekonomik şartları göz önüne alarak artık gelmiyor.

‘EKONOMİK MAKASIN AÇILMASIYLA SORUNLAR ÇOĞALDI’

Bizim din görevliliği mesleğini sevdirmemizin en önemli alanlardan birisi buydu. Yerelde her yıl düzenli olarak sınavlar açılır ve göreve bu şekil gelerek bismillah diyordu. Bu durum sonraki yıllarda mesleği seçmesinde çok büyük bir etkendi. Ekonomik makasın açılmasıyla birlikte bu alanla ilgili sürekli sınav yapıyoruz. Arkadaşımız göreve başlıyor kiradan dolayı ekonomik şartlardan dolayı ciddi problemler yaşıyor. Daha birçok problem var. Bu problemleri biliyoruz ve bunların çözümü için kamuoyunu daha fazla bilgilendirmek ve bununla ilgili çözüm bulmak istiyoruz” ifadesini kullandı.

‘4688 SAYILI SENDİKALAR KANUNU BİZLERİ ÖZGÜRLEŞTİRDİ’

657 sayılı devlet memurları kanununda devlet memurunun söz hakkı yok. Bu Milli Eğitim’de de aynıdır, adliyede de aynıdır sağlıkta ve Diyanet’te de aynıdır. Bize bu farkındalığı nasıl topluma anlatabilirizin kapısını 4688 sayılı sendikalar kanunu açtı. Sendikalar kamunun hangi alanında olursa olsun bizlerin önünü açan yapılardır. 4688 sayılı kanun bize 657 ile ilgili o kadar güzel bir alan açıyor ki bize çok rahat bir şekilde hareket edebiliyoruz. Bu konuları konuşmak için kimseden izin almadık kendimizi kendi bakış açımızla anlatıyoruz” dedi.

‘BU YÜKÜ KADIN ÇALIŞANLARIMIZLA BİRLİKTE TAŞIYACAĞIZ’

Diyanet Birlik-Sen olarak, sahaya kadın erkek din görevlileri olarak çıktıklarını ve toplumda farkındalık yaratmak istediklerini belirten Karadaşlı, “Kurumumuzda yaklaşık yüzde 35 oranında kadın çalışanımız var. Sorumluklarımızı ve mesuliyet alanlarımızı birlikte paylaşacağız. Bu yükü birlikte taşıdığımız için camiamızda ve toplumda karşılığını almaya başladık. Kadınlar da kamu görevi yapıyor bizler de. Ama bizim sesimiz çok çıkarken onların yaşadığı sıkıntıları görmezden gelebiliyoruz. Yola çıkarken dedik ki biz beraber görev yapıyoruz. Aynı müştemilat içerisinde bu topluma din hizmeti verirken kurumdan ya da toplumdan kaynaklı ya da kamunun mevzuatından kaynaklı bütün problemlerin çözüm yollarını birlikte arayacağız. Sizin adınıza biz söz söylemeyeceğiz. Siz kendi adınıza ve bizim adımıza söylenmesi gereken sözleri siz ifade edeceksiniz ki daha çok karşılık bulasınız.

SOYLU, ‘ARTIK SESİMİZ DAHA GÜR ÇIKIYOR’

Diyanet Birlik-Sen Genel Merkez Disiplin Kurulu Üyesi ve Kocaeli Şube Yönetim Kurulu Üyesi Ayşegül Pir Soylu ise, diyanette çalışan kadınların artık seslerini daha çok duyurduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı: “Diyanette bayan personel sayısı son yollarda artış göstermekle birlikte bayan personellerin kendine olan özgüven ve değer bilgisini artırma uyanışı da yerelde Numan Uysal ile başladı. Kocaeli’nin Diyanet Birlik-Sen Genel Merkezi’nde dikkat çekmesinin nedeni de bizim yerelde böyle birlik olmamızdır. Bizim bu kadromuzda ne olursa olsun bir parçalanma olmadı. Bugününün siyasetinde ya da bugünün sendikal anlayışında yaşanan uyuşmazlıklar bizi yerelde etkilemedi.

‘ÖN YARGILARI KIRIP İLERLEMEK İSTİYORUZ’

“Diyanette kadın ön planda olmaz” ön yargılarını kırıp ilerlemek istiyoruz. Kurumumuzda kadınlar çok fazla söz almaktan yana tavır göstermezler. Biraz daha geri planda kalmayı tercih ederler. Ama şimdi biz böyle başladıkça ve örnekler çoğalınca daha çok cesaret oluşuyor. Kadınlar daha çok özgüven sahibi olup konuşabiliyor. Biz sahada kadınlar kaf harfini nasıl çıkarıyor diye uğraşmıyoruz ki. Yani yok sen bunu doğru çıkaramadın, şunu doğru yapmadın gibi konularla uğraşmıyoruz. Biz gerçekten kadınların rehabilitesiyle daha çok uğraşıyoruz.

‘KIRATHANELERE GİRMEK İSTİYORUZ’

Eğitime çıktığımızda hemen kadından ve kız çocuğundan başlıyoruz. Cinsiyetçilik merkezinde düşündüğümüzde eğitim ve değişime en çok açık olan kadınlar. Kadına yönelik şiddet eğitimlerinde bulunanlar hep kadın. Ama aslında bunu anlatmamız gereken kişiler erkekler. Kıraathanelere, girmek istiyoruz, bunları anlatmak istiyoruz.

‘İSTEĞE GÖRE HER ALANDA MANEVİ DANIŞMAK VERİYORUZ’

Değerler ölçüsünde okullara derslere giriyoruz. Buna bir grup veryansın ediyor. ÇEDES Projesi çok fazla eleştiriliyor. Milli Eğitim Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığının yapmış olduğu bir protokol çerçevesinde Çevreme Duyarlı, Değerlerime Sahip Çıkıyorum Projesi (ÇEDES) var. Bunu veli ve öğrencinin talebi doğrultusunda yapıyoruz. Bu eğitimi veren kim? Yine bir kamu personeli olan, formasyonu olan, ilahiyat fakültesi mezunu olan aynı zamanda Kur’an kursu öğreticisi olan din görevlileridir. Yani devletin kontrol ettiği kişiler bu derslere giriyor. Toplumda tarikatlardan cemaatlerden kişiler derslere giriyor gibi yanlış anlaşılmalar var. Eğer ki biz bu protokolü yapmamış olsak merdiven altı diye tabir ettiğimiz, toplumun hassasiyetlerinin bilmeyen sadece ve sadece tırnak içerisinde ifade edeyim dincilik yapan yapılar üzerinden bu hizmetler verilirdi. Bu sefer de çok farklı sıkıntılar ortaya çıkardı. Hastanelerde isteğe bağlı manevi danışmanlık veriyoruz. Üniversitelerde KYK yurtlarında yine danışmanlık isteyen öğrencilere danışmanlık hizmetinde bulunabiliyoruz.

‘FELSEFE ATÖLYELERİMİZDE DE EĞİTİMLER VERİYORUZ’

Çok kaliteli hizmetler veriyoruz. Manevi danışmanlık denildiğinde hemen akla ”Hocam ben namazı nasıl kılacağım? “ ya da “Orucum şu durumdan dolayı sakata girer mi?” gibi konular geliyor olabilir. Biz sadece bunlar üzerinden danışmanlık yapmıyoruz.  Felsefe atölyelerimiz var. Çocuklar orada din felsefesi yaparken Karl Marx “Din, halkın afyonudur” derken neyi kast ettiğini tartışacak kadar eğitimler veriyoruz. Hocalarımız kendilerini çok iyi yetiştirdiği için basit kavramlar üzerinden ilerlemiyorlar. İşin içi dolu dizgin. Çünkü eğitim verdiğimiz yerlerde akademik kitleler de var” açıklamasında bulundu.

SARIMEN, ‘BİZ TOPLUMUN HER KESİMİYLE BARIŞIĞIZ’

Genel Merkez Kadın Kolları Başkan Yardımcısı ve Kocaeli Şube Yönetim Kurulu Üyesi Gülcihan Sarımen, “Numan Hocam ve Mehmet Ali Hoca’nın biz kadınlara vermiş olduğu değerler sayesinde biz yerelde kadınlar olarak bu kadar güçlü olduk. Kadınları böyle ön plana atmaları, bizlerin haklarını savunmaları ve korumaları bizleri güçlendirdi. Biz insan olmayı öğretmen istiyoruz. Sen şu partidensin ya da şu mezheptensin bırakmamız lazım. Biz toplumun her kesimiyle barışığız. Herhangi bir şeyde bir sorunu olan problemi olan bizde kendini bulur. Bizim karemizin anlamı bu. Umarım insan olmayı her kesime öğretebilirz. Yerelde buna başladık inşallah bunu genele yayacağız” dedi.

Soldan sağa; Sadun Çetin, Mehmet Ali Karadaşlı, Evin Bozkurt, Gülcihan Sarımen, Ayşegül Pir Soylu ve Numan Uysal
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve hedefgazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.