Cengiz Ceylan
Köşe Yazarı
Cengiz Ceylan
 

KAYIT PARASI MI? ZORUNLU BAĞIŞ MI?

Bir önceki yazımda TATİL BİTİYOR, ŞİMDİ KAYIT ZAMANI! Başlığını kullanmıştım. Evet, artık tatil bitti. Şimdi kayıt zamanı diyoruz. Her kayıt dönemi başladığında köy ve kasaba okullarında pek yaşanmasada il ve ilçelerde, özelliklede metropol şehirlerde kayıt dönemi veliler için bir sıkıntı dönemine dönüşüyor. Maddi durumu iyi olan veliler için bu bir sıkıntı olmayabiliyor. Çocuğunu istediği devlet okuluna da, olmadı özel okullara da kayıt yaptırabiliyorlar. Ancak dar gelirli vatandaşlar için durum böyle olmuyor. Kısıtlı bütçeleriyle Okula gidecek çocuk/çocuklar için kıyafet, kırtasiye parası derken elde avuçta olanı harcıyor. Adeta okul çantalarının yükü altında veliler eziliyor. Kalitelisini alamasada ucuz olanlarından ihtiyaç listesini tamamlamaya çalışıyor. Sıra kayıt yaptırmaya geliyor. Nihayetinde onunda çocuğunun öğretmeni eksik olmayan, donanımlı okullarda okuma hakkı var. Bu bir Anayasal haktır zaten. II. Eğitim ve öğrenim hakkı ve ödevi Madde 42 – Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz. Öğrenim hakkının kapsamı kanunla tespit edilir ve düzenlenir. Eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılapları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Bu esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz. Eğitim ve öğretim hürriyeti, Anayasaya sadakat borcunu ortadan kaldırmaz. İlköğretim kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunludur ve Devlet okullarında parasızdır. Diyor. Ama vatandaş kayıt için okula gittiğinde kendisinden para isteniliyor. Her okul gelişmiş imkânları ve çevrenin okula gösterdiği rağbet ölçüsünde kayıt için gelenlerden Okul Koruma Dernekleri aracılığıyla, adı “Kayıt Parası” olmasada bir “Zorunlu bağış” alıyor. Bağış yapmak istemeyen veliden bir türlü zorlama ve ikna ile de olsa az çok demeden zorunlu bağış alınıyor. Peki, bu paranın velilerden alınması yasal mı? Eğer para Okul Koruma Derneği makbuzuyla “Bağış” olarak sizden alınmışsa yasaldır. Anayasamız “İlköğretim kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunludur ve Devlet okullarında parasızdır.” Diyorsa adı ne olursa olsun bir devlet okulunda okuyan öğrenci velisinden ne ad altına olursa olsun para talep edilmesi anayasal suçtur. Okul müdürleri bu suçu işlemeye adete teşvik ediliyor. Aslına bakılırsa okullar zorunlu para almıyorlar. Almaya zorlanıyorlar. Okulun her türlü ihtiyacının devlet tarafından karşılanması anayasal zorunluluktur. Adı ne olursa olsun veliden bağış almayan okul müdürü okulda eğitim ve öğretimi sağlıklı yürütmesi mümkün olmaz. Sınıfa giren öğrencinin oturduğu sıra, masa sağlam olacak, dersi daha iyi kavrayabilmesine yardımcı olacak eğitim araç ve gereçleri yeterince okulda bulunacak, Kışın sınıfı sıcak  olacak, öğretmen tahta başına geçtiğinde tebeşiri, silgisi olacak, Tuvaletler kullanışlı ve sürekli temiz olacak, sosyal aktivitelerin yapılacağı alanlar olacak. Tüm bunlar ve yazamadığım daha bir çok şey olacak ki okul yönetimide “Yok kayıt parası ver, bağış yap, para vermiyorsan şu kadar kağıt al, şunu al,  bunu al derdine düşmeden görevini yürütsün. Aynı mahallede ki iki okuldan birine gidersin birisi Özel okul kalitesinde, diğeri ise sıradan bir okul görünümünde. Peki, de devlet birine giderleri için yeterince para veriyorda, diğer okula vermiyormu. Katiyen böyle bir şey yok. Aradaki fark birisi adını ne koyarsanız koyun veliden yardım almıştır. Diğeri gereken yardımı veliden alamamıştır. Birde bunun teftiş yanı var. Okula gelen müfettiş bu parayı nereden buldunda okulu bu kadar kaliteli hale getirdin diye sormaz. Üstüne üslük yüksek puanı verir, teşekkürünü yapar gider. Diğer okula gittiğinde de eleştiri üzerine eleştir yapar, şu niye yok, bu niye yok diye sorgular dururlar. Onada orta puanı verir ayrılırlar. Sanki devlet para vermiş te birisi paraları okul için harcamış diğeri paraları çarçur etmiş gibi garip bir durum ortaya çıkar.   Her kayıt döneminde toplanan zorunlu bağışlar elbette kişisel harcamalarda kullanılmıyor. Bu paralar makbuz karşılığından alındığından ya da belirlenen okul aile birliği hesabına yatırıldığından zorunlu olarak tamamı okulun giderleri için kullanılmaktadır. Bilgisayar, ofis harcamaları, , temizlik giderleri, tebeşir, tahta silgisi, tahta kalemi gibi her türlü kırtasiye ve sınıf malzemeleri, boya, çimento gibi tamirat giderleri, kitaplık, mobilya malzemeleri, spor malzemeleri, anasınıfı malzemeleri, hikâye kitapları, kırılan, bozulan masa, sıra, cam çerçeve, musluk ve daha birçok şeylerin giderleri için harcanıyor. Milli Eğitim Bakanlığı okulların ihtiyaçlarını karşılayabileceği yeterli ödeneği sağlamadığı için okul idareleri bu yola başvurmak zorunda kalıyor.   Uzun yıllar hem devlet, hemde özel okullarda yöneticilik yaptığım için sizlere bir hoş olmayan anımı anlatmak istiyorum. 1999-2000 eğitim ve öğretim dönemiydi. Valilikten gelen yazıya göre Ara karne tatilinde öğrencilerden 250 lira karne parası alınacaktı. Alınacak bu paranın 50 TL si Milli Eğitim Vakfı hesabına, 50 TL si İl Milli Eğitim Vakfı hesabına, 50 TL si İlçe Milli Eğitim Vakfı hesabına, 50 TL si Okul Koruma Derneği hesabına,50 TL si de zaten karne parasıydı. Zamanın Milli Eğitim Bakanı kendisine iletilen karne parası ile ilgili şikâyetlere karşılık yanılmıyorsam şu cevabı vermişti.”50 TL den fazla karnesi parası alan müdürü görevden alırım. Bu sözün artısıda var ama yazmak istemiyorum. Bu açıklama üzerine bende ertesi günü gidip okul müdürlüğü görevimden istifa dilekçesi verdim. Çünkü halkın gözünde suçlu olarak okul müdürleri gösterilmişti. Yanlış bir beyandı. Bugün bile okul müdürlerini günah keçisi yerine koyuyorlar. Bağış istiyorlar suçlu oluyorlar. İstemiyorlar, maddi yetersizlikten dolayı eğitim ve öğretimi etkileyen olumsuzluklar yaşanıyor, suçlanan yine okul müdürleri oluyor. Birde topladığı paralarla eğitim ve öğretim ile ilgili harcamalardan önce makam odasını dayayıp döşeyen okul müdürleride yok değil. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), 2022-2023 eğitim öğretim yılı okul kayıtlarında zorunlu bağış veya kayıt parası alındığına yönelik şikâyetler üzerine Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, 2022-2023 eğitim öğretim yılı hazırlıkları kapsamında okul yöneticileriyle gerçekleştirdiği buluşmalarda, Türkiye'deki tüm okulların eksikliklerini gidermek için gerekli bütçeyi genel müdürlüklere aktardıklarını belirterek velilerden kayıt parası istenmemesi için çağrı yaptı. Bakan Özer, süreci hassasiyetle takip ettiklerini, kayıt parası konusunda tolerans göstermeyeceklerini vurguladı. Velilerden gelen şikâyetler doğrultusunda harekete geçen MEB, 65 şikâyet konusuna yönelik inceleme başlattı. Tamamlanan soruşturmalarda sorumlular hakkında "görevden alma, uyarı, kınama" gibi disiplin cezaları teklifleri getirildiği öğrenildi. Milli Eğitim Bakanlığı 2022-2023 döneminde Okulların temizliğinin sağlanması ve Öğrencilerin güvenliğinin sağlanması adına MEB Toplum Yararı Programları (TYP) kapsamında istihdam edilmek üzere 60 Bin Personel alımı yapılacağınıda açıkladı. Geçmiş yıllara nazaran yeterli olmasada MEB her okulun adına bir miktar ödeme gönderiyor. Ancak gönderilen bu ödenekler “Dişinin kovuğuna yetmemek” deyimini akıllara getiriyor.    Bir kez daha belirtmek isterim ki benim gönlüm, bütün çocuklarımızın sadece devlet okullarında Anayasımızda açıklandığı gibi zorunlu ve parasız olarak eğitim almasından, Kayıt dönemlerindede bu ve benzeri hoşnutsuzluklarında yaşanmamasından yanadır. Velilerimize kolaylıklar, öğrencilerimize başarılı bir yıl geçirme dileğinde bulunmaktan sorunları kaleme almaktan başka elimizden gelen bir şey yok.   Cengiz Ceylan Eğitimci Yazar  
Ekleme Tarihi: 02 Eylül 2022 - Cuma

KAYIT PARASI MI? ZORUNLU BAĞIŞ MI?

Bir önceki yazımda TATİL BİTİYOR, ŞİMDİ KAYIT ZAMANI! Başlığını kullanmıştım. Evet, artık tatil bitti. Şimdi kayıt zamanı diyoruz. Her kayıt dönemi başladığında köy ve kasaba okullarında pek yaşanmasada il ve ilçelerde, özelliklede metropol şehirlerde kayıt dönemi veliler için bir sıkıntı dönemine dönüşüyor. Maddi durumu iyi olan veliler için bu bir sıkıntı olmayabiliyor. Çocuğunu istediği devlet okuluna da, olmadı özel okullara da kayıt yaptırabiliyorlar.

Ancak dar gelirli vatandaşlar için durum böyle olmuyor. Kısıtlı bütçeleriyle Okula gidecek çocuk/çocuklar için kıyafet, kırtasiye parası derken elde avuçta olanı harcıyor. Adeta okul çantalarının yükü altında veliler eziliyor. Kalitelisini alamasada ucuz olanlarından ihtiyaç listesini tamamlamaya çalışıyor.

Sıra kayıt yaptırmaya geliyor. Nihayetinde onunda çocuğunun öğretmeni eksik olmayan, donanımlı okullarda okuma hakkı var. Bu bir Anayasal haktır zaten.

II. Eğitim ve öğrenim hakkı ve ödevi

Madde 42 – Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz.

Öğrenim hakkının kapsamı kanunla tespit edilir ve düzenlenir.

Eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılapları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Bu esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz.

Eğitim ve öğretim hürriyeti, Anayasaya sadakat borcunu ortadan kaldırmaz.

İlköğretim kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunludur ve Devlet okullarında parasızdır. Diyor.

Ama vatandaş kayıt için okula gittiğinde kendisinden para isteniliyor. Her okul gelişmiş imkânları ve çevrenin okula gösterdiği rağbet ölçüsünde kayıt için gelenlerden Okul Koruma Dernekleri aracılığıyla, adı “Kayıt Parası” olmasada bir “Zorunlu bağış” alıyor. Bağış yapmak istemeyen veliden bir türlü zorlama ve ikna ile de olsa az çok demeden zorunlu bağış alınıyor.

Peki, bu paranın velilerden alınması yasal mı? Eğer para Okul Koruma Derneği makbuzuyla “Bağış” olarak sizden alınmışsa yasaldır.

Anayasamız “İlköğretim kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunludur ve Devlet okullarında parasızdır.” Diyorsa adı ne olursa olsun bir devlet okulunda okuyan öğrenci velisinden ne ad altına olursa olsun para talep edilmesi anayasal suçtur. Okul müdürleri bu suçu işlemeye adete teşvik ediliyor. Aslına bakılırsa okullar zorunlu para almıyorlar. Almaya zorlanıyorlar. Okulun her türlü ihtiyacının devlet tarafından karşılanması anayasal zorunluluktur. Adı ne olursa olsun veliden bağış almayan okul müdürü okulda eğitim ve öğretimi sağlıklı yürütmesi mümkün olmaz. Sınıfa giren öğrencinin oturduğu sıra, masa sağlam olacak, dersi daha iyi kavrayabilmesine yardımcı olacak eğitim araç ve gereçleri yeterince okulda bulunacak, Kışın sınıfı sıcak  olacak, öğretmen tahta başına geçtiğinde tebeşiri, silgisi olacak, Tuvaletler kullanışlı ve sürekli temiz olacak, sosyal aktivitelerin yapılacağı alanlar olacak. Tüm bunlar ve yazamadığım daha bir çok şey olacak ki okul yönetimide “Yok kayıt parası ver, bağış yap, para vermiyorsan şu kadar kağıt al, şunu al,  bunu al derdine düşmeden görevini yürütsün. Aynı mahallede ki iki okuldan birine gidersin birisi Özel okul kalitesinde, diğeri ise sıradan bir okul görünümünde. Peki, de devlet birine giderleri için yeterince para veriyorda, diğer okula vermiyormu. Katiyen böyle bir şey yok. Aradaki fark birisi adını ne koyarsanız koyun veliden yardım almıştır. Diğeri gereken yardımı veliden alamamıştır. Birde bunun teftiş yanı var. Okula gelen müfettiş bu parayı nereden buldunda okulu bu kadar kaliteli hale getirdin diye sormaz. Üstüne üslük yüksek puanı verir, teşekkürünü yapar gider. Diğer okula gittiğinde de eleştiri üzerine eleştir yapar, şu niye yok, bu niye yok diye sorgular dururlar. Onada orta puanı verir ayrılırlar. Sanki devlet para vermiş te birisi paraları okul için harcamış diğeri paraları çarçur etmiş gibi garip bir durum ortaya çıkar.

  Her kayıt döneminde toplanan zorunlu bağışlar elbette kişisel harcamalarda kullanılmıyor. Bu paralar makbuz karşılığından alındığından ya da belirlenen okul aile birliği hesabına yatırıldığından zorunlu olarak tamamı okulun giderleri için kullanılmaktadır. Bilgisayar, ofis harcamaları, , temizlik giderleri, tebeşir, tahta silgisi, tahta kalemi gibi her türlü kırtasiye ve sınıf malzemeleri, boya, çimento gibi tamirat giderleri, kitaplık, mobilya malzemeleri, spor malzemeleri, anasınıfı malzemeleri, hikâye kitapları, kırılan, bozulan masa, sıra, cam çerçeve, musluk ve daha birçok şeylerin giderleri için harcanıyor. Milli Eğitim Bakanlığı okulların ihtiyaçlarını karşılayabileceği yeterli ödeneği sağlamadığı için okul idareleri bu yola başvurmak zorunda kalıyor.

 

Uzun yıllar hem devlet, hemde özel okullarda yöneticilik yaptığım için sizlere bir hoş olmayan anımı anlatmak istiyorum. 1999-2000 eğitim ve öğretim dönemiydi. Valilikten gelen yazıya göre Ara karne tatilinde öğrencilerden 250 lira karne parası alınacaktı. Alınacak bu paranın 50 TL si Milli Eğitim Vakfı hesabına, 50 TL si İl Milli Eğitim Vakfı hesabına, 50 TL si İlçe Milli Eğitim Vakfı hesabına, 50 TL si Okul Koruma Derneği hesabına,50 TL si de zaten karne parasıydı. Zamanın Milli Eğitim Bakanı kendisine iletilen karne parası ile ilgili şikâyetlere karşılık yanılmıyorsam şu cevabı vermişti.”50 TL den fazla karnesi parası alan müdürü görevden alırım. Bu sözün artısıda var ama yazmak istemiyorum. Bu açıklama üzerine bende ertesi günü gidip okul müdürlüğü görevimden istifa dilekçesi verdim. Çünkü halkın gözünde suçlu olarak okul müdürleri gösterilmişti. Yanlış bir beyandı. Bugün bile okul müdürlerini günah keçisi yerine koyuyorlar. Bağış istiyorlar suçlu oluyorlar. İstemiyorlar, maddi yetersizlikten dolayı eğitim ve öğretimi etkileyen olumsuzluklar yaşanıyor, suçlanan yine okul müdürleri oluyor.

Birde topladığı paralarla eğitim ve öğretim ile ilgili harcamalardan önce makam odasını dayayıp döşeyen okul müdürleride yok değil.

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), 2022-2023 eğitim öğretim yılı okul kayıtlarında zorunlu bağış veya kayıt parası alındığına yönelik şikâyetler üzerine Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, 2022-2023 eğitim öğretim yılı hazırlıkları kapsamında okul yöneticileriyle gerçekleştirdiği buluşmalarda, Türkiye'deki tüm okulların eksikliklerini gidermek için gerekli bütçeyi genel müdürlüklere aktardıklarını belirterek velilerden kayıt parası istenmemesi için çağrı yaptı.

Bakan Özer, süreci hassasiyetle takip ettiklerini, kayıt parası konusunda tolerans göstermeyeceklerini vurguladı.

Velilerden gelen şikâyetler doğrultusunda harekete geçen MEB, 65 şikâyet konusuna yönelik inceleme başlattı. Tamamlanan soruşturmalarda sorumlular hakkında "görevden alma, uyarı, kınama" gibi disiplin cezaları teklifleri getirildiği öğrenildi.

Milli Eğitim Bakanlığı 2022-2023 döneminde Okulların temizliğinin sağlanması ve Öğrencilerin güvenliğinin sağlanması adına MEB Toplum Yararı Programları (TYP) kapsamında istihdam edilmek üzere 60 Bin Personel alımı yapılacağınıda açıkladı.

Geçmiş yıllara nazaran yeterli olmasada MEB her okulun adına bir miktar ödeme gönderiyor. Ancak gönderilen bu ödenekler “Dişinin kovuğuna yetmemek” deyimini akıllara getiriyor. 

 

Bir kez daha belirtmek isterim ki benim gönlüm, bütün çocuklarımızın sadece devlet okullarında Anayasımızda açıklandığı gibi zorunlu ve parasız olarak eğitim almasından, Kayıt dönemlerindede bu ve benzeri hoşnutsuzluklarında yaşanmamasından yanadır. Velilerimize kolaylıklar, öğrencilerimize başarılı bir yıl geçirme dileğinde bulunmaktan sorunları kaleme almaktan başka elimizden gelen bir şey yok.

 

Cengiz Ceylan

Eğitimci Yazar

 
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve hedefgazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.