Simge Çelik Korkmaz
Köşe Yazarı
Simge Çelik Korkmaz
 

Çocuklar Bayramın Gölgesinde Kalmasın

Ramazan telaşı, oruç, iftar, sahur derken Ramazan'ın sonunda bayrama ulaştık, tabi ki öncesinde bayram temizliği yapıldı, arife günü belki tatlılar hazırlandı ve sevdiklerimizi beklemeye başladık veya sevdiklerimizin yolunu tutmaya başladık, uzakta olan akrabalarımızı aramaya, yakında olanları ziyarete koyulduk, belki de şehir dışına çıkıp sevdiklerimizin yanına gittik...  Çoğumuz belki de "Ah ah nerede o eski bayramlar?" marşını söyledik, klasiktir tabi nerede o eski bayramlar söylemi... Önceden çocuklar şeker toplamak için kapı kapı dolaşırlardı, şimdi ise içimizde bir korku aman ha kimsenin evine gitmeyin çocuğum, yanımızdan ayrılmayın demeye başladık, güvenliklerinden korkar olduk, haksız mıyız? Hayır... Aileler kocamandı, büyüklerimizin evinde toplaşır, onların konuşmalarını, sohbetlerini dinlerdik, el öpmeyi, saygı göstermeyi, hürmet etmeyi, misafiri hoş karşılamayı öğrenirdik... Şimdi çocuklardan izin alarak tamam oğlum/kızım çok kalmayacağız en fazla bir saat durup kalkarız diyerek koşullu gider olduk...  Belki de çocuklar büyüdü ve bize bile eşlik etmek istemez oldu...  Peki neden? Biz mi bunları aşılayamadık, çok mu sıkıcı geçmeye başladı, görev olarak mı görmeye başladık ve öyle mi yansıttık yoksa çocukları götürdüğümüz ortamlarda kendilerini rahat hissedemeyip, huzursuz mu hissetmeye başladılar? Hürmet adı altında bedenine zorla dokundurmak, zorla öptürmek, öpmek istemediklerinde duydukları sözlerle canlarının acıması, ruhlarına ağır gelmesi miydi sorun? "Ay bu da aynı .... benziyor" "Yabani mi bu?" "Ay siz de bu çocuğa hiç bir şey öğretmemişsiniz"  Hiç düşünmeden kurduğumuz o cümleler minicik yüreklere ne kadar ağır geliyor aslında da farkında değiliz veya farkındayız ama umrumuzda bile değil. Laf ola beri gele tarzında konuşmaları ne çok yapıyoruz oysaki...  Bunu yapmayanlar da illaki sorgulamaya çalışıyor. "Eee okul nasıl gidiyor?" "Kaç alıyorsun derslerden?" "İki kere iki kaç eder?" "Anneni mi seviyorsun yoksa babanı mı?"  Çocuklar bayram heyecanını mı yaşasın o coşkuyu mu yaşasın yoksa sorgularla iyice köşeye mi sıkışsın, ne söyleyeceğini mi şaşırsın...  Bayram da bari salalım çocukları, mutluluklarına odaklanalım, sohbet etmek sorgulamak demek değil, yanınıza gelen çocuk illa sizinle temas etmek zorunda değil, en başta saygı duyup birey olduğunu unutmayalım sonra da çocuk olduğunu ve bayram coşkusunu yaşatmaya çalışalım, şeker verin, ufak harçlık verin, komik oyunlar oynayın, hangi oyunları sevdiğini/oynadığını sorun, oyunlarına katılın, çocuklar bayramı iple çeksinler, bu bayramın nasıl olduğunu, neden olduğunu anlatın, bilinçlensinler. Daha önce onlarla paylaşım yaptığınız ufak bir anıyı anımsatın, anlatın ki sizin için kendilerinin değerli olduğunu ve o ufak anıyı bile unutmadığınızı bilsinler.  Bayramda kendi sohbetlerimizden çok çocuklara odaklanalım, gelenek ve göreneklerimizi güzellikleriyle paylaşıp, aktaralım ki zamanla bu değerler yok olmasın, erimesin, daha da güçlenerek artsın...  O zaman herkese mutlu bayramlar...
Ekleme Tarihi: 09 Nisan 2024 - Salı

Çocuklar Bayramın Gölgesinde Kalmasın

Ramazan telaşı, oruç, iftar, sahur derken Ramazan'ın sonunda bayrama ulaştık, tabi ki öncesinde bayram temizliği yapıldı, arife günü belki tatlılar hazırlandı ve sevdiklerimizi beklemeye başladık veya sevdiklerimizin yolunu tutmaya başladık, uzakta olan akrabalarımızı aramaya, yakında olanları ziyarete koyulduk, belki de şehir dışına çıkıp sevdiklerimizin yanına gittik... 

Çoğumuz belki de "Ah ah nerede o eski bayramlar?" marşını söyledik, klasiktir tabi nerede o eski bayramlar söylemi...

Önceden çocuklar şeker toplamak için kapı kapı dolaşırlardı, şimdi ise içimizde bir korku aman ha kimsenin evine gitmeyin çocuğum, yanımızdan ayrılmayın demeye başladık, güvenliklerinden korkar olduk, haksız mıyız? Hayır...

Aileler kocamandı, büyüklerimizin evinde toplaşır, onların konuşmalarını, sohbetlerini dinlerdik, el öpmeyi, saygı göstermeyi, hürmet etmeyi, misafiri hoş karşılamayı öğrenirdik...

Şimdi çocuklardan izin alarak tamam oğlum/kızım çok kalmayacağız en fazla bir saat durup kalkarız diyerek koşullu gider olduk... 

Belki de çocuklar büyüdü ve bize bile eşlik etmek istemez oldu... 

Peki neden? Biz mi bunları aşılayamadık, çok mu sıkıcı geçmeye başladı, görev olarak mı görmeye başladık ve öyle mi yansıttık yoksa çocukları götürdüğümüz ortamlarda kendilerini rahat hissedemeyip, huzursuz mu hissetmeye başladılar?

Hürmet adı altında bedenine zorla dokundurmak, zorla öptürmek, öpmek istemediklerinde duydukları sözlerle canlarının acıması, ruhlarına ağır gelmesi miydi sorun? "Ay bu da aynı .... benziyor" "Yabani mi bu?" "Ay siz de bu çocuğa hiç bir şey öğretmemişsiniz" 

Hiç düşünmeden kurduğumuz o cümleler minicik yüreklere ne kadar ağır geliyor aslında da farkında değiliz veya farkındayız ama umrumuzda bile değil.

Laf ola beri gele tarzında konuşmaları ne çok yapıyoruz oysaki... 

Bunu yapmayanlar da illaki sorgulamaya çalışıyor. "Eee okul nasıl gidiyor?" "Kaç alıyorsun derslerden?" "İki kere iki kaç eder?" "Anneni mi seviyorsun yoksa babanı mı?" 

Çocuklar bayram heyecanını mı yaşasın o coşkuyu mu yaşasın yoksa sorgularla iyice köşeye mi sıkışsın, ne söyleyeceğini mi şaşırsın... 

Bayram da bari salalım çocukları, mutluluklarına odaklanalım, sohbet etmek sorgulamak demek değil, yanınıza gelen çocuk illa sizinle temas etmek zorunda değil, en başta saygı duyup birey olduğunu unutmayalım sonra da çocuk olduğunu ve bayram coşkusunu yaşatmaya çalışalım, şeker verin, ufak harçlık verin, komik oyunlar oynayın, hangi oyunları sevdiğini/oynadığını sorun, oyunlarına katılın, çocuklar bayramı iple çeksinler, bu bayramın nasıl olduğunu, neden olduğunu anlatın, bilinçlensinler. Daha önce onlarla paylaşım yaptığınız ufak bir anıyı anımsatın, anlatın ki sizin için kendilerinin değerli olduğunu ve o ufak anıyı bile unutmadığınızı bilsinler. 

Bayramda kendi sohbetlerimizden çok çocuklara odaklanalım, gelenek ve göreneklerimizi güzellikleriyle paylaşıp, aktaralım ki zamanla bu değerler yok olmasın, erimesin, daha da güçlenerek artsın... 

O zaman herkese mutlu bayramlar...

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (1)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve hedefgazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Semos
(11.04.2024 10:05 - #72632)
Öncelikle iyi bayramlar size de... Yazdıklarınız da çocukluğumu okudum ve ben de nerde o eski bayramlar dedim...İnşallah bu yeni nesile çocuklarımıza bizim çocukluğumuzun saflığını sevgisini aktarabilir onları koruyabilir ve onların bir birey olduğunu unutmadımiz bayramlar yasatiriz... Kaleminize sağlık....
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve hedefgazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.