19 NİSAN  CUMA - 23 NİSAN SALI 2024
Mustafa Arslan
Köşe Yazarı
Mustafa Arslan
 

ŞEHİRLERİ YOK ETME CEHALETİ!

Bana göre Kartepe Zirvesi’nin final konuşmasını Prof. Dr. İlber Ortaylı yapmış ve şehirlere göç çekmenin bir cehalet olduğunu söylemiş….Yıllardır söylüyorum yine de yazacağım, siyaset uğruna ülkeyi talan etmiş, günü kurtarma ve siyaset uğruna şu cennet vatanı cehenneme çevirmişiz. Bunu büyükşehirlerin dışına çıkınca çok daha iyi anlıyoruz ama iş işten geçmiş oluyor. Gerçekten de her karışı şehit kanları ile sulanmış, her bölgesi ayrı bir güzel olan ülkemizi nasıl da bu kadar kötü kullandık anlamakta güçlük çekiyorum. Dışarıdan düşman getirip ülkemizi talan etmelerini istesek inanın bu kadar beceremezdik.. Dağları, taşları, ovaları ve dereleri yok etmişiz. Şehirlerimiz dumanlı, ovalarımız boş, sularımız kirli, yediklerimiz ise vitamin yerine bedenimize zehir veriyor. Marketten aydığınız mercimek, pazardan aldığınız nar ve ıspanak sizi zehirliyor. Bunlar sadece bizim keşfettiklerimiz, bir de bilmediklerimiz ve göremediklerimiz var ki Allah korusun….Büyükşehirler ise artık yaşanmaz hale geldi. Herkes ilk fırsat bulduğunda büyükşehirlerden kaçmanın yolunu arıyor. Ülkemizin her karışı tarım ve hayvancılık için ayrı bir güzellik ama biz ise savaştaki Rusya ve Ukrayna’dan gelecek Ayçiçek yağını, bulguru, pirinci ve nohudu bekliyoruz. Buna rağmen 50 TL olması beklenen Ayçiçek yağını 200 TL’ye, 40 TL olması gereken 5 kiloluk şekeri ise 70 TL’ye almak zorundayız. Bunun temelinde çok büyük bir sıkıntı var, Allah, bize büyük bir bela vermiş ama farkında değiliz. Bu cennet coğrafyada bunları yaşıyorsak bunun başka bir şeyle izahı mümkün olamaz. Bilen ve anlayan için bundan daha büyük bir bela olabilir mi? Bir veya iki milyon insanın yaşayacağı şehirlere 5 milyon, on milyon hatta 15-20 milyon insanı doldurmuşuz ve bugün eğitim, sağlık, güvenlik, ulaşım, çevre, adalet, otopark ve gecekondu sorunlarını çözemiyoruz. Böyle devam ederse her geçen gün daha da kötüye gidiyor. Prof. Dr İlber Ortaylı ayrıca konuşmasında, “Şehirlere göç çekmek bir cehalettir. Bereketli bir ülkede açımdan öleceğim, böyle bir şey olabilir mi? Şehirleri düzenlememizin zamanı geldi.  Dengesiz sanayileşmenin getirmiş olduğu düzensiz şehir yapısını eleştirererek, “Bursa Ovası’nda gerçekten her yer düzensizleşti. Ünlü Bursa şeftalisi gitti, millet unuttu. Parayı yemedikten sonra tabiatın güzelliklerinden istifade edemedikten sonra zenginlik ne işe yarar. Sanayi gelişiyor. Bunu devlet yapıyor. Özel sektör olmasa bile devlet devam diyor. Hala özel sektörün kurduğu okullar diğerleri kadar olamıyor. İşler; İTÜ, ODTÜ mühendisi ile yürüyor. Robert Koleji’nde okuyan öğrenci de, Afyon Lisesi’nde okuyan öğrenci de geliyor. Türkiye’nin idari tarihine bakarsanız bu durum hep böyleydi. Liseden sonra tarih okunmaz. Memleketin yapısı buna müsait değil. Gidecek, tıp veya filoloji okuyacak. Daha sonra tarihten devam edecek. Böyle bir memlekette sanayi kuruluyor. Maalesef mazide, askeri bir dürtme Türkiye’nin sanayileşme ihtiyacını iki misli arttırmıştır. Bunun için Türkiye kendi çevresini tahrip etmiş, sanayileşmiş ve aşırı derecede bir göç başlamıştır. Şehirlere göç çekmek bir cehalettir. Bereketli bir ülkede açımdan öleceğim, böyle bir şey olabilir mi? Şehirleri düzenlememizin zamanı geldi.” Sözleri ile dikkatleri üzerine çekti. Sözün özü, İlber Hoca ve diğerlerini sadece konuşturanlar bugüne kadar şehirler için ne yaptı, bundan sonra neler yapacak ben de sizin gibi çok merak ediyorum.  
Ekleme Tarihi: 29 Mart 2022 - Salı

ŞEHİRLERİ YOK ETME CEHALETİ!

Bana göre Kartepe Zirvesi’nin final konuşmasını Prof. Dr. İlber Ortaylı yapmış ve şehirlere göç çekmenin bir cehalet olduğunu söylemiş….Yıllardır söylüyorum yine de yazacağım, siyaset uğruna ülkeyi talan etmiş, günü kurtarma ve siyaset uğruna şu cennet vatanı cehenneme çevirmişiz. Bunu büyükşehirlerin dışına çıkınca çok daha iyi anlıyoruz ama iş işten geçmiş oluyor. Gerçekten de her karışı şehit kanları ile sulanmış, her bölgesi ayrı bir güzel olan ülkemizi nasıl da bu kadar kötü kullandık anlamakta güçlük çekiyorum. Dışarıdan düşman getirip ülkemizi talan etmelerini istesek inanın bu kadar beceremezdik.. Dağları, taşları, ovaları ve dereleri yok etmişiz. Şehirlerimiz dumanlı, ovalarımız boş, sularımız kirli, yediklerimiz ise vitamin yerine bedenimize zehir veriyor. Marketten aydığınız mercimek, pazardan aldığınız nar ve ıspanak sizi zehirliyor. Bunlar sadece bizim keşfettiklerimiz, bir de bilmediklerimiz ve göremediklerimiz var ki Allah korusun….Büyükşehirler ise artık yaşanmaz hale geldi. Herkes ilk fırsat bulduğunda büyükşehirlerden kaçmanın yolunu arıyor. Ülkemizin her karışı tarım ve hayvancılık için ayrı bir güzellik ama biz ise savaştaki Rusya ve Ukrayna’dan gelecek Ayçiçek yağını, bulguru, pirinci ve nohudu bekliyoruz. Buna rağmen 50 TL olması beklenen Ayçiçek yağını 200 TL’ye, 40 TL olması gereken 5 kiloluk şekeri ise 70 TL’ye almak zorundayız. Bunun temelinde çok büyük bir sıkıntı var, Allah, bize büyük bir bela vermiş ama farkında değiliz. Bu cennet coğrafyada bunları yaşıyorsak bunun başka bir şeyle izahı mümkün olamaz. Bilen ve anlayan için bundan daha büyük bir bela olabilir mi?

Bir veya iki milyon insanın yaşayacağı şehirlere 5 milyon, on milyon hatta 15-20 milyon insanı doldurmuşuz ve bugün eğitim, sağlık, güvenlik, ulaşım, çevre, adalet, otopark ve gecekondu sorunlarını çözemiyoruz. Böyle devam ederse her geçen gün daha da kötüye gidiyor.

Prof. Dr İlber Ortaylı ayrıca konuşmasında, “Şehirlere göç çekmek bir cehalettir. Bereketli bir ülkede açımdan öleceğim, böyle bir şey olabilir mi? Şehirleri düzenlememizin zamanı geldi.  Dengesiz sanayileşmenin getirmiş olduğu düzensiz şehir yapısını eleştirererek, “Bursa Ovası’nda gerçekten her yer düzensizleşti. Ünlü Bursa şeftalisi gitti, millet unuttu. Parayı yemedikten sonra tabiatın güzelliklerinden istifade edemedikten sonra zenginlik ne işe yarar. Sanayi gelişiyor. Bunu devlet yapıyor. Özel sektör olmasa bile devlet devam diyor. Hala özel sektörün kurduğu okullar diğerleri kadar olamıyor. İşler; İTÜ, ODTÜ mühendisi ile yürüyor. Robert Koleji’nde okuyan öğrenci de, Afyon Lisesi’nde okuyan öğrenci de geliyor. Türkiye’nin idari tarihine bakarsanız bu durum hep böyleydi. Liseden sonra tarih okunmaz. Memleketin yapısı buna müsait değil. Gidecek, tıp veya filoloji okuyacak. Daha sonra tarihten devam edecek. Böyle bir memlekette sanayi kuruluyor. Maalesef mazide, askeri bir dürtme Türkiye’nin sanayileşme ihtiyacını iki misli arttırmıştır. Bunun için Türkiye kendi çevresini tahrip etmiş, sanayileşmiş ve aşırı derecede bir göç başlamıştır. Şehirlere göç çekmek bir cehalettir. Bereketli bir ülkede açımdan öleceğim, böyle bir şey olabilir mi? Şehirleri düzenlememizin zamanı geldi.” Sözleri ile dikkatleri üzerine çekti.

Sözün özü, İlber Hoca ve diğerlerini sadece konuşturanlar bugüne kadar şehirler için ne yaptı, bundan sonra neler yapacak ben de sizin gibi çok merak ediyorum.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve hedefgazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.