Evinin bir odasına minyatür eski mahalle kurdu

Kocaeli 30.03.2024 - 12:57, Güncelleme: 30.03.2024 - 12:57
 

Evinin bir odasına minyatür eski mahalle kurdu

Çayırova ilçesinde esnaf İsmail Kuş (43), evinin bir odasına eski yapıların olduğu minyatür mahalle kurdu. Minyatür yapılarda en ince ayrıntıyı bile atlamayan Kuş, “Dükkanıma bir gün arkadaşım gelmişti. Aslında bütün hikayem bir çöp şişle başladı. Arkadaşım ‘Çöp şiş istiyorum’ dedi. Ne yapacağını sordum. ‘Bir köy evi yaptım; ona tırmık yapacağım’ dedi. ‘Ben de böyle bir köy evi yapabilir miyim’ diye o gün işe başladım. İşte bütün hikayem o zaman başladı” dedi.

Çayırova’da toptancılık yapan esnaf İsmail Kuş, yaklaşık 4 yıl önce dükkanına gelen bir arkadaşı yaptığı minyatür ev için kendisinden çöp şiş isteyince kendisi de denemeye karar verdi. İlk başta küçük, tek katlı köy evi, park, cami gibi minyatür yapılar yapan Kuş, daha sonra ara verdi. Yaptıklarının gerçeğiyle birebir olmasını isteyen İsmail Kuş, bina ve dükkan gibi yapıların her detayını incelemeye başladı. Bir manavdaki masanın üstünde bulunan yazar kasadan Türkiye haritasına, bir tuvaletteki pisuvarların konumundan dağılmış çöp kutusuna, oto tamirci dükkanındaki takvimden dükkan önünde bulunan tavla gibi en ince detayları da minyatürlerde işlemeye başladı. Kuş, binalardaki antenin konumundan dışındaki çöpe, binalara yazılan yazılardan trafonun üzerine yapıştırılmış ve yarısı yırtılmış broşürlere kadar hiçbir ayrıntıyı da atlamadı. Kuş yaptığı bir minyatürün ortalama 3-4 ay kadar sürdüğünü söyledi. Evinde 18 minyatür bulunan İsmail Kuş, diorama sanatı ile nasıl başladığını anlattı. Kuş, “Dükkanıma bir gün arkadaşım gelmişti. Aslında bütün hikayem bir çöp şişle başladı. Arkadaşım ‘Çöp şiş istiyorum’ dedi. Ne yapacağını sordum. ‘Bir köy evi yaptım; ona tırmık yapacağım’ dedi. ‘Ben de böyle bir köy evi yapabilir miyim’ diye o gün işe başladım. İşte bütün hikayem o zaman başladı. İlk maketimi yaptım; takribi olarak bir 10-15 gün kadar sürdü. Küçüktü, bir katlı bir köy evi yaptım. Sonra ‘Ben bunun yanına başka bir şeyler de yapmam lazım’ dedim. Bir bakkal, nalbur, köy okulu, park, cami yaptım ama yaptıklarımı hep böyle kısa sürede yapıyordum. 10-15 günde bitiriyordum. Yaptıklarım çizgi film animasyonları gibiydi ama güzel tatlı şeylerdi. Ben de bir durgunluk oldu; biraz ara verdim. Daha sonra ‘Bunların gerçeklerini yapmam lazım’ dedim. ‘Animasyon değil de gerçek görüntüyü yakalamam lazım’ dedim. Çünkü evim küçüktü, yer lazımdı” ifadelerini kullandı.   ‘BİR MARANGOZA GİDİYORUM, HANGİ ALETLER KULLANIYOR ONLARA BAKIYORUM’ Minyatürlerin gerçeğini aratmaması için binalardan, dükkanlardan yola çıktığını belirten İsmail Kuş, “Mesela bir marangoz yapıyorum diyelim, mahallemizde bulunan bir marangoza gidiyorum. Onda hangi makineler kullanılıyor, hangi aletler kullanıyor onlara bakıyorum. Olmazsa hangi makineler kullanılıyor diye internetten yardım alıyorum. İlk önce iç detayını bitiriyorum; daha sonra da haritalar uygulaması üzerinden Türkiye’nin herhangi bir iline, herhangi bir ilçesine, sokaklarına iniyorum. Orada beğendiğim evleri yapmaya başlıyorum. Bu şekilde ilerliyor süreç” dedi.   ‘DİORAMA YAŞANMIŞLIKLARI ELE ALIYOR 4 yıldır minyatür yapılan yaptığını söyleyen Kuş, “Benim yaptığım minyatür diorama. Diorama büyük de olabilir, küçük de olabilir. Ben bunun minyatürünü yapıyorum. Diorama yaşanmışlıkları ele alıyor. Mesela bir yapıt için süreç 3-4 ay kadar sürüyor. O yapıtı yaparken bu yapıtla ilgili veyahut da o işle ilgili, veyahut da o mahalleyle, sokakla ilgili hangi anılarımız var? Bunları yansıtmaya çalışıyorum” diye konuştu.   ‘SATIŞINI YAPMIYORUM, SİPARİŞ ALMIYORUM’ Minyatürleri ticari kaygı olmadan yaptığını vurgulayan Kuş, “Ben buna bir sanat olarak bakıyorum. Ticari bir faaliyet olarak bakmıyorum. Atölyemin kapısını açınca bir sanat odasına girmiş gibi oluyorum. Eğer ben bunu ticari bir kaygıyla yaparsam bu sefer bir baskı oluşacak hem de kısa yollu yapacağım. Mesela günümüzde 3D yazıcılardan çıkartıyorlar. Özellikle Avrupa’da bu işi yapan sanatçılar var. 3D yazıcılardan bu işi yaptıkları için bu sefer ticaret işin içine girerse ben de kopup da böyle hazır yapar mıyım diye düşünüyorum. O yüzden ticari olarak satışını yapmıyorum, sipariş almıyorum” dedi.   ‘AMACIM İLERİDE BUNUN MÜZESİNİ OLUŞTURMAK’ Amacının yaptıkları minyatürleri müzede sergilemek olduğunu belirten Kuş, “Bunları yapan Türkiye'de çok az bulunuyor. Benim bir amacım var. Zaten o amaçla ilerliyorum. Hem bu kişilerin yaptıklarını alarak hem de kendi yaptıklarımla ileride bunun bir müzesini oluşturma amacım var. Ailem bana her zaman destek oluyor fakat sadece ben yapıyorum bu işi. İnsanlar ‘Nasıl yapılıyor, öğretir misiniz’ diyorlar ama mesela benim çocuklarım hiç bununla ilgilenmiyorlar. Demek ki bu insanın içinden olacak bir şey” diye konuştu.   ‘ YENİ EVLERDE, YENİ SEMTLERDE BİR HİKAYE OLMUYOR’ Minyatürlere yapılan geri dönüşlerle de ilgili konuşan Kuş, “Sosyal medyadan çok güzel tepkiler var. Bazen mesela şöyle de tepkiler geliyor, ‘Niçin böyle eski evler yapılıyor, niçin daha lüks, daha güzel şeyler yapmıyorsunuz’ diye. Dediğim gibi diorama yaşanmışlıkları anlatıyor. Mesela yeni evlerde, yeni semtlerde bir hikaye olmuyor. Komşu komşusunu bile tanımıyor. Maalesef araba park sorunundan başka bir sorun olmuyor ama bu eski mahallelerimizde, eski şehirlerimizde her türlü yaşanmışlıkları ben bu yaptığım sanatla anlatmaya çalışıyorum” ifadelerini kullandı.
Çayırova ilçesinde esnaf İsmail Kuş (43), evinin bir odasına eski yapıların olduğu minyatür mahalle kurdu. Minyatür yapılarda en ince ayrıntıyı bile atlamayan Kuş, “Dükkanıma bir gün arkadaşım gelmişti. Aslında bütün hikayem bir çöp şişle başladı. Arkadaşım ‘Çöp şiş istiyorum’ dedi. Ne yapacağını sordum. ‘Bir köy evi yaptım; ona tırmık yapacağım’ dedi. ‘Ben de böyle bir köy evi yapabilir miyim’ diye o gün işe başladım. İşte bütün hikayem o zaman başladı” dedi.

Çayırova’da toptancılık yapan esnaf İsmail Kuş, yaklaşık 4 yıl önce dükkanına gelen bir arkadaşı yaptığı minyatür ev için kendisinden çöp şiş isteyince kendisi de denemeye karar verdi. İlk başta küçük, tek katlı köy evi, park, cami gibi minyatür yapılar yapan Kuş, daha sonra ara verdi. Yaptıklarının gerçeğiyle birebir olmasını isteyen İsmail Kuş, bina ve dükkan gibi yapıların her detayını incelemeye başladı. Bir manavdaki masanın üstünde bulunan yazar kasadan Türkiye haritasına, bir tuvaletteki pisuvarların konumundan dağılmış çöp kutusuna, oto tamirci dükkanındaki takvimden dükkan önünde bulunan tavla gibi en ince detayları da minyatürlerde işlemeye başladı. Kuş, binalardaki antenin konumundan dışındaki çöpe, binalara yazılan yazılardan trafonun üzerine yapıştırılmış ve yarısı yırtılmış broşürlere kadar hiçbir ayrıntıyı da atlamadı. Kuş yaptığı bir minyatürün ortalama 3-4 ay kadar sürdüğünü söyledi.

Evinde 18 minyatür bulunan İsmail Kuş, diorama sanatı ile nasıl başladığını anlattı. Kuş, “Dükkanıma bir gün arkadaşım gelmişti. Aslında bütün hikayem bir çöp şişle başladı. Arkadaşım ‘Çöp şiş istiyorum’ dedi. Ne yapacağını sordum. ‘Bir köy evi yaptım; ona tırmık yapacağım’ dedi. ‘Ben de böyle bir köy evi yapabilir miyim’ diye o gün işe başladım. İşte bütün hikayem o zaman başladı. İlk maketimi yaptım; takribi olarak bir 10-15 gün kadar sürdü. Küçüktü, bir katlı bir köy evi yaptım. Sonra ‘Ben bunun yanına başka bir şeyler de yapmam lazım’ dedim. Bir bakkal, nalbur, köy okulu, park, cami yaptım ama yaptıklarımı hep böyle kısa sürede yapıyordum. 10-15 günde bitiriyordum. Yaptıklarım çizgi film animasyonları gibiydi ama güzel tatlı şeylerdi. Ben de bir durgunluk oldu; biraz ara verdim. Daha sonra ‘Bunların gerçeklerini yapmam lazım’ dedim. ‘Animasyon değil de gerçek görüntüyü yakalamam lazım’ dedim. Çünkü evim küçüktü, yer lazımdı” ifadelerini kullandı.

 

‘BİR MARANGOZA GİDİYORUM, HANGİ ALETLER KULLANIYOR ONLARA BAKIYORUM’

Minyatürlerin gerçeğini aratmaması için binalardan, dükkanlardan yola çıktığını belirten İsmail Kuş, “Mesela bir marangoz yapıyorum diyelim, mahallemizde bulunan bir marangoza gidiyorum. Onda hangi makineler kullanılıyor, hangi aletler kullanıyor onlara bakıyorum. Olmazsa hangi makineler kullanılıyor diye internetten yardım alıyorum. İlk önce iç detayını bitiriyorum; daha sonra da haritalar uygulaması üzerinden Türkiye’nin herhangi bir iline, herhangi bir ilçesine, sokaklarına iniyorum. Orada beğendiğim evleri yapmaya başlıyorum. Bu şekilde ilerliyor süreç” dedi.

 

‘DİORAMA YAŞANMIŞLIKLARI ELE ALIYOR

4 yıldır minyatür yapılan yaptığını söyleyen Kuş, “Benim yaptığım minyatür diorama. Diorama büyük de olabilir, küçük de olabilir. Ben bunun minyatürünü yapıyorum. Diorama yaşanmışlıkları ele alıyor. Mesela bir yapıt için süreç 3-4 ay kadar sürüyor. O yapıtı yaparken bu yapıtla ilgili veyahut da o işle ilgili, veyahut da o mahalleyle, sokakla ilgili hangi anılarımız var? Bunları yansıtmaya çalışıyorum” diye konuştu.

 

‘SATIŞINI YAPMIYORUM, SİPARİŞ ALMIYORUM’

Minyatürleri ticari kaygı olmadan yaptığını vurgulayan Kuş, “Ben buna bir sanat olarak bakıyorum. Ticari bir faaliyet olarak bakmıyorum. Atölyemin kapısını açınca bir sanat odasına girmiş gibi oluyorum. Eğer ben bunu ticari bir kaygıyla yaparsam bu sefer bir baskı oluşacak hem de kısa yollu yapacağım. Mesela günümüzde 3D yazıcılardan çıkartıyorlar. Özellikle Avrupa’da bu işi yapan sanatçılar var. 3D yazıcılardan bu işi yaptıkları için bu sefer ticaret işin içine girerse ben de kopup da böyle hazır yapar mıyım diye düşünüyorum. O yüzden ticari olarak satışını yapmıyorum, sipariş almıyorum” dedi.

 

‘AMACIM İLERİDE BUNUN MÜZESİNİ OLUŞTURMAK’

Amacının yaptıkları minyatürleri müzede sergilemek olduğunu belirten Kuş, “Bunları yapan Türkiye'de çok az bulunuyor. Benim bir amacım var. Zaten o amaçla ilerliyorum. Hem bu kişilerin yaptıklarını alarak hem de kendi yaptıklarımla ileride bunun bir müzesini oluşturma amacım var. Ailem bana her zaman destek oluyor fakat sadece ben yapıyorum bu işi. İnsanlar ‘Nasıl yapılıyor, öğretir misiniz’ diyorlar ama mesela benim çocuklarım hiç bununla ilgilenmiyorlar. Demek ki bu insanın içinden olacak bir şey” diye konuştu.

 

‘ YENİ EVLERDE, YENİ SEMTLERDE BİR HİKAYE OLMUYOR’

Minyatürlere yapılan geri dönüşlerle de ilgili konuşan Kuş, “Sosyal medyadan çok güzel tepkiler var. Bazen mesela şöyle de tepkiler geliyor, ‘Niçin böyle eski evler yapılıyor, niçin daha lüks, daha güzel şeyler yapmıyorsunuz’ diye. Dediğim gibi diorama yaşanmışlıkları anlatıyor. Mesela yeni evlerde, yeni semtlerde bir hikaye olmuyor. Komşu komşusunu bile tanımıyor. Maalesef araba park sorunundan başka bir sorun olmuyor ama bu eski mahallelerimizde, eski şehirlerimizde her türlü yaşanmışlıkları ben bu yaptığım sanatla anlatmaya çalışıyorum” ifadelerini kullandı.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve hedefgazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.