Ak Parti Belli Oldu

Gebze 09.01.2015 - 08:52, Güncelleme: 26.12.2020 - 11:30
 

Ak Parti Belli Oldu

4 eski bakanı Yüce Divan'a göndermeyen üyeler, "Makul şüphe bile yok" açıklaması getirirken paralel yapıya "Cizvit Tarikatı" benzetmesi yapıldı.

TBMM Soruşturma Komisyonu'nda 4 eski bakanın Yüce Divan'a gönderilmemesi kararında belirleyici olan AK Partili üyelerin savunmaları ortaya çıktı. Üyeler bakanlar hakkında "makul şüphe bile yok. Siyasi itibarsızlaştırma. Suç unsuru yok. İran ile ticaret yapması suç manası taşımaz" derken paralel yapıya getirilen "Cizvit tarikatı" benzetmesi dikkat çekti. TBMM Soruşturma Komisyonu'nda en geniş biçimde görüşlerini dile getiren AK Partili Mustafa Akış, Reza Zarrab'ın İran ile olan ticaretinde hukuka aykırılık bulunmadığını ileri sürdü. Akış, "Bir kişinin gelir kaynağının İran ile yaptığı ticarete dayalı olması, gelirini suçtan elde edildiği anlamı taşımaz. Soyut ihbarlar, içeriği doğru delil kabul edildi" dedi. TOPLUM YENİ BİR KAVRAMLA KARŞILAŞTI 17-25 Aralık soruşturmalarının "masum" olmadığını da savunan Akış, "paralel yapı" ile ilgili şu eleştirilerde bulundu: "Paralel örgüt tam bir Cizvit Tarikatı'dır. Tıpkı Cizvitler gibi çocukları erken yaşta kendi eğitim kurumlarında eğitmekte, onları ağabeyler, ablalar vasıtasıyla sıkı elemeden geçirmekte, en sadıklarının eğitim göreceği alanı, evleneceği kişiyi dahi belirleyerek onları bir kripto eleman olarak stratejik devlet kademelerine yerleştiriyorlar. Bu süreçte de eğitim aşamasında sınav sorularının elde edilmesi, devlet kademesinde rakiplerin iftira yöntemiyle yarışamaz hale getirilmesi gibi 'amaca ulaşmak için her yol mubahtır' anlayışıyla hareket edilmektedir. Bu örgütte takiye en önemli davranış biçimidir. Örgüt İslami cemaat kisvesi altında saklanmaktadır. Bu yapı 17-25 Aralık'ın mimarıdır." Komisyonun 5 Ocak tarihli son toplantısına ilişkin tutanaklara göre, eski bakanlar için, "Yüce Divan'a sevk edilmemeleri" yönünde oy kullanan Ak Partili üyeler, özetle şu görüşleri dile getirdi: "FİLLER SUÇA DÖNÜŞMEDİ" Mustafa Kemal Şerbetçioğlu (Bursa): Hukuken geçersiz delillerle suçlama yapmak veya hüküm kurmak mümkün değildir. Bakanlarla irtibatlı olduğu ileri sürülen kişilerle ilgili olarak İstanbul Cumhuriyet Savcılığı takipsizlik kararı vermiştir. Önergede sayılan fiilerin suça dönüşmediği ve işlendiği iddia edilen suçların unsurlarının oluşmadığı kanaatindeyim. Bilal Uçar (Denizli): Hani masumiyet karinesi vardı? Tam bir yıldır bu insanlar her türlü ortamda, medyada, siyaset alanında linç edildi. Sonuçlara baktığımız zaman, önergede belirtilen fiilerle ilgili dava açmaya yetecek her türlü şüpheden uzak delil yoktur. "SİYASİ SUİKASTTİR" İlknur İnceöz (Aksaray): 17-25 Aralık operasyonunun adeta hükümetin hedef alınmak suretiyle bir siyasi suikast girişimi olduğunu anlamamak mümkün değil. Kendilerini burada dinlediğimizde çok açık ve net bazı sorulara cevap vermeseler bile daha sonra yazılı olarak bunların gönderilmiş olmasından da şu anlaşılmaktadır ki her bir bakanın Yüce Divan'a gönderilmesine gerek olmadığı kanaatimi arz ediyorum. Yılmaz Tunç (Bartın): Anayasa 38, kanuna aykırı elde edilmiş bulguların delil olarak kullanılmasını yasaklıyor. Soruşturma süresi içinde aynı IP numarasından 12 ihbar yapılıyor. Bu numaranın araştırılmasına ilişkin savcıların herhangi bir girişiminin olmadığını görüyoruz. Ayşe Türkmenoğlu (Konya): Bu tapelere dayanarak hazırlanan rapor ve fezlekelerin yok hükmünde sayılacağını takdirlerinize sunmak istiyorum. Burada ben Çağlayan'la ilgili iddiaların makul şüpheyi de bırakın, vicdanen düşüneceğim zaman makul şüphenin de daha da altında bir şüphe bende oluşturmadı... Bizlerin yapması gereken yasal olmayan bu sürece 'Dur' demek olmalıdır. Hakkı Köylü (Başkan): Konuşmak istemiyorum sadece görüşümün çoğunluktan yana olduğunu belirteyim. Değerlendirme yapmayacağım. Bence güzel bir çalışma oldu, sonucu da böyle oldu; hayırlı olsun demekten başka yapacağımız bir şey yok.... CİZVİT TARİKATI NEDİR? Bir Hıristiyan tarikatı olan Cizvitler 1534'te kurulmuştur. Cizvitlerin diğer tarikatlardan en önemli farkı, örgüt yapısıydı. Tarikat üyeleri, her toplumda diğer insanlarla uyum içinde, göze batmadan yaşardı. Kısa vadeli hedefler yerine hep uzun vadeli hedeflere yönelen tarikat kısa sürede Avrupa'nın en önemli siyasi ve ekonomik gücü haline gelmiştir. Tarikata kabul edilen herkes mutlaka uzun ve ayrıntılı eğitimlerden geçirilir, ancak başarılı görülenler tarikatın ideallerini öğrenebilirlerdi. Cizvitler, özellikle fakir ve yetenekli gençlere, kurdukları ya da destekledikleri özel okullar aracılığı ile çok iyi bir eğitim verirlerdi. Cizvitler, bir kurum ya da topluluk ile karşılaştıklarında asla açıkça kavgaya girmezler, gizli faaliyetlerle o kuruluşu yıpratırlardı.
4 eski bakanı Yüce Divan'a göndermeyen üyeler, "Makul şüphe bile yok" açıklaması getirirken paralel yapıya "Cizvit Tarikatı" benzetmesi yapıldı.

TBMM Soruşturma Komisyonu'nda 4 eski bakanın Yüce Divan'a gönderilmemesi kararında belirleyici olan AK Partili üyelerin savunmaları ortaya çıktı. Üyeler bakanlar hakkında "makul şüphe bile yok. Siyasi itibarsızlaştırma. Suç unsuru yok. İran ile ticaret yapması suç manası taşımaz" derken paralel yapıya getirilen "Cizvit tarikatı" benzetmesi dikkat çekti.

TBMM Soruşturma Komisyonu'nda en geniş biçimde görüşlerini dile getiren AK Partili Mustafa Akış, Reza Zarrab'ın İran ile olan ticaretinde hukuka aykırılık bulunmadığını ileri sürdü. Akış, "Bir kişinin gelir kaynağının İran ile yaptığı ticarete dayalı olması, gelirini suçtan elde edildiği anlamı taşımaz. Soyut ihbarlar, içeriği doğru delil kabul edildi" dedi.

TOPLUM YENİ BİR KAVRAMLA KARŞILAŞTI

17-25 Aralık soruşturmalarının "masum" olmadığını da savunan Akış, "paralel yapı" ile ilgili şu eleştirilerde bulundu:

"Paralel örgüt tam bir Cizvit Tarikatı'dır. Tıpkı Cizvitler gibi çocukları erken yaşta kendi eğitim kurumlarında eğitmekte, onları ağabeyler, ablalar vasıtasıyla sıkı elemeden geçirmekte, en sadıklarının eğitim göreceği alanı, evleneceği kişiyi dahi belirleyerek onları bir kripto eleman olarak stratejik devlet kademelerine yerleştiriyorlar. Bu süreçte de eğitim aşamasında sınav sorularının elde edilmesi, devlet kademesinde rakiplerin iftira yöntemiyle yarışamaz hale getirilmesi gibi 'amaca ulaşmak için her yol mubahtır' anlayışıyla hareket edilmektedir. Bu örgütte takiye en önemli davranış biçimidir. Örgüt İslami cemaat kisvesi altında saklanmaktadır. Bu yapı 17-25 Aralık'ın mimarıdır."

Komisyonun 5 Ocak tarihli son toplantısına ilişkin tutanaklara göre, eski bakanlar için, "Yüce Divan'a sevk edilmemeleri" yönünde oy kullanan Ak Partili üyeler, özetle şu görüşleri dile getirdi:

"FİLLER SUÇA DÖNÜŞMEDİ"

Mustafa Kemal Şerbetçioğlu (Bursa): Hukuken geçersiz delillerle suçlama yapmak veya hüküm kurmak mümkün değildir. Bakanlarla irtibatlı olduğu ileri sürülen kişilerle ilgili olarak İstanbul Cumhuriyet Savcılığı takipsizlik kararı vermiştir. Önergede sayılan fiilerin suça dönüşmediği ve işlendiği iddia edilen suçların unsurlarının oluşmadığı kanaatindeyim.

Bilal Uçar (Denizli): Hani masumiyet karinesi vardı? Tam bir yıldır bu insanlar her türlü ortamda, medyada, siyaset alanında linç edildi. Sonuçlara baktığımız zaman, önergede belirtilen fiilerle ilgili dava açmaya yetecek her türlü şüpheden uzak delil yoktur.

"SİYASİ SUİKASTTİR"

İlknur İnceöz (Aksaray): 17-25 Aralık operasyonunun adeta hükümetin hedef alınmak suretiyle bir siyasi suikast girişimi olduğunu anlamamak mümkün değil. Kendilerini burada dinlediğimizde çok açık ve net bazı sorulara cevap vermeseler bile daha sonra yazılı olarak bunların gönderilmiş olmasından da şu anlaşılmaktadır ki her bir bakanın Yüce Divan'a gönderilmesine gerek olmadığı kanaatimi arz ediyorum.

Yılmaz Tunç (Bartın): Anayasa 38, kanuna aykırı elde edilmiş bulguların delil olarak kullanılmasını yasaklıyor. Soruşturma süresi içinde aynı IP numarasından 12 ihbar yapılıyor. Bu numaranın araştırılmasına ilişkin savcıların herhangi bir girişiminin olmadığını görüyoruz.

Ayşe Türkmenoğlu (Konya): Bu tapelere dayanarak hazırlanan rapor ve fezlekelerin yok hükmünde sayılacağını takdirlerinize sunmak istiyorum. Burada ben Çağlayan'la ilgili iddiaların makul şüpheyi de bırakın, vicdanen düşüneceğim zaman makul şüphenin de daha da altında bir şüphe bende oluşturmadı... Bizlerin yapması gereken yasal olmayan bu sürece 'Dur' demek olmalıdır.

Hakkı Köylü (Başkan): Konuşmak istemiyorum sadece görüşümün çoğunluktan yana olduğunu belirteyim. Değerlendirme yapmayacağım. Bence güzel bir çalışma oldu, sonucu da böyle oldu; hayırlı olsun demekten başka yapacağımız bir şey yok....

CİZVİT TARİKATI NEDİR?

Bir Hıristiyan tarikatı olan Cizvitler 1534'te kurulmuştur. Cizvitlerin diğer tarikatlardan en önemli farkı, örgüt yapısıydı. Tarikat üyeleri, her toplumda diğer insanlarla uyum içinde, göze batmadan yaşardı. Kısa vadeli hedefler yerine hep uzun vadeli hedeflere yönelen tarikat kısa sürede Avrupa'nın en önemli siyasi ve ekonomik gücü haline gelmiştir. Tarikata kabul edilen herkes mutlaka uzun ve ayrıntılı eğitimlerden geçirilir, ancak başarılı görülenler tarikatın ideallerini öğrenebilirlerdi. Cizvitler, özellikle fakir ve yetenekli gençlere, kurdukları ya da destekledikleri özel okullar aracılığı ile çok iyi bir eğitim verirlerdi. Cizvitler, bir kurum ya da topluluk ile karşılaştıklarında asla açıkça kavgaya girmezler, gizli faaliyetlerle o kuruluşu yıpratırlardı.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve hedefgazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.