Cengiz Ceylan
Köşe Yazarı
Cengiz Ceylan
 

24 Kasım Öğretmenler Günü Ve 12 Eylül

12 Eylül 1980 gecesi Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından sivil yönetime karşı yapılan askeri müdahale sonucu sıkıyönetim ilan edildi. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kenan Evren devlet başkanı oldu. Yasama yetkisini kullanmak üzere Kenan Evren başkanlığında kuvvet komutanlarından oluşan Millî Güvenlik Konseyi kuruldu. Millî Güvenlik Konseyi, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün doğumunun 100. yılı olması nedeniyle 5 Ocak 1981 tarihinde bir kanun çıkararak 1981 yılını "Atatürk Yılı" ilan etti. Yıl boyunca yapılan etkinliklerle Atatürk'ün doğumunun yüzüncü yılı kutlandı.  Atatürk'ün başöğretmen olduğu 24 Kasım gün ise "Öğretmenler Günü" olarak kabul edildi.. Eğitime verdiğim 25 yıllık hizmet sonunda 2004 yılında emekli olmuştum. O yıl kutlanan öğretmenler gününde emekli öğretmenler adına konuşmayı ben yapmıştım. Kürsüde yaptığım konuşma bitince, başta Kaymakam ve Protokol olmak üzere salondaki tüm davetliler beni alkışlıyorlardı. Belliydi ki konuşmam çok beğenilmişti. Sıra Hizmet Şeref Belgesi ve plaket takdimine gelmişti. Belge takdimini yapan Sayın Kaymakamımız, beni tebrik ederken çok güzel bir konuşma olduğunu ve duygulandığını kulağıma fısıldamıştı. O gün; “24 Kasım Öğretmenler Günü, yılda bir kez olsada, Öğretmenler ve eğitimdeki sıkıntıların gündeme geldiği, sorunlarının dile getirildiği, ölenlerin anıldığı, yeni göreve başlayanların yemin ettiği bir gün olarak önemlidir. Fedakar öğretmenlerimiz günümüzde hak ettiği emeğinin karşılığını almasa da. Yurdun her köşesinde cehaletle savaşın ilk kıvılcımı yakan kişilerdir. Milli beraberliğimizin teminatı olan öğretmenler bir mum gibi çevresine ışık saçarak ve yurdun dört bir yanında yaptıkları görevleriyle genç nesiller yetiştirmektedirler. Öğretmenlik mesleğinin kutsallığının bilincinde olan bir öğretmenin maaşının azlığı, onu bu görevinden yıldıramaz. Bir öğretmen için eğitim sevdası ölünce biter.  Öğretmenlere bugüne kadar en büyük desteği Atatürk vermiştir. Eğitime önem vermeyen topluluklar hep başkalarının köleleri olmuşlardır.” Şeklinde bir konuşma yapmıştım. O konuşmamın üzerinden 18 yıl geçmesine rağmen öğretmen ve eğitim sorunları sürüp gitmeye devam etmektedir.  Burada söz konusu olan sadece öğretmen maaşlarının azlığı değildir.  Şöyle ki, Öğretmenlerin de çalıştıkları işten doyum sağlamaları ve daha verimli olabilmeleri için maddi açıdan belli bir gelir seviyesinin üstünde maaş almaları gerekir ki, meslekte çalışanlar olumsuz yönde etkilenmesinler. Olumsuz yönden etkilenen bir kişiden istenilen verimi almak mümkün değildir.  Yıllardır eğitim sistemimiz, siyasilerin elinde bir oyuncağa dönüştürülmüş. Adı her ne kadar Milli Eğitim Bakanlığı olsada; Eğitimde millilikten uzaklaşılmış, iktidarların kendi siyası düşünceleri doğrultusunda şekillendirilmeye çalışılmıştır.  Bununla beraber aradan geçen yıllara rağmen bir türlü rayına oturtulamayan eğitim sisteminin içinde yer alan öğretmenlerin gelirlerinde de yeterli bir iyileşme olmamıştır. Üstelik Atatürk döneminden sonra, öğretmenlik mesleği toplum içinde saygınlığını giderek yitirmeye başlamış, hükümetlerin; öğretmenlerin yetiştirilmeleri, öğretmenlerin hukuki statülerinin güçlendirilmesi ve  öğretmenlerin ekonomik sorunları gibi politikalarındaki hataları ve tutarsızlıkları sebebiyle öğretmenlerin, Türk toplumundaki hak ettiği yeri almasını ve statülerinin yükselmesini engellemiştir. Bu ise mesleğe atfedilen değeri düşürdüğü gibi, meslekte çalışanları da olumsuz yönde etkilemiştir.   Milli Eğitim Bakanlığı harcamalarındaki en yüksek payın her zaman personel giderlerine ayrıldığı halde, Cumhuriyet’in ilk yıllarından itibaren öğretmenlerin ekonomik sorunları tam olarak çözülememiştir. Devlet yetkililerince çok iyi bilinen bu sorunların çözümüne yönelik olarak, her yıl 24 Kasım Öğretmenler gününde güzel sözler söylenir, bol bol umutlar dağıtılır,  vaatler verilir, sözde elleri öpülür. Ne yazık ki sonrasında tüm bu sözler unutulup gidilir. Bu vesileyle, Öncelikle Gaziantep'in Kalamış ilçesinde PKK / PYD terör örgütünün yaptığı roketli saldırıda hayatını kaybedenler arasında bulunan  öğretmen Ayşenur Alkan ve 5 yaşındaki Hasan Karataş olmak üzere şehit olan tüm öğretmenlerimize, Allahtan rahmet, yakınlarına baş sağlığı dilerim. Ayrıca Görevde olan ve yeni göreve başlayacak genç meslektaşlarıma görevlerinde başarılar dileyerek,  Öğretmenler gününü kutlarım.     Cengiz Ceylan Eğitimci Yazar
Ekleme Tarihi: 23 Kasım 2022 - Çarşamba

24 Kasım Öğretmenler Günü Ve 12 Eylül

12 Eylül 1980 gecesi Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından sivil yönetime karşı yapılan askeri müdahale sonucu sıkıyönetim ilan edildi. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kenan Evren devlet başkanı oldu. Yasama yetkisini kullanmak üzere Kenan Evren başkanlığında kuvvet komutanlarından oluşan Millî Güvenlik Konseyi kuruldu. Millî Güvenlik Konseyi, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün doğumunun 100. yılı olması nedeniyle 5 Ocak 1981 tarihinde bir kanun çıkararak 1981 yılını "Atatürk Yılı" ilan etti. Yıl boyunca yapılan etkinliklerle Atatürk'ün doğumunun yüzüncü yılı kutlandı.  Atatürk'ün başöğretmen olduğu 24 Kasım gün ise "Öğretmenler Günü" olarak kabul edildi..
Eğitime verdiğim 25 yıllık hizmet sonunda 2004 yılında emekli olmuştum. O yıl kutlanan öğretmenler gününde emekli öğretmenler adına konuşmayı ben yapmıştım. Kürsüde yaptığım konuşma bitince, başta Kaymakam ve Protokol olmak üzere salondaki tüm davetliler beni alkışlıyorlardı. Belliydi ki konuşmam çok beğenilmişti. Sıra Hizmet Şeref Belgesi ve plaket takdimine gelmişti. Belge takdimini yapan Sayın Kaymakamımız, beni tebrik ederken çok güzel bir konuşma olduğunu ve duygulandığını kulağıma fısıldamıştı.
O gün; “24 Kasım Öğretmenler Günü, yılda bir kez olsada, Öğretmenler ve eğitimdeki sıkıntıların gündeme geldiği, sorunlarının dile getirildiği, ölenlerin anıldığı, yeni göreve başlayanların yemin ettiği bir gün olarak önemlidir.
Fedakar öğretmenlerimiz günümüzde hak ettiği emeğinin karşılığını almasa da. Yurdun her köşesinde cehaletle savaşın ilk kıvılcımı yakan kişilerdir. Milli beraberliğimizin teminatı olan öğretmenler bir mum gibi çevresine ışık saçarak ve yurdun dört bir yanında yaptıkları görevleriyle genç nesiller yetiştirmektedirler.
Öğretmenlik mesleğinin kutsallığının bilincinde olan bir öğretmenin maaşının azlığı, onu bu görevinden yıldıramaz. Bir öğretmen için eğitim sevdası ölünce biter. 
Öğretmenlere bugüne kadar en büyük desteği Atatürk vermiştir. Eğitime önem vermeyen topluluklar hep başkalarının köleleri olmuşlardır.” Şeklinde bir konuşma yapmıştım.
O konuşmamın üzerinden 18 yıl geçmesine rağmen öğretmen ve eğitim sorunları sürüp gitmeye devam etmektedir. 
Burada söz konusu olan sadece öğretmen maaşlarının azlığı değildir. 
Şöyle ki, Öğretmenlerin de çalıştıkları işten doyum sağlamaları ve daha verimli olabilmeleri için maddi açıdan belli bir gelir seviyesinin üstünde maaş almaları gerekir ki, meslekte çalışanlar olumsuz yönde etkilenmesinler. Olumsuz yönden etkilenen bir kişiden istenilen verimi almak mümkün değildir.
 Yıllardır eğitim sistemimiz, siyasilerin elinde bir oyuncağa dönüştürülmüş. Adı her ne kadar Milli Eğitim Bakanlığı olsada; Eğitimde millilikten uzaklaşılmış, iktidarların kendi siyası düşünceleri doğrultusunda şekillendirilmeye çalışılmıştır. 
Bununla beraber aradan geçen yıllara rağmen bir türlü rayına oturtulamayan eğitim sisteminin içinde yer alan öğretmenlerin gelirlerinde de yeterli bir iyileşme olmamıştır.
Üstelik Atatürk döneminden sonra, öğretmenlik mesleği toplum içinde saygınlığını giderek yitirmeye başlamış, hükümetlerin; öğretmenlerin yetiştirilmeleri, öğretmenlerin hukuki statülerinin güçlendirilmesi ve  öğretmenlerin ekonomik sorunları gibi politikalarındaki hataları ve tutarsızlıkları sebebiyle öğretmenlerin, Türk toplumundaki hak ettiği yeri almasını ve statülerinin yükselmesini engellemiştir. Bu ise mesleğe atfedilen değeri düşürdüğü gibi, meslekte çalışanları da olumsuz yönde etkilemiştir.
  Milli Eğitim Bakanlığı harcamalarındaki en yüksek payın her zaman personel giderlerine ayrıldığı halde, Cumhuriyet’in ilk yıllarından itibaren öğretmenlerin ekonomik sorunları tam olarak çözülememiştir.
Devlet yetkililerince çok iyi bilinen bu sorunların çözümüne yönelik olarak, her yıl 24 Kasım Öğretmenler gününde güzel sözler söylenir, bol bol umutlar dağıtılır,  vaatler verilir, sözde elleri öpülür. Ne yazık ki sonrasında tüm bu sözler unutulup gidilir.
Bu vesileyle, Öncelikle Gaziantep'in Kalamış ilçesinde PKK / PYD terör örgütünün yaptığı roketli saldırıda hayatını kaybedenler arasında bulunan  öğretmen Ayşenur Alkan ve 5 yaşındaki Hasan Karataş olmak üzere şehit olan tüm öğretmenlerimize, Allahtan rahmet, yakınlarına baş sağlığı dilerim. Ayrıca Görevde olan ve yeni göreve başlayacak genç meslektaşlarıma görevlerinde başarılar dileyerek,
 Öğretmenler gününü kutlarım.
 
 
Cengiz Ceylan
Eğitimci Yazar
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve hedefgazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.