Yılmaz Vural maçı değerlendirdi

  TFF 2. Lig Kırmızı Grup 18. hafta karşılaşmasında Belediye Derincespor, Menemen FK’yı konuk etti. Karşılaşmayı 3-2 Menemen FK kazandı. Menemen FK’nın deneyimli teknik adamı Yılmaz Vural maç sonrası gazetecilere açıklamalarda bulundu. Yılmaz Vural'ın yaptığı açıklama ise şu şekilde: "Aşağıda da tabii çok yakın puanlarla bu mücadele devam ediyor. Bugün de görüldüğü üzere Derince takımı iyi direndi. Biz maça çok iyi başladık. Pozisyonlar bulduk ve birinci devre bizim dört, Derince'nin iki pozisyonu oldu. Birisi gol oldu, birisi direkten döndü. İkinci devrede yine denk pozisyon sayısı var. Birinci devre Derince'de üç pozisyonu, bizim dört tane pozisyonumuz var. Ve bunlardan biz üçünü gole çevirdik, onlar ise ikisini gole çevirdi. Ben tebrik ediyorum kendilerini verdikleri mücadeleden dolayı. Bizim de yakın olduğumuz bir takım. Kulübün başkanı, kardeşimiz, arkadaşım bir mücadele veriyor. Dolayısıyla inşallah bir an evvel tehlikeli bölgeden çıkıp daha iyi yerlere gelirler. Ben buradan sevgili Belediye Başkanımızdan rica ediyorum. Bir futbol alanı olarak çok güzel bir alan var burada. Arkaya doğru da 40 dönüm bir alan var. Yani burası belediyenin. Burada spor yapılıyor, Derince temsil ediliyor. Tabii ki bir şirketleşme olduğu için şu mantık çıkabilir. Hisse aldınız, her şeyi siz yapın, ne yaparsanız yapın mantığı olabilir. Takımımız Derince Belediyespor. Dolayısıyla gençlerimizin bir meslek sahibi olmasını istiyorsak belediyemizin ilk görevlerinden biri onlara spor yapacakları bir alan yaratmaktır, ve zaten de çok güzel bir yer yapıldı. Ve bu zeminde iki takım oynamak zorunda kaldı. Çünkü burada antrenman yapılıyor. Ben kendimi yalnız Menemen Spor'un teknik direktörü olarak görmüyorum. Ben de bu yörenin çocuğuyum. Annem ve dedem buralı, babam Adapazarlı.   KOCAELİSPOR İLE GURUR DUYUYORUZ "Burası çalıştığımız bir kent ve şu anda Kocaelispor'un başarısıyla gurur duyuyoruz. Ara sıra Ertuğrul kardeşimle de dertleşiyoruz, araşıyoruz. Onlar da çok iyi gidiyorlar. Umarım Hodri Meydan ile beraber bu takım tekrar layık olduğu yere döner. Eskisi gibi Türkiye liginin çok ciddi ekiplerinden bir tanesi olur. Yani bunu umut ediyorum. Bunun olacağını biliyorum. Söyleyeceklerim bu kadar arkadaşlarım. İstanbulspor maçında maalesef İstanbulspor kendine yapılmış büyük bir haksızlık olarak addetti ve futbol sahasında oynamanın sonucu etkilemediği kanaatinde olduğu için öncesinde iki tane hakem kardeşimiz, bu sefer de bir hakem kardeşimizin bir olayı yoktu. Daha medeni bir şekilde bir protesto oldu ve İstanbulspor belki de maçı kazanmış olsa bile düşme potasından çıkabilecek bir maç ve şu anda eksi 3 puana gidecek. Bir de maçı kaybetmiş durumda olacak. Yazık günah. Herkes emek veriyor. Herkes bu Türkiye liginde ben istediğimi yaparım mantığıyla yapamaz. Artık tepkiler büyümeye başladı. Yakında sahada oynayacak takım bulamayacağız. Yani hakem kardeşlerim de kendi kendilerine çıkıp maçı idare edenler olur. Yani lütfen bir pozisyon on küsur dakika tartışılmaz. Yani ya budur ya odur. Bakıyoruz televizyonlarda maçı izliyoruz, eski hakem faul diyor, üç tanesi değil diyor. Yani bu kadar büyük bir saçmalık olamaz. Artık hakemlere yardımcı olunsun, bu hataları yapmasınlar diye "Var" diye sistemde görüntüler var. 30 bin yerde ne olduğu gözüküyor. Bunun nasıl kararı verilmez hayret ediyorum. Yani biz futbol emekçileri olarak hakikaten kuralların takıma göre adama göre yapılmamasını, kurallar varsa büyüğü küçüğü olmadan birlikte yapılmasını herkese aynı derecede yaklaşılmasının gerektiğini düşünüyoruz.   KULÜPLER BİRLİĞİ’NE BİR TAVSİYEM VAR Yani çekinecek bir şey yok. Bir maç oynanıyor neyse doğrusu kimse size o an için katılabilirler ama uzun vadede herkes kazanır olur. O yüzden merak ediyorum bu tepki ceza vermekle çözülür mü? Bir takımın çekileceği sahadan protesto üstüne protesto oluyor. Kimisi dayanamıyor tepki koyuyor, kimi daha efendice yapıyor. Yani demek ki burada bir soru işareti var. Bu lig güvenilir bir lig değil anlamı çıkıyor. Hiçbir kurum birbirine güvenmiyor. Başımızdan, bizi yönetenlerden aşağı kadar, sahaya kadar kimse kimseye güvenmiyor. Bu güvensiz ortamda bir iş yapılamaz. Lütfen futbolu yöneten arkadaşlarımız, kural koyucu kardeşlerimiz bu konuda ne olur ivedilikle bir karar alsınlar. Bu lig yalnız birkaç tane büyük takımın ligi değil. Kulüpler Birliği'ne de bir tavsiyem var. Aşağıda da vakıflar kuruldu ama beceremiyor arkadaşlar. Bu ülkenin 136 tane profesyonel takımı var. Bu birlik 136 tane futbol kulübünün birliği olmalı. Kerem Aktürkoğlu nereden geldi Galatasaray'a? Erzincan'dan. Arkadaşlar burası Türkiye liglerin alt yapısı. Buradan gelen gençlerle Türkiye ligleri o üç tane oyuncuyu dahi bulamayan, bulamaz durumda. Oynatılan üç tane oyuncuyu da mecburiyetten oynatıyorlardır. Yani bu kadar kısır, bu kadar eğitmeyen, öğretmeyen bir futbol camiası bu mudur Allah aşkına?    FUTBOLU KİMİN YÖNETTİĞİNİ BİLMİYORUM Bakın Beşiktaş'ın borcu sekiz buçuk milyar, bundan bir ay evvel 25 milyar da dört takımın. Nedir bu ya? Ne yapıyorsunuz kardeşim? Bu paralar nereye gidiyor, kime veriyoruz, nasıl veriyoruz? Gelen gidiyor. Devlet kural koymaya çalışıyor. Herkes kendi döneminde sorumlu olsun diye. Efendim neymiş, yönetici bulamamışlar. Bulamayın kardeşim kapatın futbolu, federasyonu o zaman. Aptalca paraların dağıtıldığı, kimlerin ne oyunları aldığı belli olmayan, iddia denilen bir illetin de ortaya çıktığı ve buna da kimsenin önlem alamadığı bir ortamda iş yapıyoruz. Yani antrenörler emniyet müdürü falan değil. Bu kriterler içine girip de kim ne yapıyor takip edemiyoruz. Böyle bir şey olamaz. Onun için bakın çok değişmesi gereken bir konu var. Tavsiyem, böyle gidecekse bu iş olmaz. Böyle gidecekse daha çok insanın canı yanar ve bundan kimse zevk almaz olur. Bizim yarışmayı düşündüğümüz kimler var? İngiltere, İtalya, İspanya, Fransa, Almanya. Biz bunlarla yarışmak istiyoruz. Şampiyonlar Ligi'nde ilerleyeceksiniz, Avrupa Şampiyonluğu'na, Dünya Şampiyonaları'na ilerleyeceksiniz. Onlar ne yapıyorsa bizde onların yaptığını yapmanız lazım. Ayıp ya. Türkiye Medeni Kanunu İsviçre'den, Ceza Kanunu İtalya'dan, oralardan aldığımız kanun düzeltmelerle bir anayasa oluşturduk ve Türkiye'yi böyle idare ediyorduk. Bir ayıbı yok ki. Kim daha doğru yapıyorsa ona bakarsınız. O ne yapıyorsa ona benzer şeyler yaparsınız. Yok arkadaşlar böyle olmaz. Onun için lütfen Türk futbolunu kim yönetecek bilmiyorum ama bu iş böyle devam edemez. Ben 37 seneden beri futbolu kimin yönettiğini bilmiyorum.   HEPİMİZ BU ÇARKIN İÇİNDEYİZ Bakın bütün buradan bu soruyu halka soruyorum siyaset mi, kulüpler mi, yoksa federasyon mu? Düşünün bakalım kim yönetiyorsa o zaman oraya mesaj yollayın. Bakın hepsi bizim abimiz, kardeşimiz, dostumuz. Burada kişisel bir kritik yapmak istemiyorum. Böyle bir şey olamaz. Hepimiz bu çarkın içindeyiz. Dolayısıyla o kimse eğer bu futbolu yöneten ya da bu konuda karar veren kardeşlerimizin yaptıkları, gittikleri yol doğru değil. Değiştirin kardeşim yazık oluyor. Bu güzel oyun bitmek üzere ve bu güzel oyunda artık saygı kalmadı, inanç kalmadı. 650 milyon dolardan 95 milyon dolara kadar değeri düştü. Lisansı yok. Antrenör çalıştırılıyor. O bilmem ne yapıyor ne burası Allah aşkına ya. Burası dingonun ağırı mı ya affedersiniz. Yani bu kadar sahipsiz mi burası? Ve kimse tepki göstermiyor. Herkes hayatından memnun. Kapalı kapılar arkasında herkes birbirine küfür ediyor. O bunu yapıyor, bu bunu yapıyor. Delikanlı olun biraz. Yani burası kimsenin babasının malı değil. Futbol bir spor değil. Çok önemli sosyal bir olay. Bakın insanlar işi gücü bırakıp bizi seyrediyorlar ve psikolojik dengelerini sağlıyorlar. Bir an evvel toparlanmak adına hepimizin üstüne vazife düşüyor. Lütfen yapalım. Bakın tekrar ediyorum, rica ediyorum. Bizler 70'li yaşlara geldik artık. Bir düzelme görmeden bu dünyadan göçüp gideceğiz. Mesleğim olduğu için tek ben kendi takımımı düşünmüyorum, ülke futbolunu düşünüyorum. Ve bu konuda bir şeyler yapılması kanaatindeyim. Bunu da yapın lütfen." ifadelerine yer verdi.