Mustafa Arslan
Köşe Yazarı
Mustafa Arslan
 

İYİLİK İÇİN SON GÜNLER

Mübarek Ramazan ayının son günlerine yaklaşıyoruz ve bu ayda yapılan iyiliklerin karşılığının her zamankinden çok daha fazla olduğunu hepimiz biliyoruz. Gelecek yıl ramazan ayında kimler olacak, kimler aramızdan ayrılacak bilemiyoruz. O yüzden; son birkaç günü de “Köprüden önceki son çıkış olarak belirlemeliyiz. Bu konuda Prof. Dr. Nevzat Tarhan'ın iyilikle çocuklara yapılacak ilgili birkaç sözünü sizinle paylaşmak istiyorum. Çocuğunu öyle karşıla ki eve geldiğinde en güzel yere geldiğini hissetsin, eşini öyle karşıla ki yanına geldiği zaman en doğru kişinin yanına geldiğini hissetsin, anneni öyle karşıla ki doğumundaki ağrıları lezzetle takas etsin, babanı öyle karşıla ki ömür boyu bir başka evlada imrenmesin, fakiri öyle karşıla ki ona serdiğinden daha büyük bir dua sofrası sersin, zengini öyle karşıla ki gönlünü gördüğünde senin gönlünün fakirliğinden kahretsin… Bu ancak kişinin karşılıksız iyilik yapmasıyla olur. Aile bağlarını güçlendirmek günümüzde çok önemli. Ailemize, değerlerimize sahip çıkmamız, ailemizi güven yuvası haline getirmemiz bugün en temel görevlerimizden biri olmalı. Zevkçiliğin, benmerkezciliğin, yalnızlığın ve mutsuzluğun aileyi tehdit eden en büyük sorunlar olarak karşımıza çıktığı bugünlerde karşılıksız, sessiz iyiliklerle ailelerimizdeki güven ilişkisini oluşturmamız gerekiyor. Ailede rekabet değil tamamlayıcılık önemli… Bunun üzerine bizlerin ailesinde rekabet değil de tamamlayıcılık önemli. Kur’an-ı Kerim’de kadın erkek tamamlayıcılığı var. Batılılar bize bu yüzden hayran oluyorlar, ancak bu konuda son yıllarda iyiye bir gidişimiz yok. Ailede ciddi bir kriz var. Öyle ki TÜİK verileri de gösteriyor ki ilk beş yılda boşanma oranı Türkiye’de %39, Batılılarda bu %60’ı geçmiş durumda. %39, Türkiye’de ciddi bir kriz işaretidir. Aile toplumun yapı taşıdır. Nasıl ki bir binanın taşı binayı taşır, ailede toplumun yapı taşıdır. Bu nedenle aile konusu birinci öncelikli konu olması gerekiyor. Ailede iyilik kavramı da bu açıdan çok önemlidir. İyiliğin PR’ı olmaz! Buradan yola çıkarak da modernizmin bir hastalığına dikkat çekmek istiyorum: Popüler psikiyatri tanımı olan Kaliforniya Sendromu. Kaliforniya denildiği zaman hep Amerikan rüyası gibi söz edilir. Bu, orada ciddi şekilde yaygınlaşan bir sendrom. Kaliforniya Sendromunun 4 özelliği var: Birincisi Hedonizm yani zevkçilik; yani bu tip insanlar bütün hafta çalışıyor, hafta sonu iki gün de eğleniyorlar. Eğlenmediği zaman kendini kötü hissediyor. Zevk peşinde koşmayı kendine ego ideali olarak seçmiş. İkincisi bu kişiler egosantrik oluyor yani benmerkezci. Sadece kendi çıkarını ön planda tutuyor. Eşi hasta oluyor, “Ben dünyaya bir kere geldim, böyle yaşayamam” diyerek eşinden ayrılıyor. Ailede şunu görüyoruz, çift terapisinde rastlıyoruz çok sık. Batılılar şöyle diyor “Aile önemli değil sen önemlisin. Kutsal olan sensin” çift terapistine yönlenirken boşanma için çalışan terapistlere dikkat etmek gerekiyor. Biz aile kutsaldır terapisi uygulamaya çalışıyoruz. HALAÇOĞLU PAYLAN’A HODRİ MEYDAN DEDİ! Türk Tarih Kurumu eski Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu, HDP Milletvekili Paylan7a hodri meydan diyerek televizyona çıkma çağrısında bulundu. Halaçoğlu; “Soykırımı tanıma teklifi veren Mv. Paylan'a sesleniyorum. Yanına istediğin kişiyi al ve yüreğin yetiyorsa benimle bir televizyonda soykırım oldu mu olmadı mı? Veya Ermeni çetelerinin asıl Türklere kadın-çocuk ihtiyar ayırmaksızın 518.103 kişiyi katlederek nasıl yaptığını konuşalım.” Dedi. Bu çağrıdan sonra Paylan’ın nasıl cevap vereceğini bilemiyorum ama Halaçoğlu’nun karşısına çıkma cesaretini de göstereceğini sanmıyorum. Bildiğim bir şey var ki, kendi yaşadığı topraklara ihanet eden ve başkalarının ağzı ile konuşanların bu gazi mecliste olmaması gerektiğini düşünüyorum. Umarım Paylan için de en kısa sürede gereği yapılır. En azından bu milletin vergisinden aldığı maaş da sona ermiş olur.
Ekleme Tarihi: 26 Nisan 2022 - Salı

İYİLİK İÇİN SON GÜNLER

Mübarek Ramazan ayının son günlerine yaklaşıyoruz ve bu ayda yapılan iyiliklerin karşılığının her zamankinden çok daha fazla olduğunu hepimiz biliyoruz. Gelecek yıl ramazan ayında kimler olacak, kimler aramızdan ayrılacak bilemiyoruz. O yüzden; son birkaç günü de “Köprüden önceki son çıkış olarak belirlemeliyiz. Bu konuda Prof. Dr. Nevzat Tarhan'ın iyilikle çocuklara yapılacak ilgili birkaç sözünü sizinle paylaşmak istiyorum.

Çocuğunu öyle karşıla ki eve geldiğinde en güzel yere geldiğini hissetsin, eşini öyle karşıla ki yanına geldiği zaman en doğru kişinin yanına geldiğini hissetsin, anneni öyle karşıla ki doğumundaki ağrıları lezzetle takas etsin, babanı öyle karşıla ki ömür boyu bir başka evlada imrenmesin, fakiri öyle karşıla ki ona serdiğinden daha büyük bir dua sofrası sersin, zengini öyle karşıla ki gönlünü gördüğünde senin gönlünün fakirliğinden kahretsin… Bu ancak kişinin karşılıksız iyilik yapmasıyla olur. Aile bağlarını güçlendirmek günümüzde çok önemli. Ailemize, değerlerimize sahip çıkmamız, ailemizi güven yuvası haline getirmemiz bugün en temel görevlerimizden biri olmalı. Zevkçiliğin, benmerkezciliğin, yalnızlığın ve mutsuzluğun aileyi tehdit eden en büyük sorunlar olarak karşımıza çıktığı bugünlerde karşılıksız, sessiz iyiliklerle ailelerimizdeki güven ilişkisini oluşturmamız gerekiyor.

Ailede rekabet değil tamamlayıcılık önemli…

Bunun üzerine bizlerin ailesinde rekabet değil de tamamlayıcılık önemli. Kur’an-ı Kerim’de kadın erkek tamamlayıcılığı var. Batılılar bize bu yüzden hayran oluyorlar, ancak bu konuda son yıllarda iyiye bir gidişimiz yok. Ailede ciddi bir kriz var. Öyle ki TÜİK verileri de gösteriyor ki ilk beş yılda boşanma oranı Türkiye’de %39, Batılılarda bu %60’ı geçmiş durumda. %39, Türkiye’de ciddi bir kriz işaretidir. Aile toplumun yapı taşıdır. Nasıl ki bir binanın taşı binayı taşır, ailede toplumun yapı taşıdır. Bu nedenle aile konusu birinci öncelikli konu olması gerekiyor. Ailede iyilik kavramı da bu açıdan çok önemlidir.

İyiliğin PR’ı olmaz!

Buradan yola çıkarak da modernizmin bir hastalığına dikkat çekmek istiyorum: Popüler psikiyatri tanımı olan Kaliforniya Sendromu. Kaliforniya denildiği zaman hep Amerikan rüyası gibi söz edilir. Bu, orada ciddi şekilde yaygınlaşan bir sendrom. Kaliforniya Sendromunun 4 özelliği var: Birincisi Hedonizm yani zevkçilik; yani bu tip insanlar bütün hafta çalışıyor, hafta sonu iki gün de eğleniyorlar. Eğlenmediği zaman kendini kötü hissediyor. Zevk peşinde koşmayı kendine ego ideali olarak seçmiş. İkincisi bu kişiler egosantrik oluyor yani benmerkezci. Sadece kendi çıkarını ön planda tutuyor. Eşi hasta oluyor, “Ben dünyaya bir kere geldim, böyle yaşayamam” diyerek eşinden ayrılıyor. Ailede şunu görüyoruz, çift terapisinde rastlıyoruz çok sık. Batılılar şöyle diyor “Aile önemli değil sen önemlisin. Kutsal olan sensin” çift terapistine yönlenirken boşanma için çalışan terapistlere dikkat etmek gerekiyor. Biz aile kutsaldır terapisi uygulamaya çalışıyoruz.

HALAÇOĞLU PAYLAN’A HODRİ MEYDAN DEDİ!

Türk Tarih Kurumu eski Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu, HDP Milletvekili Paylan7a hodri meydan diyerek televizyona çıkma çağrısında bulundu. Halaçoğlu; “Soykırımı tanıma teklifi veren Mv. Paylan'a sesleniyorum. Yanına istediğin kişiyi al ve yüreğin yetiyorsa benimle bir televizyonda soykırım oldu mu olmadı mı? Veya Ermeni çetelerinin asıl Türklere kadın-çocuk ihtiyar ayırmaksızın 518.103 kişiyi katlederek nasıl yaptığını konuşalım.” Dedi.

Bu çağrıdan sonra Paylan’ın nasıl cevap vereceğini bilemiyorum ama Halaçoğlu’nun karşısına çıkma cesaretini de göstereceğini sanmıyorum. Bildiğim bir şey var ki, kendi yaşadığı topraklara ihanet eden ve başkalarının ağzı ile konuşanların bu gazi mecliste olmaması gerektiğini düşünüyorum. Umarım Paylan için de en kısa sürede gereği yapılır. En azından bu milletin vergisinden aldığı maaş da sona ermiş olur.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve hedefgazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.